no.14

5 1 0
                                    

Arabayı teslim etmem gerekiyordu. Ortalık durulana kadar Suzan'ı da buraya bıraksam iyi olur. Ardından Carroll ile görüşmek için yola çıkmam gerekecek. Kevin'dan bilgileri almam gerekiyordu. Oyuncağımı cebimden çıkarıp numarasını buldum. Telefon uzun uzun çaldı. Açmasını beklemek aptallık olurdu. Bekledim, bekledim, bekledim.. Araba ile yolculuğumuzun sonuna gelmiştik.

- Suzan sen yukarı çıkar mısın? Tanıdık simalar seni karşılayacaktır.

- Sen ne yapacaksın?

- Benim oyuncağımla vakit geçirme zamanım. Size beş dakika içinde katılacağım.

- Seni bekliyorum yukarıda. Beni yalnız bırakmanı istemiyorum.

- Merak etme. Hemen geleceğim. Pavlov'un yemeklerinin tadını çıkar. Herkese bu fırsatı tanımıyor.

- Denemekte fayda var. Yukarıda görüşürüz.

Oyuncaktan hafif bir titreşim aldım. Elimi cebime götürüp çıkardım. Kevin'ın rötar yapan dönüşü iyi gelmişti.

- Max.

- Efendim Kevin.

- İşine yarar şeyler bulmaya çalıştım kardeşim. Dosyaları sana maille iletiyorum. Göz kulak ol dosyaları. Başka birinin eline geçmesi bizi tehlikeye sokacaktır.

- Akşam dosyalar üzerinde yoğunlaşmam gerekecek. İşim bittiğinde dosyaları imha ederim. Sanada dosyalar konusunda aynı şeyi yapmanı öneriyorum. Şimdilik görüşürüz.

Telefonu kapattım. Oyuncak yeniden titremeye başladı. Bu oyuncağın bu sıralar bir derdi olması lazım. Normalde böyle davranışları yoktur. Gizli bir numaradan çağrı alıyordum. Telefonu çıkardım. Birbirinden hoşlanan yeni aşıklar gibi birbirimize bakakaldık. Kapanması bekledim. Aşkımı yangın tüpüyle söndürmek zorundayım. Angelina Kabusu'nu tekrar görmek istemiyorum. Bu kadar kıskanç biri olmasını ben istemedim. Elimden gelen pek bir şey yoktu bu konuda. Telefon tekrardan ısrarcı bir şekilde titremeye başladı. Israrcı gizli kişiliğin benden isteği ne olabilirdi acaba? Sorunun tek cevabı eylemsellik durumuyla açıklanabilir. Elmayı yiyince ne olacaktı? Sorunun cevabı konusunda ilk insanda benimle aynı fikirdeydi. Yaşamla başlayan acıklı nefes alışlarımız Azrail en iyi atışını yapana kadar devam edecekti. İnsan her zaman eylem halinde olma durumdaydı. Peki, ben neden bir aptal gibi telefonun ekranına bakmaya devam ediyorum ? Tekrar kapandı, tekrar çalmaya başladı. Bu durum birkaç kez devam etti. Ben inatçı halimden feragat edene kadar devam etti.

- Niye beni rahatsız etmekte ısrar ediyorsun?

- Arkadaşımla konuşmak istiyorum sadece. Sabah kötü bir görüşme gerçekleştirdik. Daha iyisini yapmak için seni barda bekliyorum. Umarım başka bir planın yoktur.

- Carroll. Benden uzak durmalısın. Bu ikimizin iyiliği için dostum. Ben sana karışmıyorum. Görevimi bıraktım. Sende bana karışma. Şehir senin olsun. Her şey senin olsun. Tasma taktığın insanlar senin olsun. Benden uzak dur. Benim bir fiyatım yok.

- Seninle aynı fikirde değilim. Barda bekliyorum. Seçim senin. Gel konuşalım, gelme savaşalım. Olmak ya da olmamak gibi düşün.

- Senle son konuşmamız olacak. Bir daha beni rahatsız etmeyeceksin. Bu şekilde gelebilirim. Seçim senin.

- Sen bana seçme şansı verecek kadar güçlü değilsin. Seni kırmak istemiyorum. Gelirsen son konuşmamızı yapacağız.

- Geliyorum.

