15.

590 85 71
                                    

Yatakta yastığa sarılarak uyuyan oğlan'ın uykusunu yüksek çıkan ayak sesleri bölmüştü. Zorla açtığı gözlerini küçük pencereden sızan ışığa kavuşturdu. Bir kaç saniye öylece durduktan sonra kalkarak yatakta oturan oğlan korsan'ın çoktan odadan ayrıldığını düşünerek ayaklandı. Yere bastığı çıplak ayaklarında hissettiği soğukla üzerinde sadece bir tişört olduğunu yeni farkedebilmişti. Oflayarak altına pantolon ve botlarını giyindi, yüzünü yıkayıp ardından kapıya giderek açtı ve dışarı çıktı. Yukarı uzanan merdivenlere kadar kimseyi görmemişti ama izlenme hissini yaşıyordu. Sürekli arkasını kontrol eden prens merdivenleri çıkarak güverteye geldiğinde buradaki kargaşa'ya şaşırmıştı. Herkes bağırarak birbirine bir şeyler söylüyordu. Etrafa göz gezdirdiğinde ileride ona arkası dönük olan korsan'ı gördüğü gibi gülümsedi kendi kendine ve yanına gitmek adına hareketlenmişti. Ama tam adım atacakken güçlü bir baskıyla itildiğini hissetmişti prens.

Duyduğu çığlığı iyi tanıyan Minho anında arkasını dönmüştü. Gördüğü şeyle gözleri büyüdü korsan'ın, hızlıca yanına geldiği oğlan'ı kollarından tutarak kaldırmıştı. Saplanmış bıçaklarla kaplı hedef tahtasına çarpmaktan son anda kurtulan prens'in yüzü bembeyaz olmuştu. "Jisung, iyi misin güzelim?"

"Ben..beni kim itti?" Jisung onu birinin ittiğine emindi ve ilk sorduğu şey de buydu.

"Jisung, korktuğun için öyle sanıyorsundur. Burada herkes güvenilir adamlarımız, kimse yapamaz bunu" Changbin'in söylediği şeyi Hyunjin de onaylamıştı. Kimsenin böyle bir şey yapacağına ihtimal vermeyen ikili Minho'nun öfkeyle karar vermesini istememişlerdi. "Changbin haklı Jisung, ilk kez böyle bir korsan yolculuğunda olduğun için normal"

Kaşları çatılmıştı Jisung'un, çocukmuş gibi konuşuyorlardı. "Biri itti diyorum, çocuk değilim ne söylediğimi ve ne yaşadığımı biliyorum"

"Jisung, yalan söyleyecek değil ya ekibinizde çürük var demek ki!" Seungmin kollarını göğsünde bırleştirerek konuşmuştu.

"Öyle deme-"

"Yeterli! Changbin herkesi tek tek sorguya çek, en ufak bir şey bile gören varsa yanıma getir" Korsan güvertedeki adamlarına bakarak konuşmuştu. Ardından elini tuttuğu prensle merdivenlere yöneldi. Jisung'un düşünmeden bir şey söylemeyeceğini ve arkadaşlarının ekipte ihanet olma ihtimalinden korktuğunu biliyordu. Odaya geri getirdiği oğlanı yatağa oturtarak karşısına çöktü. Prensin dizlerine ellerini koyarak okşamıştı. "Çok tehlikeli oldu her şey, seni buraya hiç getirmemeliydim. Geri dönmek için emir vermeliyim"

Prens dizinde bekleyen soğuk elleri tutmuştu. "Minho, lütfen. Eğer elimiz boş dönersek babanın ne yapabileceğini bilmiyoruz. Kendim için korkmuyorum ama ben seninle korkusuz yaşamak istiyorum"

Başını eğerek iç çeken korsan bir kaç saniye sonra ayaklanarak prens'in kahvelikleriyle birleştirmişti gözlerini. "Öyle olsun ama yanımdan ayrılmayacaksın ve tehlikeli olan her şeyden uzak duracaksın"

"Bu gece kölem olursan neden olmasın" Yataktan kalkan Jisung cilveli bir sesle konuşarak ellerini korsan'ın üst vücudunda dolaştırmıştı. Kötü havayı dağıtmak istiyordu, Minho'nun sırıtan yüzü de kazandığının işaretiydi.

Gülen korsan'ın gülüşü artarak kahkahaya dönüşmüştü. Isırdığı dudağını serbest bırakıp ellerini prens'in kalçalarına çıkararak sıktı. "Prensim biraz arsız olmuş sanki".

Jisung gülerek kollarını korsan'ın boynuna dolamıştı, dudaklarına yaklaştığında kapı'dan gelen gürültü onu durduran şey olmuştu. Korsan umursamadan yüzünü elleri arasına aldığı prens'in dudaklarına kapatmıştı dudaklarını. Ama kapı daha gürültüyle çalınca ayrılmak zorunda kalmıştı çok sevdiği dudaklardan. Kim olduğunu ögrenmek adına kapıya yürüdü Minho. Kapı kulbunu indirerek açmıştı.

Pirate / minsungNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