Git Hayatımdan!(11. Bölüm)

15 4 0
                                    

Sınıfa girer girmez dizlerimin bağı çözüldü. İşte o! O buradaydı. Dinç buradaydı! Normalce duruyor ve bana selam veriyordu. Ayrıca hafiften de sırıtıyor, ardından sürekli bana sesleniyordu. Ona bakmamaya çalıştım. Fakat öyle yüksek sesle bağırıyordu ki.. Kulaklarımı tıkadım, gözlerimi kıstım ve onun susmasını bekledim. O sustuktan sonra sırama çantamı bıraktım. Fakat o sürekli yanıma geliyor, sırtıma dokunuyor ve tekrar tekrar adımı söylüyordu. İyice rahatsız olmaya başlamıştım. Gözlerim doluyordu. Vera bile onu engelleyemiyordu. Celal olanları fark etmiş olmalı ki yanımıza geldi. ''Pardon da ne oluyor? Çekilsene sen.'' Celal Dinç'i ittirdi. Fakat Dinç çılgına döndü. ''Ne oldu, küçük hanımın sevgilisi falan mısın." Celal iyice sinirleniyordu. ''Güzel kardeşim, adam gibi uyarıyorum. Sende sözümü dinleyip çekil.'' Dinç ise daha da sinirlenip  gücünü göstermeye karar verdi. Celal'in koluna sertçe vurduktan sonra beni kolumdan tutup kaldırdı. ''Ben seni uyardım arkadaş. Çekilseydin.'' Dinç sözlerini bitirir bitirmez belime dokunmaya başladı. Fakat bu sefer Vera'da çok sinirlendi ve Dinç'in üzerine atıldı. Ben nefes alamıyordum. Vera ile Celal ise Dinç'i tutmakta zorlanıyordu. Kabus gibi geçen 1 dakikanın ardından edebiyat öğretmenimiz sınıfa geldi. İlk olanlara şaşırmıştı ama üstünden araba bile geçse ağlamayacak beni hüngür hüngür ağlarken fark etti. Coğrafya hocamız, kısaca Nil Hoca yanıma koştu. Bütün sınıf bana bakarken dışarıda anlatmak istediğimi söyledim.

Kısaca Dinç, ortaokuldayken bana kötü şeyler yaşatmış biriydi. Asla kimseye anlatamamıştım. Bir tek Vera biliyordu. Aklım yerine geldiğinde büyümüştüm. İş işten geçmişti. Ben liseli olmuştum. İşte bunları hocama anlattım. Nil Hoca koşarak sınıfa girdi. Dinç'in kolunu sıkıca tuttu ve yerlerde sürükleyerek onu disipline ve ardından müdüre gönderdi. Herkes ne olduğunu soruyordu. Fakat ben cevap verecek durumda değildim. Vera herkesi yanımdan uzaklaştırdı. Bitmeyen bir dersin ardından teneffüs oldu. Asya, Celal ve Vera beni bahçeye götürdüler. Bende kekeleyerek bütün her şeyi onlara anlattım. Celal endişeli gözlerle bana bakıyordu. Asya ise öfkeli öfkeli Dinç hakkında konuşuyordu. ''Vayy vitaminsiz! Demek ki ona cehennem edeceğiz hayatı.'' Fakat bu sözler kendimi daha iyi hissettirmiyordu. Celal ise sinirli bir şekilde Asya'nın cümlesini devam ettirdi. ''Yaşasın o vitaminsiz, cehennemi.'' Dinç'i düşündükçe kulaklarım çınlıyordu. 

Fakat bir anda karşımda Dinç'i gördüm. Beni yine tuttu. Bir anda boğazımı sıkmaya başladı. Celal ise Dinç'i neredeyse parçalayacaktı. Herkes onu dövüyordu. Fakat Dinç onlar ona vurdukça daha da gülümsüyor, kahkaha atıyordu. Celal onu bırakınca cebinden bir şey çıkardı. Üstünde kan izleri olan bir bıçak... Kim bilir en son hangi masum insanı bıçakladı o şeyle. Asya ile Vera bıçağı görünce kenara çekildi. Dinç bıçakla Celal'e doğru yürüyordu. Dinç Celal'i kenara sıkıştırmıştı. Celal'e dayamıştı bıçağı. Bense koşarak oraya gittim. Fakat geç mi olmuştu? Dinç kahkaha atıyordu. Celal'i bıçakladığını düşünüp iyice sinirlendim. Celal'e hafif batmış olan bıçağı aldım ve Dinç'in tam omzuna batıracakken Dinç elimi sıkıca kavradı. Bir hamle yapıp beni yere düşürdü. Bu sefer benim üzerime doğru geliyordu. Sırıtıyordu. Kızlar korkudan hiç bir şey yapamıyor, Celal ise koşmaya çalışıyordu. Fakat oda kitlenmişti. Bende en sonunda bas bas bağırmaya başladım. ''Defol git artık hayatımdan! Kurtulamıyorum, kurtulamıyorum senden. Eğer sen Celal'i azcık bile bıçakladıysan, masum birini bıçaklamış olduğundan ben geleceğimi önemsemeden seni paramparça ederim. Hangi filmde gördün de kime özeniyorsun sen!'' Var gücümle kalktım ve Dinç'in elini tuttum. Ona tekme atıp o düşünce elindeki bıçağı aldım. Bizim daha fazla dayanamayacağımızı anladım ve kızlardan öğretmenleri çağırmasını istedim. Dinç aldığı darbeden sonra ayağa kalkamıyordu. Bense Celal'in yanına koştum. Fazla bir şeyi yoktu ama onunda dizlerinin bağı çözülmüştü. Onu da kaldırdım sonra ona güvende olduğu için sarıldım. ''Vay be cadaloz, ne kadarda cesurmuşsun sen öyle.'' Cadaloz dediği için kızmadım. Zaten zamanı değildi. ''Vay be Celal. Sende her zaman gıcık etmeye meraklısın. Umarım beni ahirette de gıcık etmeye devam etmezsin. 2. kez ölürsün ona göre.'' Sonunda hocalar gelmişti. Ve bir sürü polis de yanlarındaydı. Polisler Dinç'i tuttu ve karakola götürdüler. Ardından hocalar bizi revire götürdü. 

Yansıma(Tamamlandı)Where stories live. Discover now