5˚ ༘♡ ⋆。˚ ⋆ ˚。⋆୨୧˚

532 30 22
                                    

GEÇMİŞ/2005
Bugün Valhalla ve Toman'ın savaşı vardı. Herkes çok gergin ve stresliydi. Tabi ben tüm bilgileri abimden öğrenmiştim. Baji'nin valhalla'ya geçtiğini de. Aşırı şaşkındım. O çocuk Mikey'e çok bağlıydı. Kesin bir bit yeniği vardı bu işin içinde. Abim tabi ki savaşın nerede olacağını söylemedi. Gelmemi istemediği her halinden belliydi ama ben onu gizlice takip ettim.

Bir süre boş arazinin yakınlarında bekledim ve ben oraya gittiğimde savaş çoktan başlamıştı. Gözüm Baji ve Chifuyu'yu aramaya başladı. Onları görmek yerine kafasına demir sopayla vurulmuş Manjiro'yu görünce beynimden kurşunla vurulmuşa döndüm. Ona olan borcumu ödemeliydim. O gün beni o heriflerden kurtarmasa....Şuan ölü olacaktım.

FLASHBACK

"Çantanı almayacak mısın?"

Kendimi toparladım ve hemen elimden çantamı kaptım.

"Ş-şey bu herifleri sen mi dövdün?"

Manjiro güldü.

"Zor olmadı. Bunun gibi herifler gebermeyi hak ediyor."

O sırada polis arabasının siren sesi duyuldu.

"Kaçalım."

Mikey koşarken ben yumruğun etkisi yüzünden arkada kalıyordum.Mikey bunu anlamış olacak ki elimi tuttu ve koşmaya başladık.Mikey cidden çok hızlıydı. 2 blok koştuktan sonra anca dinlenebildik. Nefes nefese kalmıştım ve bayılacak gibi hissediyordum. Mikey gözlerini bana odakladı.

"İyi misin?"

Soluklandığım için cevap veremedim.

"Ah kötü yara..."

Mikey'e dik dik baktım.

"Aynısı sende de var."

Mikey cevap vermedi. Belli ki o da yorulmuştu. Bir süre sonra çantamdan buz torbası çıkardım ve Mikey'e uzattım.

"Acısını hafifletir."

"Teşekkür ederim."

Mikey bana bakmayı kesmedi.

"Hep yanında buz torbası mı taşıyorsun?" diye sordu yanağına torbayı bastırırken.

Son kez soluklandıktan sonra cevap verdim.

"Abim koyuyor... Ama işin aslı o benden daha çok dayak yiyor.

Dediğim şeye gülümsedim.

"Ama o dayak yiyeceğini bilse bile kaçmaz...asla. Bu yüzden ona çok özeniyorum."

Mikey kısaca "anladım." diye cevap verdi.

O sırada çantamda buz torbası arıyordum. Anlaşılan sonuncuyu Mikey'e vermiştim.

"Kahretsin hiç buz torbam kalmamış." düşündüğümden mırıldanmam daha yüksek çıkmıştı.

Dudağıma değen buz torbası beni kendime getirdim ve gözlerimi mikey'in yüzüne sabitledim.

"Sorun değil. Bu torba ikimize de yeter."

Hafif kızartmıştım... Tamam hafiften daha çok.

Bir süre öylece kaldık ve ben sessizliği bozdum.

"T-teşekkür ederim. Beni kurtardığın için de."

Mikey gülümsedi.

"Dert etme. İyi olman yeterli."

Mikey'in yüzüne bakamıyordum.

"B-bir de yüzüne tekme attığım için özür dilerim."

Bu biraz daha mırıldanma gibi olmuştu ama mikey'in duyduğuna emindim.

"Ben eve gideyim artık."

Çantamı sırtıma taktım.

"İstersen eve götürebilirim seni. Saat geç olmuş."

"Gerek yok sana yeterince zahmet verdim zaten."

"Tamam o zaman iyi geceler."

Mikey ile ters yönlere doğru döndük.

"Şey Manjiro..."

Mikey arkasını döndü ve bana sorar gözlerle baktı.

Gözlerimi başka tarafa çevirdim.

"İsmim Serena.Serena Matsuno."

Bunu diyip hızlıca oradan uzaklaştım.

Mikey kızın arkasından bakıp gülümsedi.

"Memnun oldum Serena."

𝐘𝐚𝐝 𝐞𝐥𝐥𝐞𝐫 / 𝐦𝐢𝐤𝐞𝐲 𝐱 𝐨𝐜Where stories live. Discover now