14. BÖLÜM

7.9K 556 162
                                    

Merhaba 💗

İyi okumalar 💃🏻

Bismillahirrahmanirrahim 🤍

Ayyy birazcık minnacık uzun bir bölüm oldu. 🤭

Yıldız'ı parlatmayı ve yorumları bekliyor olacağım.✨🦋

~Meğerse en parlak yıldızlar gülümsemende gizlenmiş.~

Nemli saçlarımı son kez havluyla kurulayıp havluyu kirli sepetine fırlattım. Aynanın karşısına geçip önce yüzümdeki kılları almaya başladım. Kılları aldıktan sonra yüzümü iyice nemlendirip kremin emilmesini bekleyene kadar saçımı ikiye ayırıp örmeye başladım.
Yarın önemli bir davete katılacaktım ve ben sabah kalkmaya üşendiğim için şimdiden hazırlığımı yapıyordum.

Katılacağım davet bir iş davetiydi ve ben davete annem ve babamı temsil etmek adına icabet edecektim. Bu durumdan pek rahatsız olduğum söylenemezdi çünkü bu tarz davetlere katılınca nedensizce egom tavan oluyordu. Ve bu durum çok hoşuma gidiyordu.

Serumların olduğu raftan kullanacağım serumu alıp yüzüme masaj yaparak iyice yedirdim.
Bakımlı bir insandım ve bu hayatım boyunca böyle olmuştu. Küçük yaşta bile kişisel bakımıma özen gösterirdim. Bana güzel ve bakımlı bir inansan özellikle bir kadın olmanın önemi anlatılmamıştı. Bunu ben yaşayarak ve gözlemleyerek öğrenmiştim.

Ben, güçlü bir kadın olmanın en büyük etkisinin güzellik ve kendini tanımak olduğunu yaşayarak deneyimlemiştim.

Güzel olmak sizi güçlü yapardı çünkü yaşadığınız bu çağda sadece güzellik ön plandaydı. Ama güzellikten daha güçlü bir silah vardı;
Kendinizi tanımak. Kendini tanıyan bir insan neler yapabileceğini bilir ve sınırlarını zorladı.
O yüzden önceliğiniz her zaman kendinizi tanımak olmalıydı.

Üzerimdeki bornozu çıkarıp önce krem rengi ayıcıklı polar pijamamı ardından da üstünü giydim. Duştan çıkar çıkmaz iç çamaşırlarımı giymiştim zaten.

Banyodaki işlerimi hallettikten sonra odama geçip hiç zaman kaybetmeden dikkatli bir şekil yatağıma doğru yürüdüm. Küçük odanın her yerine dağılmış olan kargo paketlerine çarpmadan ilerlemek biraz zordu doğrusu. Diyeceksiniz bir kenara topla işte o daha zordu. Dört gündür depresyonda olan bir birey için hayli zordu bence.
En sonunda yatağıma uzanabildiğim de ince yorganı üzerime atıp bir süre etrafı süzdüm.

Neden depresyonda olduğumu açıklayayım sizlere.
Bir hafta önce o yağmurlu sabahtan sonra eve döndük herşey gayet normaldi. Ben her zamanki gibi Eymen'e musallat olmuştum. O da bana mırıldanarak saydırmıştı. Herşey sıradandı işte.
Eve geldikten bir  iki saat sonra bir gürültü koptu.
Eymen'in bağırışlarıyla uykundan uyanmıştım ama ben ayılıp evden çıkana kadar arabasına binip gitmişti bile. Ne o ne de Makbuş evde yoktu ve tam bir haftadır yoklardı. Ne olduğunu tam anlayamamıştım. Dedeme sorduğum da ailesiyle ilgili bir sorun olduğunu söylemişti.
Yani depresyon sebebim Kukuli'nin burada olmayışıydı. Kısa zamanda alışmıştım şirifsize. Haber verse ölürdü değil mi yani?

Gözüm açık olan pencereye takıldı pencereyi kapatıp kapatmama konusun da ikilemde kalmıştım. Duş aldığım için hasta olmaktan korkuyordum eğer yarın davet olmasaydı hasta olmayı umursamazdım ama davet önemliydi.
Ama kalkmaya da üşeniyordum şimdi. Dedem odama gelince kapatır yine ya.
Kendimi de bir güzel kandırdığıma göre artık rahatlıkla uyuyabilirdim.

.
                            (...)
.

"KOĞUŞŞŞ! KALK! KALK! KALK!"

Duyduğum bağırtı sesiyle yataktan yüz üstü düşmem bir oldu. Yatağın köşesinde yatmaktan vazgeçmeliydim artık.
Kahkaha seslerini aldırmadan yerde uyumaya devam ettim. Her ne kadar kalkıp bağıran şahısa yani Levent'e saydırmak istesem de uykum daha ağır basıyordu.

SEVDA BÜYÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin