6

37 3 0
                                    

İki yıl sonra;

Hayatım boyunca her zaman başarılı olmak için çalışmıştım daha doğrusu çalışmaya zorlanmıştım hemde ailem tarafından. Edineceğim kariyerin her zaman beni mutlu edeceğini beynime beynime işlemişlerdi. Hâlbuki ben sadece kariyerimle mutlu olmak istemiyordum. Ben en basidi bı yolda yürürken bile mutlu olurdum, arkadaşlarımı görünce, yağmur yağınca, kitap okuyunca ya da takip ettiğim yayınların dergileri çıkınca....

Benim için mutluluk buydu. Mutlu olmam için aman aman bi kariyere ihtiyacım yoktu.

Eve her zaman geliş saatlerim belliydi evden çıkışlarım kimlerle nerede buluşacağım her şey planlı ve gözler önündeydi. Dershaneye giderdim ama akşam etütlerine sürekli kalmazdım sebebi ise açık ve netti 'Kimse senin aklını karıştırmamalı Selen sen kendi ayakları üzerinde durabilen güçlü bi kız olmalısın!' ailemden her zaman duyduğum şeylerdi tamam ewet birazcık haklıydılar onlar sayesinde güçlü inatççı dediğim dedik kendine her zaman güvenen biri olmuştum ama bunlar benim sosyal hayatımın kısıtlanacağı anlamına gelmiyordu.

Her neyse bunları daha sonra konuşurduk. Zaman birbir akmış üniversite 3. Sınıf öğrencisi olmuştum. Mutluydum okuduğum bölümden okuduğum üniversiteden olduğum şehirden oda arkadaşımdan çok çok mutluydum. İlk dönemden pek bi fark yoktu sınıftaki öğrencilerle hiç bir şekilde aram yoktu hatta isimlerini bile bilmiyorumdur hiç birinin numarasını kaydetmemiştim hiç bir şekilde de birbirimizle de muhattap olmamıştık zaten. Ama bu diğer öğrencilerlede aynı olduğu anlamına gelmiyordu, diğer sınıftakilerle benden büyük ve küçüklerle tanışmıştım iyilerdi ha nasıl tanıştınız derseniz biraz garipti. Kendi alanımda en yüksek ortalama bana aitti bu yüzden yanıma gelip para karşılığında ödev yapmamı teklif etmiştiler. İlk başta kabul etmesinde sonradan çok mantıklı gelmişti sonuç olarak emek verip para kazanacaktım bu yüzden bir sürü kişinin ödevini yapmış bir sürü tezler hazırlamıştım baya iyide kazanmıştım hatta kazanmaya hâlâ devam ediyorum.

Küçük yaştan itibaren her zaman çalışmak istemişimdir, kendi paramı kendim kazanmak kendi ayaklarımın üzerinde durmak benim için amaç değil ihtiyaçtı. Babam ise 'Kendi mesleğin olmadığı sürece ve ben hayatta olduğum sürece asla çalıştırmayacam seni.' demişti bu konuda sürekli tartışırdık ben ondan annemden para almaya sürekli çekinirdim utanırdım yanlış anlamayın her zaman bana en güzelini iyi bir şekilde vermişlerdi asla yüzüme vurmazlardı ama çekinirdim işte.

Küçüklüğümden bu yana annem her zaman birikim yapmam gerektiğini söylerdi. Annemi dinleyerek sürekli para toplardım hatta dolar yapardım. Mesela ortaokulda burs almaya başladığım zaman babam ve annem 'O para birikimin olarak kalacak harcanmayacak.' demişlerdi bu şekilde aldığım burslarda birikim hesabımda kalmıştı. Yıl sonunda elimde kalan gerekmeyen soru bankalarını kitap uygulamalarından da satardım bu şekilde bir sürü para biriktirmiştim ve de kendimi takdir ediyordum. Şu an ise aldığım bursu yine harcamıyor dolar yapıyordum ekonomi ortada olduğu için hiç riske atmıyordum e part time da bi cafede çalışıyordum o parayı da dolar yapıyordum bu şekilde üniversitem bittiği zaman tüm birikimimle kendime ev alacaktım. Siz şimdi nereden harcadığımı soracasınız annemin krendi kartı bende olduğu için tüm harcamalarım ailem tarafından karşılanıyordu. Bu yüzden her şeye rağmen iyiki varlardı...

Şimdi ise ders medeni hukuktu ders genellikle soru cevap şeklinde gittiği için oldukça keyifliydi hatta medeni hukuk ve anayasa hukuku en sevdiğim dersler olmuştu. Bir buçuk saattin sonunda hoca dersi bitirip ödevleri vermişti sınıftan bir kaç kişi söylenirken umrumda olmamıştı bence oldukça keyifli bi ödevdi tabi benim için.

Özge: Bebek ne ettin?

Ben: Dersim bitti cafeye gidecem sen?

Özge: Bende bu gece kız gecesi yaparız diye markete geldim.

Ben: Her gece yapa yapa rutin oldu dudndh.

Özge: Tabiiiiikiiiii!!!

Özge: Eeee istediğin bir şey var mı güzelim?

Ben: Yok ben gelene kadar çalış o yeter.

Özge: Ayıp ediyorsun karşında bölüm birincisi duruyor.

Ben: Ştttt bu çalışmayacağın anlamına gelmiyor rakipler fazla.

Özge: Immm şey haklısın galiba.

Ben: Hadi sen alışverişe dön bende cafeye geldim zaten.

Özge: Tamam yawrum dikkat et kendine iyi çalışmalar.

Ben: Teşekkürler bebekimmm.

DEĞİŞTİN.Where stories live. Discover now