5. CELLATLAR VE KURBANLAR

2.7K 69 32
                                    


candan erçetin, yüksek yüksek tepelere

.


Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar, diyordu şarkıda. Sonra devam ediyordu, aşrı aşrı memlekete kız vermesinler.

Her şey normal olsaydı, bu şarkıya gerçekten annemi babamı özlediğim için ağlasaydım ne olurdu?

Şarkı devam ederken gözlerimi kapattım. Annesinin bir tanesini hor görmesinler, derken sol gözümden bir damla yaş süzüldü. Neyse ki yüzüm kırmızı bir tülle örtülüydü.

Annesinin bir tanesini babası hor görmüştü. Millet hor görse ne olurdu ki?

Gözlerimi kapattığımda gözlerimin önünde normal bir hayatım olsaydı neler olacağı film şeridi gibi aktı.

Babam beni sevseydi, kız olduğum için utanmak yerine biricik kızım diye sevseydi?

Belki lisede bir sevgilim olurdu. Gizli gizli kaçamak yaparak buluşurduk. Babama onu anlatmaya çekinirdim oysa babam duysa kızmazdı. Kızmış gibi yapardı çünkü biricik kızını paylaşmak istemezdi.

Sonra sevgilimden ayrılsaydım, ağlasaydım odamda ayrıldığımız için ve babam it oğlu it benim güzel kızımı nasıl ağlatır diye kendi kendine konuşsaydı. Bana sarılıp hiçbir erkeğin sevgisine muhtaç olmadığımı kulağıma fısıldasaydı.

Üniversite sınavına hazırlanırken bana destek olsaydı. Sen yaparsın kızım ben sana güveniyorum deseydi. Yapamasam da canın sağ olsun sen elinden geleni yaptın daha iyilerini yapacaksın diyerek destek çıksaydı.

Üniversite kazandığımda gözlerinin içine dolu gözlerimle bakıp kazandım diyebilseydim. Onun da gözleri gururdan dolsa ve bana sımsıkı sarılıp biliyordum başaracağını gurur duyuyorum seninle diyerek saçlarımı öpseydi.

Üniversitenin ilk gününde bahçede Mirza bana çarpıp kitaplarımı düşürseydi, ben öküz diyerek laf atsaydım ve hikayemiz bu şekilde başlasaydı. Sonra işleri ilerletip sevgilim olsaydı ve beni istemeyen geldiklerinde acaba babam beni verecek mi diye heyecanlansaydım. Mirza babamın karşısında gerilseydi, babam da inadına daha çok üstüne gitseydi.

Bugün, avuç içime Gülcan Abla kınamı yakarken annem kenardan zılgıt çekse ve babam çaktırmadan ağlasaydı. Hem annemi hem babamı ben köyümü özledim sözleri benim için gerçekten anlam kazansaydı.

Büyümüş bir insanı sevmek zordur, sen küçücük bir çocuğun kalbini nasıl kırdın baba?

Burnumu çektiğimde Gülcan Abla parmaklarımı avuç içime doğru kapattı ve kırmızı bir keseyi elime geçirip bağladı.

“Bu türküde bu kadar ağlayacağını bilseydim açtırmazdım.” diyerek ayağa kalktı.

Cevap vermedim.

Yanımda Mirza’nın küçük parmağına kına yakan yakın arkadaşı Erim vardı. Aralarında sohbet ediyorlar, bana bakmıyorlardı.

TUTSAK Where stories live. Discover now