14˚ ༘♡ ⋆。˚

387 25 31
                                    

İkili arasında uzun bir sessizlik olmuştu. Chifuyu buna daha fazla dayanamadı.

"Cevap versene Take!"

Takemichi başına yere eğdi ve olayları teker teker hatırlamaya başladı.
--------------------
"Mikey kun! Geçmişe gidip seni kurtaracağım. Ölmene izin vermeyeceğim!"

Göz yaşları Mikey'in üzerine damlıyordu.

"Hayatım acıdan ibaretti Takemitchy. Sevdiğim kızı bile...kendi ellerimle öldürdüm."

"Serena'mı öldürdüm. Silahla birlikte. Ölürken bana hiç yalvarmadı. Tetiği çekerken ellerimin ne kadar titrediğini tahmin edemezsin. Benden nefret edeceğini düşündüm ama onun bana söylediği şey:

"Seni seviyorum Manjiro."

"Bunu sesinde hiçbir titreme,korku olmadan söylemişti. Gözleriyle bana cesaret veriyor gibiydi."

Manjiro, Takemichi'nin elini sıktı ve devam etti.

"Sanki vurmayacağımı düşünüyor gibiydi ama yapmak zorundaydım. Onu rahat bırakmayacaklarını biliyordum. Ölürken bile gözleri güneş gibi parlıyordu ve...yavaşça kucağıma düştü."

Manjiro'nun ağlaması şiddetlenmişti ama konuşmayı bırakmadı.

"Her şey için teşekkürler Takemitchy."

"Ha-hayır! Mikey kun! Ben geçmişe gidebiliyorum. Seni ne pahasına olursa olsun kurtaracağım.... Ölme lütfen!"

Manjiro son kez gülümsedi ve elleri artık sıkmayı bıraktı. Gözleri bomboş bir şekilde açık kalmıştı.

"Yeter Takemichi! Öldü o."

Naoto'nun sesi, Takemichi'yi gerçekliğe geri döndürmüştü.

"Elini ver. Bunun burada bitmesine izin veremem. Bu sefer kesinlikle herkesi kurtaracağım!"

--------------------

"Neden cevap vermiyorsun Takemichi?!"

Chifuyu elleriyle, Takemichi'nin omuzlarını sallıyordu ve bir yandan da gözyaşlarını serbest bırakmıştı.

"Ü-üzgünüm Chifuyu...ama öyle..."

"Kız kardeşini öldüren..." Takemichi bir türlü cümlesini bitiremiyordu ve yumruğunu sıktı.

"Mikey-kun'du."
---------------------------
Sonunda eve varmıştım. Motordayken Manjiro'ya tek bir kelime etmemiştim. Çünkü utançtan konuşamayacağımı biliyordum.

Motordan inerken Manjiro yüzüme bakmayı bırakmamıştı.

"Manjiro..."

"Hm?"

Bir anda gelen cesaretle Manjiro'nun yanağını öptüm.

"Teşekkür ederim... Her şey için!"

Koşarak evin kapısına gittim ve hemen içeri girdim. Arkamda bıraktığım kızarık Manjiro'yu bilmeden.

Yatağıma uzandım ve düşünmeye başladım.

"Biz şuan neydik?"

Bir süre sonra evin kapısı açıldı. Abimin geldiğini anladım ve hemen onu karşılamaya gittim ama bir tuhaflık vardı. Ağlamış gibiydi.

"Abi! Sorun ne?"

Abimin yüzünü tuttum ve hafif kızarık gözlerine baktım.

"Ağladın mı sen? Söyle birisi mi bir şey yaptı? Takemichi ile mi kavga ettin? Dükkanda Yakisoba mı kalmamıştı?"

"Sakin ol Serena. Bunların hiçbiri olmadı."

"Neden ağladın o zaman?"

Abim derin bir nefes aldı ve elimi tuttu. Hafif heyecanlı bir şekilde ne diyeceğini merak ediyordum ve onun toparlanmasını bekledim.

"Mikey'den ayrılmanı istiyorum."

𝐘𝐚𝐝 𝐞𝐥𝐥𝐞𝐫 / 𝐦𝐢𝐤𝐞𝐲 𝐱 𝐨𝐜Donde viven las historias. Descúbrelo ahora