ESİR

18 - KAFES

tuvalette nasıl kaçacağımı düşünürken duşakabinin içindeki çekpası alarak sopasından çıkarttım bir sopayla ne yapabilirdim bilmiyorum ama boş boş oturmaktan iyidir

içeride iki adam vardı sessiz bir şekilde halledeyim de dışarıdakiler sonraya kalsın

" bitmedi mi işin "

" çı çıkıyorum birazdan " dedim ve sifonu çektim sonrada musluğu açarak alttaki dolabı karıştırdığımda çamaşır suyunu gördüm ne kadar işe yarardı bilmiyorum ama canını yakabilirdi

" hadi artık bak gideceğim " dediğinde konuşmadım şüphelenmesini bekledim ki zaten dediğim olmuştu birden kapıyı açınca sopayla başından vurdum ama pek etki etmedi bana doğru yürüdüğünde ayağı takılarak sendelemesini fırsat bilerek karın boşluğuna tekme attım ve yere düşmesini sağladım

dışarı çıkarak kapıyı üzerine kilitledim diğer adam duyduğu seslerin üzerine gelerek beni gördü ve bir anda çamaşır suyunu yüzünde hissetmesiyle bağırmaya başladı ne olduğunu düşünüyordu acaba

bir anlık bir korkuyla elindeki silahı düşürünce fırsattan istifade silahı aldım ve ona doğrulttum

" geri çekil " dedim ve salona doğru ilerlemeye başladım

" Şura abla " dedi Narin şaşırarak yanına giderek hızla ellerini ve ayaklarını çözdüm

" arkamda kal " dedim ardından adam sersem bir şekilde salona geldi

" kapıyı açın "

" öyle bir şey söz konusu bile olamaz " dedi zar zor

" vururum " dediğimde silahı ona doğrulttum ama daha gözünü açamadığı için göremiyordu

" daha önce silah kullanmadığına eminim şimdi ver o silahı " teknik olarak bu doğruydu ama canımı kurtarmak için kullanmaktan çekinmezdim ve öldürmesem bile yaralamam yeterli olurdu... bu yüzden Urazın bana yaptığı gibi bacağından sıkmam yeterli olmuştu fakat ateş ettikten sonra bakışlarımı çevirmem gerekiyordu... kan tutuyor olması işimi zorlaştırıyordu

" sürtük "diye bağırırken duyulan sesten dolayı içeriye üç tane adam girdi ve bize silah doğrulttu

" ne yapacağız " dedi Narin arkamdan

" bilmiyorum " dedim çünkü olan buydu ne yapacağımı bilmiyordum silahı tekrar onlara doğrulttuğumda alkışlayarak içeri  kartal girdi

" vay vay vay şaşırttın beni " dediğinde namlunun karşısına geçerek ellerini cebine soktu

" bu işe yaramaz korumaları alt etmişsin "

" çekil önümden " dediğimde güldü

" gerçekten mi şu an çekilip çıkıp gitmene izin vereceğimi filan mı sandın "

" tam olarak öyle yapacaksın " dedim ve korkmadan onunda bacağına hedef aldım ama tam tetiğe basacağım sırada silahı hızla elimden alıp bana doğrulttu

Narini iyice arkama alarak önünde durdum

" çok acemisin ama korkusuzsun sevdim bunu " korkudan altıma etmek üzereydim keşke gerçekten tuvaleti kullansaydım

URAZ

adamlar parayı toparlayıp istediği konuma getirmem için beni serbest bırakmışlardı sokağın ortasında beni arabadan attılar ama o kadar darbe almıştım ki ayağa bile kalkamadım yavaş yavaş kaldırıma sürüklendiğimde yanıma yaşlı bir adam geldi

" beyefendi iyi misini neyiniz var ambulansı aramamı ister misiniz " dediğinde kafamı iki yana salladım ve zar zor konuşmaya başladım

" telefonunuzu kullanabilir miyim " dediğimde yaşlı adam telefonunu çıkarıp verdiğinde Yiğiti aradım ve bulunduğum yere gelmesini istedim ardından telefonu adama geri vererek yarım saat boyunca Yiğiti bekledim