<⁹>

45 5 0
                                    

"Jisung ne saçmalıyorsun?"

"M..mektup geldi sana"

"Ne mektubu?"

"Babandan geldi"

"Ne?"

"Ben..ben anlamıyorum tanıyamıyorum seni kimsin sen?"

"Jisung ben bilmiyorum..kim olduğumu bilmiyorum"

"Minho oku mektubu sonra konuşalım buluruz babanı anlarız sonra her şeyi"

Jisung elindeki mektubu Minho'ya verdi. Minho mektubu alıp okumaya başladı. Mektubun son cümlesine geldiğinde sinirle kağıt parçasını attı.

"Hayır hayır ben onlardan olamam ben onların çocuğu değilim"

"Minho sakin ol sunoo yukarda"

"Jisung Sunoo'yu al ve Felix'lere git"

"Yanında olmam lazım Minho"

"Lütfen güzelim"

"Minho"

"Ben halledicem jisung"

Oturduğu koltuktan kalkıp üst kata çıktı jisung.

"Minho biz gidiyoruz"

Kafasını sallayarak onayladı Minho.

"Görüşürüz babaa"

"Görüşürüz bebeğim"

<>

Minho arabasını son gaz sürerken beynindeki sesleri susturamıyordu.
Ya gerçekten onların bir parçasıysa? Ya istenmezse?

Arabasını bir benzinliğin önünde durdurdu. Benzini fazlaca vardı ama oyalanmak istemişti Minho.

Telefonunu çıkartıp Chan hyung yazan yazıya tıkladı. Telefon 2. Çalışta açıldı.

"Alo?"

"Hyung konuşmamız lazım"

"Acil mi? Babamın cenaze işleri ile ilgileniyorum"

"Nerdesin hyung ben geleyim yanına"

"Dawn'ın bir evinin yakınlarında ki hastanedeyim"

"Tamam hyung"

Arabasına binip derin nefesler alıp vermeye başladı. Neden strese girmiştiki?

Elleri titrerken araba kullanmamalıydı biliyordu fakat her şeyin bir an önce açığa kavuşmasını istiyordu.

Beynini yorup hatırlamaya çalışıyordu ailesini lakin hiç birşey hatırlayamamıştı. Önündeki yolu izlerken camının önüne düşen kar tanesi ile sessiz bir şekilde mırıldandı.

"Yılın ilk karı"

<>

Arabasını park edip hastaneden içeri girdi. Tam asansöre binecekken adını duymasıyla arkasına döndü.

"Merhaba minho"

"Merhaba dawn hyung"

"Konuşmak istediğini söylemiştin Minho birşey mi oldu?"

tue-moi chérie - MinsungWhere stories live. Discover now