Jolie'ye Suzan'a göz kulak olmasını gerektiren bir mesaj bıraktım. Bir de evdeki plaklarımı bir adam gönderip aldırmasını söyledim. Arabaya binip karanlık bir havada ilerledim. Her yer sis kaplıydı. Görüşüm git gide kayboluyordu. Neyseki bara yaklaşmıştım. Arabayı valeye bırakıp bara girdim. Carroll birkaç adamıyla barmenin önünde oturuyordu. Adamlarına çıkmasını söyledi. Bir an için barda kimse kalmadı. Ben, barmen, bu ölümlü aptal dışında kimsecikler yoktu. Barmene bir şişe viski getirmesini söyledim. Gerisini beraber halletmemiz gerektiğini bardan ayrılmasını istedim. Carroll ikimiz içinde sakin bir ortam ayarlamıştı. Silahların konuşmadığı insanların konuşacağı bir ortamdı. Bu aptalı oracıkta öldürebilirim. Bu aptal bu konunun bilgeliğine sahip olmasa gerek. Her bilge alanı dışındaki konunun aptalıdır. Alanı dışındaki konuya değinmek isteyen bilge aptallığın ötesinde cahildir. Cehalet, doğmamış çocuğa isim vermek gibidir. Cehaletin birçok tanımı olabilir. Aptallık durumuyla aynı şey değildir cehalet. Her neyse bırakın cahil kalalım. Bırakın insanları da ufak şeylerden mutlu olabilsinler. Saçma bir espriye gülelim. Ne anlamı var ki? Bilmenin ne anlamı var? Bilme ihtiyacının doyumsuz olması insanları bu hale sokmadı mı? Karanlık çağda hayvan avlamaya devam etseydik daha iyi olmaz mıydı hayat? Tek derdimiz midemiz olurdu. Şimdi birçok derdimiz var. Midemiz bu dertlerin içinde kendine yer bulmakta zorlanıyor. Doğanın katiliyiz. Her geçen gün yok olan Dünya'nın katiliyiz. Her şey bizim hizmetimiz için yaratıldı. Geleceğin bir önemi yok. Carpe diem aklıyla hayatta kalmak ve gelecekteki insanlara bir şey bırakmayana kadar yaşayın. Bugün tüketin yarın bu tüketme fırsatınız elinizden alınabilir! Her şey bugün var. Ne yarının ne de dünün önemi var.

- Nereye bakıyorsun? İş için buradayız.

- Bencede. İş için yaşıyoruz birçoğumuz. Ne istiyorsun?

- Viski alır mısın?

- Bardak önünde duruyor. Ne istiyorsun?

- Ne istiyorum? Benim adamım olmani istiyorum.

- O biraz zor. Ben kendim dışında kimsenin adamı değilim. Kendim dışında kimsenin adamı olamam.

- Olmak zorundasın. Yoksa...

- Yoksa ne? Kızı mı öldüreceksin? Anlaşmamız bozulur. Ya sen ölürsün ya ben. Bu şekilde birimiz ölene kadar devam eder. Oğlunu kaybetmek istemezsin herhalde.

- Etkileyici. Teklifi yumuşak bir dille söyleyeyim. Paranı polislik yaparken devlet ödüyordu. Şimdi ben ödemek istiyorum.

- Senle devlet arasında şöyle bir fark var. Devletler masum insan öldürmez. Kafasına göre insan öldürmez.

- Çok komiksin. Bence kendine bir komedi programı ayarla. Söz veriyorum ben izleyeceğim. Irak'ta, Afganistan'da, Vietnam'da, Kore'de herhalde insanları ben öldürdüm. Devletler işlerine geldiği gibi hareket eden kurumlardır. Bir bakarsın hümanist bir kurum olur bir bakarsın faşist bir kurum olur. Devlet mekanizmasını şartlar yönetir. Her devlet içinde bulunduğu duruma göre pozisyon almak zorundadır.

- Ben bahsettigin devlete çalışmıyorum. Ben yasaları olan devlete çalışıyorum.

- Hadi ama işkence ettiğin milyonlarca adam var. Yasal haklarını tanımadın. Eğer ben olmasaydım oğluma ne olacaktı? Sen kendi mekanizmana göre hareket ediyorsun. Benim teklifimi kabul etmemek için boşuna çare arama. Sen böyle birisin dostum. Biz seni bu şeklinle sevdik. Sende kendini bu şeklinle kabul et.

- Galiba yakaladın beni. Uzun zamandır bahsettiğin adamdan haber alamıyorum. Onu bulursan bana haber et. Onu özlüyorum.

- Teklifimi yineliyorum. Bana katıl.

- Sana tek bir şartla katılırım. Emir komuta zinciri olmaması lazım. Birde bu işin sonunda beni satmayacağını kanıtlamalısın. Eski dosyalarımı kapatıp beni departmana Jim'e emir verecek kişi olarak atamanı istiyorum. Birde birbirimizi zaaflarımızla tehdit etmeye son vermeliyiz. Kız ölürse oğlun ölür. Oğlun ölürse kız ölür. Bu şekilde kabul ediyorum.

- Teklifini değerlendireceğim.

- Viski şişesini hesabıma yazabilirsin. Şimdi gidiyorum. Numaramı da buraya bıraktım. Gizliden arama. Platonik aşıklar gibi konuşmak istemiyorum. Görüşürüz Carroll.

- Görüşürüz Max.

YOKLUĞA ANESTEZİ Where stories live. Discover now