Yeni Duygularım(51. Bölüm)

2 1 0
                                    

Aradan bir buçuk saat falan geçti. Oflayarak bekliyoruz. İşte tam o anda, kapı açıldı.

''Biz geldik!'' Ceyhun'un enerjik ses tonu ve Fatih'in gülümsemesini fark ettim. Utanmasam gidip çocuğa sarılacaktım. ''Hoş geldiniz.'' dedi Celal sesini en normal şekilde çıkartmaya çalışarak. ''Yolculuk nasıldı?'' diye sordum neşeyle. ''İyiydi karıcım. Seni çok özledim. 2 aydır görüşmüyoruz.'' Somurtarak Fatih'in sarılma isteğini geri çevirdim. Ceyhun ise yanıma yaklaştı ve kollarını bana doğru açtı. Sarılıp sarılmama konusunda tereddütlüydüm. Ama sarıldım. Ona sımsıkı sarıldım.

''Aldatılıyorum.'' diye mırıldandı Fatih. ''Gözümün önünde karım beni aldatıyor.'' Göz devirerek iç çektim. ''Ben senin hiç bir zaman karın olmadım. Bana hitap şeklini değiştir artık. Adımla seslen. Benim bir adım var.'' Ceyhun'un yanına oturdum. Ceyhun ise bana bakıyordu. ''Kahve almaya gideceğim, gelecek misin?'' Gülümseyerek Ceyhun'un teklifini kabul ettim. Odadan ikimiz beraber çıktık. Merdivenlerden birlikte indik. O da benim gibi asansörden korkuyordu çünkü.

Kafede otururken bol bol sohbet ediyor, onunla dertleşiyordum. ''Ben yokken ne yaptın?'' İç çekip gözlerimi kaçırdım. ''Delirdim.'' Ceyhun kıkırdadı. ''Senin için endişelendim. Güvende olduğunu bilsem bile...'' Derin bir nefes aldım ve gülümsedim. ''Bende bol bol düşünüp kafayı yedim. Ablamın hikayelerine baktıkça daha çok psikopatlaştım.'' Evet, bu doğruydu. Ablamı gördükçe bile psikolojim bozuluyordu. 

Ceyhun ile kahvelerimizi yudumluyorduk. Ceyhun ise sürekli dudaklarını aralar gibi oluyor, fakat hiç bir şey söylemiyordu. Ne diyecekti ki? ''Vera sana bir şey demem lazım.'' Ne diyecekti ki? ''Tabi.'' Ceyhun iç çekti ve eli titreyerek konuşmaya başladı. ''Seni seviyorum. Normalden farklı bir şekilde seni seviyorum.'' Allah'ım çıldıracağım. Sesi titreyerek konuşuyordu ve çok tatlıydı. Kalbim güm güm atıyordu şuan. Elimi kalbime getirerek gülümsedim. İçimde kelebekler vardı sanki şuan. ''Bende seni seviyorum.'' 

Ceyhun ile bakışıyorduk. Elini çekinerek bana doğru uzattı. Niye çekiniyorsun ya! Çekinme ama... Bende elimi ona doğru uzattım. Elimi tuttu. İnanabiliyor musunuz! Elimi tuttu! Kalbim öyle hızlı atıyordu ki, yerinden fırlayacaktı. ''İlk defa bir kızın elini tutuyorum.'' Derin bir nefes aldım. ''Kalbim öyle hızlı atıyor ki şuracıkta öleceğim.'' Ceyhun gülümseyerek ayağa kalktı. ''Gel hastaneye doğru gidelim.'' Yarım kalan kahvelerimizi orada bıraktık. El ele tutuşup hastaneye doğru yürüdük. Ceyhun beni hafiften kendine doğru çekti ve sarıldık. ''Rahatsız olmuyorsun değil mi?'' Gülümsedim ve yüzüme büyük bir tebessüm yerleşti. ''Asla. Rahatsız olmak kim, ben kim?'' Kıkırdayarak yürüdük. 

Ceyhun ve ben hastane koridorlarında yürüyorduk. Ellerimiz hala birbirine kenetliydi ve aramızdaki sessizlik, içsel bir dinginlik yaratıyordu. Ceyhun'un gözleri, içinde bir sevgiyle parlıyordu. Birlikte geçirdiğimiz anlar, Melodi'nin durumu unutturuyordu. Ama hala içimdeki burukluk aynıydı. Değişmiyordu.

''Vera, seni sevmek gerçekten güzel bir duygu.'' dedi Ceyhun, sesi hafif titrek. ''Seninle olmak, bu zor zamanlarda bile içimi ısıtıyor.'' Benimde öyleydi. Çok tatlı ve ince biri bu çocuk. Benim gibi, kalbi kolay kırılanlardandı. 

Gülümsedim ve omzuma hafifçe dokundu. ''Ben de seninle olmaktan mutluyum, Ceyhun. Hayatımda böyle birini bulduğum için şanslı hissediyorum. Sen benim için bir ilksin. Ben hayatım boyunca hiç aşık olmadım ve aşık olmanın yanından bile geçmedim. Ama şuan...'' 

''Şuan ne Vera?'' Gülümsedim ve Ceyhun'a mutlulukla baktım. ''Şuan bir duyguyu ilk defa tattım. Melodi'min yokluğunda kendimi ilk defa bu kadar iyi hissediyorum. Hayatta yaşamam dediğim duygular gelip beni buldu ve ben sana hayran kaldım. Benim gibi bu duygulara uzak birini ilk görüşte etkiledin. Ve sende kendimi buluyorum.'' Ceyhun öyle güzel gülüyordu ki şuan. Göz bebekleri bile sanki kalp şekli almıştı. Kalbim hızla çarpıyordu. 

