Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Violins playin' and the angels cryin' When the stars align, then I'll be there
"Ne yapıyorsun bana.." Fısıltıyla dudaklarıma söylemişti. Kollarını bağladığı belimde artık sadece elleri vardı. "Dudakların," narin bir şekilde öpmüştü dudaklarımı, "Tenin," bu kez yanağımı öptü, "Kokun." Dudakları bu kez boynuma mühür yerimin üstünde durmuştu. Kucağında oturduğum alfa kendinden geçmiş gibi seviyordu beni.
Bir süre sessizce sadece birbirimizi sevmiştik. Kızgınlık muhtaçlığından uzak, sadece saf bir sekilde. Çalan ev ziliyle Taehyung beni yatakta bırakıp odadan çıktığında merakla peşinden ben de gitmiştim. Taehyung kapıyı açtığında kesinlikle ikimizde ellerinde ufak bavullarıyla bekleyen ailesini beklemiyorduk. Ufak bir kız içeriye koşarak girdiğinde Taehyung hızlıca bana döndüğünde panikle ona bakıyordum. Babası ve annesi karşımızda bize bakarken ikimizde sessizce onlara bakıyorduk.
"Hoşgeldiniz." Demişti Taehyung annesinin elindeki bavulu alırken. Annesi Taehyung'a sarılıp yanağına elini koyup sessizce dudaklarını hareket ettirerek "Neden?" Demişti. Taehyung yutkunarak hala kapının eşiğinde duran babasına döndüğünde benim olduğum yere yaklaşan annesinin önünde eğilip selam vermiştim. Hafifçe gülümseyerek "Miyeon! Nereye kayboldun yine!" Ufak kıza seslenmişti.
Babası içeriye girdiği gibi bana bakarak "Evine git." Demişti. Bir anda bu kadar sert konuşmasını beklemiyordum. Taehyung bana döndüğünde babası yanımızdan geçiyordu "Taehyung bir dakika içinde, o evden gitmiş olacak." Demişti benim için. Sinirlenmiştim. Eşyalarım Taehyung'un odasındaydı ama umursamadan açık olan kapıya yürüyüp dışarı çıktığımda Taehyung hızlıca yanıma gelmişti. "Özür dilerim." Hızlıca dudaklarımı öptüğünde "Teyze! Abim buradaki abiyi öpüyor!" Diye bağıran ufak kızla hızlıca ayrılıp küçük kızın ağzını kapatmıştı. "Görmeyeli çok fena bir şey olmuşsun Miyeon." Demişti.
Annesi yanlarına geldiğinde "Taehyung, baban sinirleniyor." Demiş ve Miyeon'u kucağına alıp ufak çantasını omzuna takarak "Biz biraz gezelim." Demiş, evden çıkmıştı. Ben de Taehyung'a bakıp kafamı sallamıştım. Kapıyı kapattığında yanımda duran annesiyle beraber merdivenlerin olduğu kısıma yürüyorduk "Siz olamazsınız Jungkook. Bunu kötülüğünüz için demiyorum. Bizim, sizin ne kadar düşmanımız var bilmiyorsunuz bile. Başlamadan bitirin bunu. Gelecekte her şey için geç kalmadan bitirin." Merdiven kısmına geldiğimizde o aşağı inecek ben yukarı çıkacaktım. Gülümseyerek " İyi günler efendim." Demiştim. Miyeon bana el salladığında gülümsemiştim.
;
"Şaka mı bu?"
Hayır.. Jimin bildiğin uzak durun birbirinizden dedi.
