14 - chocolate, you, and the voice of my heart

17.3K 2K 448
                                    

Jungkook'un yanına gitmek için hazırlanmıştı Taehyung. Abisinin onu zorla evden çıkartıp başka yerlere yollamasına alışmıştı, ama bu sefer cidden gitmek istediği için gidiyordu. Jungkook'u özlemişti, merak ediyordu, ve en garibi de, onun yanında olduğunda, her şey düzelecekmiş gibi hissediyordu.

Bisikleti evin bahçesine bırakıp kilitledikten sonra, zile basmak için kapıya doğru ilerledi. Küçük düğmeye bastı bir iki saniye, sonrasında geriye çekildi. Alfanın kendisini evde beklediğini biliyordu, bu yüzden kıvırcık saçlarını düzeltti hızlıca. Rüzgardan karışmıştı, tam telefonunun kamerasından nasıl göründüğüne bakacaktı ki, kapı açıldı.

Jungkook, ıslak saçları alnına düşmüş, sadece beline doladığı havlusuyla, duştan çıktığı belli olacak şekilde dikiliyordu karşısında. Taehyung'u gördüğü anda gülümsedi, omeganın dağınık saçları, soğuktan kızarmış burnu ve yanakları fazlasıyla sevimliydi, bu yüzden Jungkook dayanamadı, kendisine çekti omegayı.

"Burnun üşümüş. Neden seni almama izin vermedin?" diye soru yöneltti Jungkook. "Abim beni evden kovdu, o yüzden hemen çıkıp gelmek istedim. Seni bekleseydim evde daha çok dururdum, ama Jimin gelecekmiş. Benim de abimin ağlak sevgilisini görmek isteyen bir halim yok," dedi kollarını Jungkook'un çıplak beline sararak. "Üşüyeceksin, içeri geç hadi."

"Asıl sen üşüyeceksin Jeon, evde olsan bile böyle dolaşmasan daha iyi değil mi?" dış kapıyı kapatıp salona ilerledi Taehyung. Çocukluğundan beri aşina olduğu evde rahat davranmaya alışmıştı, evin sahipleri onu fazlasıyla seviyordu (özellikle Jungkook) bu yüzden kendisini koltuğa attı. "Bugün burada kalabilir miyim?"

Taehyung'un koltuğa uzanıp mayışmasını fırsat bilen Jungkook, odasına gidip giyinmek için mırıldandı. "Beraber uyumaya söz verirsen, kalabilirsin güzelim. Ben hemen geliyorum,"

Taehyung, gözlerini kapattı usulca. Üstündeki montu bile çıkartmadı, sadece öyle uzanıp, düşündü. Yoongi neden buraya gelmemde ısrarcıydı? Jimin ile konuşacak olsa bile beni evden göndermesi çok kırıcıydı, diye geçirdi içinden. "Sıcak çikolata ister misin?" Jungkook'un sesiyle, düşüncelerinden sıyrıldı. "Sen mi yapacaksın?"

"Yapamaz mıyım?" Alaycı ama şakacı ses tonuna karşılık, omega güldü. "Bilmem, yapabilir misin? Görmem gerekiyor." dedi, alfayı takip etmek için koltuktan kalkıp mutfağa doğru ilerledi. Işığı açtıktan sonra, dolaptan sütü ve kakao tozunu çıkartan Jungkook'un yanından sıyrıldı. "Kasım ayı bitiyor, ve daha kar yağmadı. Çok mutsuzum, keşke her yer bembeyaz şekilde uyansam. Seninle kardan adam yapsak, Bayan Jeon bize kurabiye yapsa ve hep beraber yılbaşı filmleri izlesek..."

Sütü ısıtıcıya koyduktan sonra, Taehyung'un önünde durdu Jungkook. "Sanırım birileri 2015'i özlemiş. Seni o zamanlara götüreyim mi?" Taehyung'un kollarını tuttu nazikçe. Sıkmadan, canını acıtmak istemezmiş gibi. Yavaşça kaldırdı omegayı, tezgaha oturması için bir adım ilerledi. Taehyung, alfanın yapmak istediğini anlayıp, kendisini tezgaha bıraktı.

"Özel güçlerin olduğunu biliyordum, ama zamanda ışınlanmak... Jeon Jungkook. Kendini aşıyorsun," kıkırdadı Taehyung. Tıpkı söylediği gibi, eskiden her kar yağdığında dışarı çıkıp saatlerce karın altında oyunlar oynar, sonrasında eve gelip battaniye altında filmler izleyerek koskoca bir haftayı geçirirlerdi. "Senin için zamanı bükebilirim. Bilmiyorsun sanki,"

Jungkook, tezgahtaki Taehyung'un önünden geçip, ısınmış sütü bardaklara boşalttı. "Abin sana Jimin'le ne konuşacağını söyledi mi?" diye bir soru yöneltti aniden. Taehyung başını iki yana salladı. "Hiçbir fikrim yok, bilmek de istemiyorum aslında... Yanında mutluyum. Evde olsaydım, sıkılırdım onlar varken."

two worlds collide Where stories live. Discover now