Ceyhun bana doğru yaklaştı. ''Sakıncası var mı?'' Yanakları kızarmıştı. Çok tatlıydın ya! Huzurla gülümsedim. ''Sakıncası yok.'' Ceyhun beni kendine doğru çekti ve onun dudaklarını dudaklarımda buldum. İnanamıyordum. Bunların gerçek olduğuna inanamıyordum. Kendimi Ceyhun'a bıraktım ve yüzüme büyük bir tebessüm yerleştirdim. Dudakları hala dudaklarımdaydı. Ve sonsuza kadarda öyle olmasına hazırdım.

''Vera, bunlar yaşanıyor mu?'' Utançla gülümsedim. ''Bunlar yaşanıyor Ceyhun.'' Ceyhun ellerini ellerime kenetledi ve Melodi'nin odasına girdik. Benim hala yüzümde tebessüm vardı. ''Oha el eleler. Celal bir şey söyle şu kıza! Beni aldatıyor. Hem de arkadaşımla.'' Ceyhun Fatih'e göz devirdi. ''Fatih o senin karın falan değil. Kimsenin karısı değil.'' Fatih şaşkınlıkla ve öfkeyle Ceyhun'a baktı. ''Kimin karısı?'' Göz devirerek dudaklarımı araladım. ''Birinin karısı değilim, ama Ceyhun'un-'' Duraksadım. Ceyhun ise lafımı devam ettirdi. ''Vera benim sevgilim. Ona lütfen böyle davranma.'' Sevgilisi miydim? Oha! Sevgilim mi vardı şimdi benim? 18 yaşındaydım neredeyse, ve bu duyguları ilk defa tadıyordum. Yaşıtlarımdan farklıydım, çorap değiştirir gibi sevgili değiştirmiyordum. Benim ilk defa sevgilim olmuştu. Ve ondan başkasını istemiyordum. Ben onu seviyordum. 

Fatih ve Celal şaşkınlıkla bizi izliyor, biz ise hala ellerimizi birbirimizden ayırmamıştık. Ben aşık oldum. Hem de en doğru kişiye, bulabileceğim en doğru insana. 

''Ceyhun nasıl sana aşık oldu ya! Daha önce normal kız arkadaşı bile olmamıştı. Kızlarla arası çok kötü. Onlarla konuşmaz bile!'' İç çektim ve gülümseyerek Ceyhun'a baktım. ''Bilmem ki.'' Ceyhun ise yeşil gözlerime derin bir nefes alarak baktı. ''Fatih kıskançlık yapma.'' Ceyhun kıkırdıyordu, Fatih ise pişkin pişkin Ceyhun' bakıyordu. Bir süre sessizlik oldu. Sessizliği Celal bozdu. ''Herkes sevdiğine kavuştu, bir ben kavuşamadım lan.'' Fatih öksürdü. ''Tek sen mi?''

Celaller odadan çıkmışlardı, odada tek ben ve Melodi'm vardı. Melodi'ye hemen bunu anlatmalıydım. 

''Melodi biliyor musun, benim artık sevgilim var. Ve o beni öptü. Çok ilginç değil mi?'' Beklediğim gibi, cevap yoktu. Ve ben şimdi bunları kime anlatacaktım? İç çektim ve çaresizce dolan gözümü sildim. Hadi ama Vera, mutlu olman lazım. Neden gözün doluyor?

Melodi'min elini tuttum. ''Uyan ne olur.'' diye mırıldandım. Yalvarıp yakarıyordum. Ve Melodi elimi sıktı. Bu sefer hayal görmüyordum, hissetmiştim. Dokunmuştu bana. Kapıyı açıp hastane koridorlarında sohbet eden Celallere bas bas bağırdım. ''Celal Melodi uyanıyor!'' 

Celaller koşarak odaya geldi. Celal Melodi'me bakıyordu. Evet, eli oynuyordu. Bunu Ceyhun ve Fatih bile görmüştü. ''Gözün aydın.'' dedi ve yanağımdan öptü beni Ceyhun. Kıkırdadım ve ikizimin saçlarına dokundum. ''Her şey geçecek. Sen iyileşeceksin, İstanbul'a geri döneceğiz. İstanbul bizi özledi Melodi'm''

Yine ağlıyordum, fakat bu sefer mutluluktan. Ceyhun eliyle gözlerimi sildi. ''Ağlama ama!'' Ceyhun'a sarıldım ve ağlamaya devam ettim. ''Ceyhun lütfen sende bizimle İstanbul'a gelll.'' Ceyhun çaresizce bana baktı. ''Sevgilim, gelemem. Annemleri yalnız bırakamam. Ama söz veriyorum, ara tatilde gelip kalacağım. Söz bak! Ara tatile 1 ay falan kaldı.'' İç çektim ve Ceyhun'un göğsünde ağlamaya devam ettim. ''Seni seviyorum.'' Ceyhun gülümsedi. ''Ben daha çok Vera.''  

Melodi kolunu kenara koydu. Ama hala gözlerini açmıyordu. Mırıldanıyordu sanki. Ama o yeşil gözlerini açamıyordu! Aç hadi gözlerini ikiz! Melodi'nin yanına tekrar gittim. Onu dürttüm, ben dürttükçe mırıldanmasının sesi daha çok artıyordu. Melodi derin bir nefes verdi. Ama hala gözleri aralanmadı.


Yansıma(Tamamlandı)Where stories live. Discover now