13. BÖLÜM

29 4 0
                                    

İyi okumalar dilerim :)

Ateş zile basınca beklemeye başladık. Kapı açılınca karşımızda çilemi gördüm. Ne işi vardı ki burda

Çilem bize bakıp

"abi, larin sizin ne işiniz var burda" diye sordu şaşkınlıkla.

İçeri girip "Konuşacağım" dedim. Birşey dememişti.

Beraber ayakkabılarımızı çıkarıp oturma odasına girdik.

Herkes buradaydı. Herkesin gözü ben ve ateşin üstündeydi.

"Ooo larin hanım hoşgeldiniz, evin yolunu bulabildiniz sonunda" dedi babam. Pardon Agah kaya.

Boş yere oturup "İnanırmısın baba evin yolunu unutmuşum" dedi alay ederek. Kaşlarını çatıp

"Terbiyesiz" dedi. Gülüp

"Pardon da kimsin sen, benim terbiyemi sorguluyorsun. Agah kaya, haddini ve yerini bil" dedim.  Bakmakla yetinmişti.

"Eee nasılsınız görüşmeyeli" diye sordum. Hepsi hayalet görmüş gibi yüzüme bakıyordu.

Gözüm Fırat abiye kaydığında gururla bana bakıyordu. Gülümsedim.

"annecim özlemedin mi beni" diye sordum. Annem sessizce göz yaşlarını akıtıyordu.

Annem cevap vermeyince Zeynep teyzeye baktım.

"Zeynep teyzecim sen nasılsın, hâla oğlunla beni ayırmakta kararlı mısın" diye sordum yapmacık bir gülümseme ile.

Yüzü kızarmıştı.

Abime döndüm bu seferde "Abicim sen nasılsın, uzun zamandır konuşmuyoruz" dedim gülerek.

Abim bakışlarını kaçırmıştı.

"kızım"diyen annemin sesini duydum. Anneme bakıp

" Kızım deme bana "dedim sinirle. Annem göz yaşlarını silip

" Neden söylemedin bize hasta olduğunu "diye sordu.

Alayla gülüp" Neden mi? Beni yıllarca aptal yerine koydunuz. Uzaklara gittim. Umurunuzda değildi. Okudum avukat oldum. Gurur duyun diye ama  umursamadınız. Çocukluğumu öldürdünüz sustum. Sence ben neden söylemedim hasta olduğumu "dedim. 

Ayağa kalkıp" Ya siz varya iğrenç insanlarsınız. Keşke sokakta büyüseymişim de sizinle olmasaymışım. "diye bağırdım. Kimse birşey demiyordu ağzını açıp.

" Benim ailem nerde "diye sordum.

" Öğrenmek mi istiyorsun "diye sordu babam. Ona bakıp

" En doğal hakkım "dedim.

" İyi o zaman söyleyeyim, öldüler sadece bir tane öz abin var. O da nerde bilmiyoruz. Anne ve baba yok öldüler. Ölürken de benim kızımı da öldürdüler. "dedi. Ayağımın altından yerin kaydığını hissettim bir an.

Sendeleyince belimde bir baskı hissettim.

Ateş beni koltuğa oturtmuştu.

" Herşeyi baştan anlat "dedim zorlukla. Nefesim göğsüme batıyordu. Babam kafasını sallayıp

" Ömürün sancısı tuttu, telaşla tabi hastaneye götürdük. Ömürü doğuma aldılar. O gün bir kadın da ömürle aynı doğumhanede doğum yaptı. Senin annen yani.  İkinizde aynı anda doğdunuz. Hemşireler sizi temizlerken bileğinize takılacak olan bilekleri karıştırmışlar. 4 yıl sonra  bir telefon geldi, hastanenin başhekimi. Bebeklerin karıştığını söylüyor. Başımızdan kaynar su döküldü resmen o gün. Hastaneye gittik. Dna testi yapıldı, gerçekti sen bizim kızımız değildin. Senin öz ailene ulaşmaya çalıştık ama meğersem senin annen, baban ve benim öz kızım trafik kazasında hayatlarını kaybetmişler. O gün kızımın öldüğünü duydum ya seni öldürmek istedim ben. Senin ailen yüzünden kızımı göremedim diye. Kızımın kim olduğunu bilmediğim için. Bir abin olduğunu öğrendik sonra, seni ona vermek istedim ama ömür vermedi. Kızımın acısını onunla doldururum dedi. Sırf onun için seni okutup büyüttüm. "dedi.

UMUDUMSUN Where stories live. Discover now