12.

725 118 41
                                    

Limana yaklaşan geminin korsanı yanındaki prensin elini daha sıkı tuttu. Babasını ikna etmek kolay olmayacaktı ama kahverengi saçlı oğlanı her ne olursa olsun bırakmayacağına emindi artık. Onu olmadığı kadar masum hissettiren, kalbinin varlığını uzun yıllar sonra tekrar hatırlatan prense aşık olmuştu.

"Dostum, baban konusunu düşünüyorsun değil mi?

"Evet Changbin, zor olacak. Ama kabul etmek zorunda"

Changbin başını sallayarak önüne döndü. Yanlarındaki Jisung konuşan ikiliyi duysa da korsan'ın ondan istediği gibi karışmamayı tercih etmişti. Onun yerine Minho'nun güçlü koluna sarılarak başını korsan'ın omzuna yasladı. Elleri arasından kayıp beline sarılan kolla bakır saçlı oğlana artık daha yakındı.

"İyi misin, güzelim?" Başını hafif eğerek prensin yüzünde gezdirdi gözlerini korsan.

Jisung gülümseyerek yanağını Minho'nun omzuna sürtmüştü. Asla böyle olacağını hayal dahi edemezken şimdi korsanın kollarında çocuk gibi şımarmak istiyordu. "İyiyim, sadece yorgunum Minho"

Minho gülümseyerek diğer elini kaldırarak prens'in saçlarını okşadı. "Dinlenirsin şimdi"

Saçlarının arasında hissettiği korsana ait dudaklar Jisung'un kalbini hızlandırmıştı. Sakinleştirmeye çalışırken çoktan gemi limandaydı. Minho her zamanki gibi geride durarak herkesin inmesini bekliyordu. Küçük prensi Changbin ve Hyunjine emanet ederek geri kalan kardeşi ve onun arkadaşlarına döndü. Jisung'un belindeki elini geri çekmemişti. Gemiye binen Jeongin'e bakarak konuşmuştu.

"Jeongin, misafirlerimizi ve kardeşimi dinlenmesi için götür ben babamla konuşup geleceğim"

Jeongin şaşkınlıkla korsana dönmüştü. "Kardeşin mi? Hyung kardeşini sonunda buldun mu? Ama bunu ilk babana söylemen gerekmiyor mu hyung? Peki diğer kişiler kim?"

"Jeongin daha sonra konuşuruz. Babama kendim söyleyeceğim. Sen dediğimi yap"

Jeongin korsan'ın bıkkın çıkan sesine karşılık başını sallayarak dediğini yapmıştı. Minho gözden kaybolan gençlerin arkasından bakışlarını çekerek prens'e döndü. "Gidelim, güzelim. Sende dinlen" Uysal şekilde onu onaylayan oğlana gülümseyerek elini tuttu Minho.

Yaklaşık 5 dakikalık yoldan sonra evin kapısına gelmişti ikili. Minho kapıyı açarak prensle birlikte içeri girdi. Işıkları açarak direkt yatak odasına yönlendirdi Jisung'u. Hiç itiraz etmeden yatağa yatıp yorganın içine gömülen oglan'ın yanına çöktü Minho. "Eğer böyle rahatsızsan üzerini değiştirmene yardım edebilirim güzelim"

Jisung elini onaylamaz şekilde sallayıp gülümsedi. "Çok yorgunum Minho, uyumak istiyorum"

Korsan ayaklanıp hafifçe saçlarını okşadı prens'in. "Tamam güzelim uyu, benim ufak bir işim var" Gözleri kapanan oğlan'ı bir süre daha izleyip kapıya yöneldi Minho. Işığı kapatarak odadan sonra da evden çıkmıstı. Yakındaki babasının evine gidiyordu.

Aklındaki düşüncelerle yaşlı korsan'ın evine gelmişti bile. Kapıyı tıklatarak beklemeye başladı. Çok sürmeden kapı açılmıştı.

Yaşlı korsan oğlunu gördüğü an gülümseyerek sarıldı Minho'ya. "Hoş geldin evlat. Bu sefer uzun sürmedi ayrılığımız" Ayrılarak oğlunu omzundan tutarak içeri aldı. "Hadi gel bakalım"

Minho içeri geçerek babasını takip etti. Koltuğa oturan yaşlı korsanın onu yanına çağırmasıyla koltuğa oturmuştu Minho. "Evet anlat bakalım, bizzat geldiğine göre gelişme mi var?"

Pirate / minsungWhere stories live. Discover now