18-"Bunlar Ne İş?"

5.2K 326 19
                                    


Multi: Tatliş mi tatliş Beril

Beril'in Ağzından:

"Ciddi misin?" dedim Doğukan'a telefonun ardından. Gerçekten üvey babası mı zorla sevgili yaptırmıştı?

"Evet ama bak Derin'e anlatma. Buğra zamana ihtiyacı olduğunu söyledi." dedi. Böyle ikisi de daha çok üzülüyor.

"Tamam. Hadi görüşürüz ben Buğra'yı arıyayım." dedim.

"Görüşürüz." dediğinde hiç beklemeden kapattım ve Buğra'yı aradım.

Aranıyor: Buğraptal

Dün geceye kadar bir şeyler yemiş ve film izlemiştik. Saat 2'ye geliyordu Eceyle beraber Derinlerden çıkıp evlerimize ayrılmıştık. Sabah olur olmaz hemen Doğukan'ı aramıştım ve bana olayı anlatmıştı. Ve hepimiz bir şekilde suçluyduk.

"Efendim Beril." diyen Buğra'nın sesini duyduğumda üzülsem mi sevinsem mi bilemedim.

"Buğra. Ben... Ben özür dilerim şimdi olayı öğrendim de..."

"Tamam Beril hep sen beni hemen affederdin şimdi sıra bende."

"Sen... Dün akşam neden o kadar sinirliydin peki?" diye sordum aslında cevabını az çok bildiğim soruyu.

"Gereksizle yine kavga ettim. Ortaya Derin'i attı yine. Ve Derin'le olan şeyleri biliyor. Yani bilmiyorum ama herşeyden haberi var. Derin'in ağlayarak gidişi, benim arkasından bağırmam, Duru'nun gelişi, Derin gittikten hemen sonra Duru'nun beni öpmesi... Ve benim Duru'yu itip yere düşmesini sağlayıp kapıyı yüzüne çarpmam. Hepsi resimlenmiş." dedi Buğra. İyi yapmış o kıza.

"Ne yani gereksiz, adam mı tutmuş?" derken telefonu omzumla kulağımın arasında tutup çekmeceden siyah ojemi çıkarıp iki elimin arasında sallayıp masaya koydum. Telefonu kulağımdan ayırıp hoparlör'e aldım.

"Bilmiyorum, yani sanırım çünkü kavga ederken bir zarf çıkardı içinde resmimler vardı. Hepsini yırtıp attığımda 'kopyası var' dedi. Yani bilmiyorum Beril..." derken 2 tırnağıma ojeyi sürmüştüm bile.

"...Ama zaten o kızla gereksiz, seni 'sevgili' yaptırdı. Neden resimleri çekme gereği duysun ki?"

"Kavga ettikten sonra ben evime gelmek için kapıdan çıkarken; 'Derin çok üzülmüştü değil mi? Daha fazla üzülecek.' demişti. Hayır! Derin'e göndermiş olamaz." dediğinde elimdeki fırçayı içinde oje olan tüp gibi şeyin içine koydum ve telefonu elime alıp hoparlörden çıkarıp kulağıma tuttum.

"Buğra ben Burak'ı arıyım. O alsın. Ya da dur ben mi gidip alsam. Aslında ne kadar çabuk o kadar iyi ben Burak'ı arıyorum. Görüşürüz." deyip telefonu yüzüne kapattım.

Aranıyor: Burakuzum

Ekranda gördüğüm resimle gülümsedim. Beraber uyuduğumuz gün resmini çekmiştim ve burnunun altına bıyık yapmıştım.

"Alo aşkım." dedim hemen söze girerek.

"Efendim aşkım." dedi sesini mıncırdığım.

"Şimdi Burak size mektuplar kargolar falan nereye geliyo?" derken diğer elime geçmiştim bile.

"Evin önünde kapının yanında bir kutu var ya. Oraya geliyo. Neden ki?"

"Sürekli sizin kapının tam sağındaki salıncakta oturuyorsun ve Derin hiç bir şekilde orayı görmüyo. Oraya bir zarf gelicek ve içinde bir kaç resim var. Onları alıp hemen yırtıp at." derken bir kaç kapı sesi gelmişti. Ve dışarı çıktığını anladım.

Yaz BelamWhere stories live. Discover now