5.

960 154 43
                                    

Jisung onu tezgahla arasına alan korsanı görmek için yavaşça döndü. Artık yüz yüzeydiler. "Nereye gidiyorsun?"

Minho prens'in gözlerini görmek adına biraz geri çekildi. Bir kaç saniye Jisung'un kahveliklerinde takılı kalmıştı korsan. Prens'in gözleri farklı bakıyordu şimdi. Üzülmüş müydü yoksa gittiği için. Bu nefret ettiği yerden ilk kez gitmek istememişti ama yapamayacağının farkındaydı o yüzden daha fazla düşünmeyi reddetti "Önce kardeşimi alıp sonra da o kadını bitirmeliyim artık. Bu sefer birilerini kaçırmak yok, saraya girip alacağım"

"Sen delirdin mi? Bu imkansız saraya yaklaşamazsın bile öldürürler! Güvenliği daha çok artırmıştır o kadın!" Jisung korsan'ı planından vazgeçirmezse öleceğini biliyordu.

Farkındaydı ve her şeyi göze almıştı çoktan ancak neden şimdi karşısında telaşla konuşan oğlana bakarken tereddüt ediyordu. Prens onu yine zor soruların içine çekerken konuştu "Başka yol yok. Jiyoo öylece kardeşimi bana asla vermeyecek"

Jisung kraliçeyi iyi tanıdığı için korsan'ın haklı olduğunun farkındaydı ama zarar görmesini istemiyordu. "Minho, yardım etmeme izin ver o zaman. Ben seni saraya sokabilirim"

"Hayır Jisung, bu tehlikeli. Halk arasında prens olarak bile tanınmıyorsun Jiyoo seni kolayca gözden çıkarır"

Tehlikeli olduğunu elbet biliyordu ama onu kaçıran bir korsan'a yardım etmek istiyordu, gidecekti onunla. "Yardım etmesem hem kardeşini kurtaramazsın hem buraya dönemezsin!"

İzin veremezdi Minho. Bir kere daha korumak istediği birini kaybedemezdi. "Olmaz güzelim, sen burada kalıyorsun. Her şey bittikten sonra Jeongin saraya geri getirecek seni"

"Ama-" Jisung itiraz edecekken yarıda kesildi sözleri.

"Tatlın yanacak". Minho konuştuktan sonra tamamen uzaklaşıp siyah masaya adımladı ve sandalye çekip tüm odak noktası olan oğlanı görecek şekilde oturdu.

Jisung bu konuyu daha sonra düşünmeye karar verdi ve hızlıca çikolatalı tatlıyı alıp kontrol etti. Hazır olduğuna emin olduktan sonra keserek çıkardığı tabağa koydu. Minho'nun denemesini istiyordu o yüzden korsan'a bakış atıp elindeki tabakla masaya yöneldi. Tabağı Minho'nun önüne bıraktı. "Denemelisin"

Minho gülümseyerek çatalı çikolatalı tatlıya batırdı ve dudakları arasına götürdü. Çikolatayı pek sevmezdi ama güzel olmuştu yediği tatlı. Hala başında dikilen oğlana bakmak için kafasını kaldırdı, prens'in heyecanlı yüzünü görünce gülümsemesi büyüdü. Bir tatlı'nın onun için bu kadar ciddi bir şey olmasını beklemiyordu. "Jisung otur hadi"

"Nasıl olmuş?" Jisung sonunda korsan'ın yanına oturarak sormuştu. İlk kez birine kendi yaptığı bir şeyi veriyordu ve bu farklıydı. Sarayda kimse yaptığı şeyleri önemsemezdi. Sadece etraftaki saray hizmetkarlarının  hayran bakışları ve kraliçenin oğlu olmaması hakkında dedikoduları vardı.

Minho'nun durumu ise farklıydı. Etrafındaki kişiler her zaman hırs dolu ve servetten doyumsuz olduğu için prens onun dünyasından çok farklıydı. Ama uzun yıllardır unuttuğu kalbini tekrar hissettiriyordu ona "Çok güzel olmuş"

"Beğeneceksin tabiki. Çok iyi yaparım ben bu tatlıyı" Jisung beğenmesine mutluydu ama bunu Minho'nun bilmesine gerek yoktu.

Minho kafasını iki yana salladı gülerek. Biraz önce başında dikilen o değilmiş gibi davranan prens güldürmüştü onu.

Tatlıları bitiren ikiliden ilk ayaklanan korsandı. Jisung'un uyukladığını farketmişti. "Geç oldu, odanı göstereyim sana"

Pirate / minsungWhere stories live. Discover now