22 - i'll take you to heaven if you die

16.5K 2K 393
                                    

"Aferin bebeğim, harika gidiyorsun!"

"Jimin, kulağımın dibinde bağırmasan olmaz mı? Cidden sağır olacağım birazdan." Homurdanarak konuştu Taehyung. Maçın daha ilk dakikalarıydı, ama takım o kadar hareketli ve rekabetçiydi ki şimdiden karşılıklı birkaç sayı almışlardı bile.

"Özür dilerim, çok mu bağırıyorum?" dedi Jimin, dudaklarını büzdü sonra. Taehyung gülümsedi, ondan nefret ettiği dönemlerin aksine Jimin gözüne fazlasıyla tatlı ve minik gelmeye başlamıştı, üstelik kırılgan ve hassastı da, Yoongi'nin neden ona bu kadar narin davrandığını anlayabiliyordu. "Az önce orada iki köpek kavga ediyordu, sen bağırdığından beri kavga etmek yerine kafalarını toprağa gömüyorlar."

'Dalga geçme' der gibi Taehyung'un omzuna vurdu hafifçe, sonrasında turuncu saçlarını geriye attırdı.  "Jungkook'un platoniği de karşıda oturuyor, baksana." diyip kalçasıyla Taehyung'a doğru kaydı Jimin. "Ama Jeon yerine sana bakıyor, bildiğin bir sebebi var mı?"

"Tch, hiçbir fikrim yok. Senin var mı? Böyle şeyleri uzaktan tahmin etmede başarılıydın galiba,"

"Bilmiyorum ki. Aranızda bir şey geçti mi daha önce?" demesine kalmadan, maça ara veren iki alfa sahadan ayrılıp, onları bekleyen omegaların yanına doğru gelmiş, oturmuşlardı.

"Yoruldun mu çok?" diye sordu Taehyung, o sırada ellerini alfanın omuzlarına yerleştirip hafifçe sıkmıştı. "Yoruldum ama, ellerin bütün yorgunluğumu alıp götürdü sanırım. Çok iyi hissediyorum," diyip başını geriye doğru attı Jungkook.

Alfanın başı, Taehyung'un sağ dizi üzerindeydi, bedenini hafifçe döndürdü bu yüzden. Gözlerini kapatıp su şişesini bıraktı kenara, sonrasında elini omeganın baldırına yerleştirdi. "Yorgunluk neydi? Adını bile unuttum sanırsam..." diyip gülümsedi.

"Yalancı. Soluk soluğa kalmışsın, acaba oynamaya devam etmesen mi?"

"Niye? En sevdiğin alfaya bir şey olur diye mi korktun?" Sevgilisinin bacakları arasından kardeşine döndü Yoongi. "Hep üstüne titriyorsun, ama bir kere olsun abine yapmadın bunu. Çok kırıcı,"

Taehyung güldü, ellerinden birini Jungkook'un saçları arasına yerleştirip hafifçe geriye ittirdi, alfanın terden sırılsıklam olmuş alnına doğru üfledi soğuk nefesini. "İyi olduğuna emin misin?" diye sordu tekrardan.

Jungkook afalladı. Omeganın nefesi yüzünün her bir tarafını sıyırıp geçerken, aceleyle kalktı, tam karşısında durdu. "İyiyim, sorun yok güzelim. İnan bana."

"Selam,"

Taehyung, sesin kimden geldiğini Jungkook'un cüssesi yüzünden göremese de, başını hafifçe sağa yatırıp baktığında fark etti. "Selam," diye karşılık verdi Jungkook, göz ucuyla arkasındaki omegaya bakarken. "Ne yapıyorsunuz?"

"Ne yapıyor gibiyiz sence?" Taehyung da alfa gibi oturduğu yerden kalktı, elini Jungkook'un omzuna yasladı yavaşça. "Terslemene gerek yok, soru sordum sadece."

Jungkook, omzundaki elin gerildiğini hissettiği anda yana doğru eğildi, Taehyung'un kulağına yaklaşıp fısıldadı. "Sakin ol bebeğim,"

"Sakinim ben." dedi Taehyung. Kızın neden sürekli Jungkook'un peşinde dolandığının fazlasıyla farkındaydı, en ufak bir boşlukta ona dışarı çıkma teklifiyle gelip adım atacağını biliyordu. Bu yüzden sinirliydi. "Jungkook, bu cuma akşamı boş musun? Arkadaşımın bir müzik grubu var ve canlı müzik yapıyorlar, sen de gelmek istersen beraber gidebiliriz." diye sordu alfaya dönüp gülümseyerek.

"Cuma günü doluyum, üzgünüm." Jungkook başıyla hafifçe selam verdi kıza, sonrasında sinirden yanaklarını şişiren Taehyung'a döndü. "Cuma boş musun?"

two worlds collide حيث تعيش القصص. اكتشف الآن