⚜️ 𝟑 ⚜️

146 1 0
                                    

📜

"Mutlaka." dedi efendisi yavaşça. "Ama ne olursa olsun bazı güçler başarı getirmez. Ezici güçler ve aldatıcı bir zeka kimi olduğu konumda yüceltebilir ya da daha yukarı taşıyabilir. İlavesiz bir ömür, sahte kılığın altında nasıl parlayabilir?"
- 𝓕

Üç gün sonra...

"Efendim."

Pelus iki tarafında, kontrollerini yitirmiş kadınların arasındayken Ebril içeri girdi ve gördükleri karşısında utanç içinde kalakaldı.

Ebril efendisini böyle bulmayı beklemiyordu.

Her iki yanında da güzel sayılabilecek iki konuk, bedenlerinin bir kısmı örtüler arasında olsa da neredeyse tamamen çıplaktı. Elleri boş durmayıp aralarına aldıkları efendi Ziba'nın üzerinde, kolları da boynuna dolanmıştı.

"Ne oldu?" diye bir soru duydu. Efendisinin peçesi olsa da gözlerinin kendisine kitlendiğini biliyordu. Onu... iş üzerinde yakaladığına inanamıyordu!

"Ne?... Ah, sadece..."

Sarmaş dolaş bir şekilde, rehavetle efendisinin etkileyici vücudunda ellerini gezdiren kadınlar utanmazca ve daha fazlasını isteyen tavırlarıyla, gözleri avına kitlenmiş gibi efendi Ziba'ya sarhoşça bakmaya devam ediyorlardı.

"Söyle, Ebril." dedi durgun bir ses.

Ebril hemen gözlerini kaçırdı. "Bölmek istememiştim efendim, çok üzgünüm."

Pelus rahatlıkla kadınların ilgisine kapılmış gibi duran tavrını bıraktı ve hareket etti. Ebril tertemiz gövdesini doğrultup toparlanan efendisinden tıpkı diğer kadınlar gibi gözlerini alamadan izledi. Süt beyazı, yumuşak ve biçimli tenini, çıkarmadığı cübbesinin yakalarını düzelterek bir kısmını gizledi.

"Ama böldün..." dedi tamamen doğrularak. Sesinde suçlama yoktu ve belinin örtüler altında olmasıyla Ebril rahat bir nefes aldığını bile fark etmedi.

"Affedersiniz efendim. Bu saatte hep odanızda olurdunuz, sizi bulamayınca..."

"Anlıyorum." Pelus birkaç adım attı. "Zaten bir yerde durmamız gerekiyordu." Arkadaki kadınların gülüşmeleri duyuldu.

"Eğer isterseniz ben gidebilirim. Muhafızlar..." Pelus sözünü kesti.

"Pekala."

Ebril gözlerini kırpıştırarak efendisine baktı. Yani gitmesini onaylamış mıydı?

Pelus üstünü düzeltti. "Muhafızlar beni ne için bekliyordu?"

Ebril içten içe kendine kızdı. "Bir eğitimci sizin için gelmiş. Efendi Amâr gönderdi."

Pelus'un duydukları ile elleri biraz daha hız kazandı. Kemerinin tokalarını kontrol etti ve çıkışa doğru ilerledi. Adımlarının devamını getiremeden kadınlar sızlanmaya başladı.

"Bizi bir çocuk yüzünden ortada bırakmayacaksın herhalde." diyen kadın ayağa kalkmaya bile zahmet etmedi.

Kumral olan diğer kadın buna güldü. "Esasen o bizim."

"Yine de bu duruma gücendim."

Ebril kaşlarını çattığı an kumral kadın bunu fark etti. "Ah, biri marifetlerini gösteremediği için sinirli." diye alayla konuştu ve vücudunu tamamen ona çevirdi.

"Ona şans verebiliriz. Baksana, tazecik bir bedeni var." Likörü fazla kaçırmış olduğundan kelimelerin bazılarını yuvarlamıştı.

"Yani tecrübesiz. Utançla sünmesini itemeyiz güzelim."

MAHFAS ⚜️ Kalpte Yuva (+18)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang