0013

409 31 30
                                    

It's beginning to look a lot like christmas

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

It's beginning to look a lot like christmas.

"Daha önce hiç hediye almadın mı annecim?" Annemle salonda oturmuş Jungkook için hediye almayı düşünüyordum ama ne alacağımı bilmiyordum. "Anne aldım ama bu alacağım hepsinden çok önemli." Demiştim. "Tamam o zaman onunda hoşuna gidecek bir şey yapmalısın. Neler hoşuna gider?" Sorulan soruyla hoşuna giden şeyleri düşünmeye başlamıştım. "Bilmiyor musun Tae?" Şaşkınlıkla soran anneme hayır anlamında kafa sallamış yerimden kalkmıştım. "Buldum. Gidiyorum ben." Kapıya yürürken konuşmuştum.

;

"Ciddi olamazsın Jungkook." Karşısında ona şaşkınlıkla bakan kuzenine göz devirmişti. "Sana asla izin vermezler." Jungkook sırıtarak bakmaya başladığında Chae hayır anlamında kafasını sallamıştı. "Başka şansım mı var Chae?" Kaşlarını çatarak sorduğu soruya karşı bir şey diyememişti Chaeyoung. "O yüzden söyleyeceğim." Demişti kesin bir ses tonuyla.

"Hadi kalk çıkalım daha hediye alacağım alfama." Sırıtarak cilveli şekilde konuşan omegaya bakan kızda kalkmış, ikisi beraber evden çıkmışlardı.

;

"Jungkook hediye derken bundan bahsettiğini hiç düşünmemiştim." Şaşkınlıkla konuşan kızı umursamadan önünde duran pijama takımlarına ve iç çamaşırlarına bakıyordu. Elleri bu dönemler gelince kırmızı, yeşil ve beyazın hakim olduğu kıyafetlerin arasında geziyordu. Beğendiği takımı ve birkaç şey daha almıştı. Mağazadan çıkarken yanına duran kızın eline poşet tutuşturunca kız şaşkınlıkla poşete bakmış, içerisinde hediye paketine sarılmış bir hediye gördüğünde karşısında duran çocuk sarılmıştı. "Teşekkür ederim Chae."

;

"Jungkook." Yarım ağız Jungkook diyen kuzenini duymayan omega ellerinde duran mumları düşürmeden koklamaya çalışıyordu. "Jungkook(!)" Hafif sesli bir şekilde konuştuktan sonra omegayı dürttüğünde arkasını döndüğü anda gördüğü bedenle heyecanla elindeki mumları bırakmış, boynuna atlamıştı. "Ne işin var senin burada?" Neşeyle konuşan omegayı kollarının arasında tutarken saçlarından öpmüş, "Sen burada neden bulunuyorsan ondan." Demişti.

Üçü birlikte bütün alışverişlerini yaptıklarında hepsi ellerinde poşetlerle çıkmışlardı. "Bebeğim bu kadar ne aldın?" Diyen alfayla elindeki poşetlerin içerisinde ne olduğunu bilmeyen omega omuzlarını sallamış "Aldım işte!" Demiş yalandan bir trip atmıştı. "Nasıl geldiniz buraya?" Diyen Taehyung'a "Benim arabamla geldik, siz beraber eve gidin ben de eve gideyim olur mu Kook?" Diye cevap veren Chaeyoung'a kafa sallamış "Olur güzelim sen git, geç kalma Jen'e- pardon yemeğe." Diyen Jungkook kovalanmaya başlayınca, elindeki poşetlerle kaçmaya çalışıyordu.

;

"Bebeğim uyuyacaksın." Elini omeganın kendisine çektiği bacağının üstüne koyup okşamıştı. "Babamlarla konuşacağım." Omeganın sesi kısık ve sakin çıktığında alfa arabasını park ediyordu. "Güzelim, senin için nasıl rahat edecekse öyle yapalım." Dediklerini duyan omeganın gözleri dolmuş, olduğu yerden alfaya uzanıp sarılmışlardı. Bir süre sarıldıktan sonra arabadan inmiş omega bagajda duran poşetleri alan alfanın elinden poşetlerin birazını almak istediğinde alfa engel olmuştu. "Kendi poşetlerimi kendim taşıyabilirim Taehyung!" huysuzlanarak konuşan omegaya bakmış, hızlıca yanağını öperek yürümüş binaya girmişti.

Milk And Cookies 'tkWhere stories live. Discover now