Köstebek

11 1 0
                                    

Mutfağın koruya bakan camının önünde sabah kahvemi yudumlarken telefonum çalıyor. Arayan'ın Ayşe olduğunu gördüğümde hemen yanıtlıyorum.

''Günaydın Ayşe''

''Günaydın Nil Hanım'' diyor. Adımın yanına getirdiği 'hanım' kelimesinden Fırat'ın ya da başka bir şirket çalışanının yanında olabileceğini anlıyorum. 

''Yarım saat sonra acil durum toplantısı yapılacak, acil şirkete gelmeniz gerekiyor' diye devem ediyor Ayşe. Söyledikleriyle kaşlarımı çatıyorum, bildiğim kadarıyla şirkette ters giden bir durum yok. 

''Sorun ne Ayşe?'' diye soruyorum bir yandan saatime bakarak. Sabah sekizi henüz yirmi geçiyor. Kahvemi tezgaha bırakarak, giyinmek için odama gitmeye karar veriyorum. 

Hızlı adımlarla odama giderken ahizenin diğer tarafından gelen erkek sesinin Fırat'a ait olduğunu anlayabiliyorum ama kelimelerini seçemiyorum.

''Peki Fırat Bey'' diyen Ayşe düşüncemi doğrulamış oluyor. ''Şirkete geldiğinizde zaten bilgi verilecek Nil Hanım'' diye devam ediyor. Merakım iyice artarken kaşlarım daha da çok çatılıyor.

.

Yarım saat içerisinde FN Grup binasının önünde oluyorum. Bugüne kadar ki en hızlı hazırlanıp, evden çıkma rekorum olduğuna eminim. Merakla şirket binasına girdiğimde etrafı inceliyorum. Olağan üstü bir durum gözükmüyor. Herkes normal rutini ile işini yapıyormuş gibi gözükürken toplantı salonundaki yoğunluğu fark ediyorum. Önce Ayşe'ye bakıyorum. Toplantı salonunda görünmüyor. Sonra Ayşe'nin odasına doğru ilerliyorum. Kapısını açık bulduğumda içeriye göz atıyorum. İçeride kimse gözükmüyor. Arkamı dönüp Fırat'ın odası ile yüz yüze geliyorum. Kapı mahkeme duvarı gibi kapalı. Kapıyı tıklatmaya gerek duymadan içeriye dalıyorum.

Fırat masasında ellerini başına koymuş bir şekilde oturuyorken benim içeriye dalışımın yaşattığı şaşkınlıkla kafasını yukarı doğru kaldırıyor. Kısa bir an göz göze geliyoruz. Bakışlarımı hemen Fırat'ın karşında, ayakta olan Ayşe'ye çeviriyorum.

"Neler olduğunu biri bana anlatabilir mi artık?" diyorum sabırsızlıkla. Beni alelacele buraya kadar getirmelerinin nedenini merak ediyorum.

Ayşe, bana yanıt vermek yerine göz ucuyla Fırat'a bakıyor. Fırat'ın bana bir şey söylememesi için onunla konuştuğunu tahmin ediyorum. Bu nedenle aradığım cevabı alabilmek için tekrar Fırat'ın gözlerine çeviriyorum gözlerimi.

Fırat, gözlerini benden kaçırarak kol saatine bakıyor. Sonra tekrar bana çeviriyor gözlerini.

"Toplantı salonuna geçelim, tüm cevapları alacaksın" diyor bana sakin ama bitkin bir ses tonuyla. Onu böyle görmeye alışık olmadığım için kaşlarımı çatıyorum. Önden Ayşe çıkıyor ofisten, peşine de Fırat ile ben takılıyoruz. Henüz neler olduğunu anlamadığım için vücudumdaki kasların yavaşça gerildiğini hissediyorum.

Toplantı salonuna girdiğimizde diğer herkesin bizi beklediğini fark ediyorum. Masada oturanların hepsi, müdür sıfatıyla anılan insanlar. Yönetimle alakalı bir problem olabileceğini tahmin ediyorum.

Fırat daha fazla düşüncelere dalmama izin vermeden konuşmaya başlıyor.

"Arkadaşlar, hepiniz bugün neden burada toplandığımızı merak ediyorsunuz. Sizi çok fazla merak içerisinde bırakmayacağım ve konuya direk gireceğim."

Konuyu bildiğini tahmin ettiğimden gözlerimi Ayşe'nin üzerinde gezindiriyorum. Ayşe ise sırayla tüm koltuklarda gözlerini gezdiriyor. Bu durumda şüpheli bir hareket algılamaya çalıştığını seziyorum. Onun dikkatini dağıtmadan, bende aynı şekilde salondaki insanlara göz gezdirmeye başlıyorum.

VADİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin