1. Bölüm

1.2K 95 11
                                    

Karlı dağların ardına, turnam yâre selam söyle.

Burası vatan; üstünde yürümek nasip değilse, altında yatarız diyenlerin yurdu.

Alışamadım/ Aytac Doğan 🪻

Hayat büyük yanılgılarla dolu bir çember gibiydi

Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.


Hayat büyük yanılgılarla dolu bir çember gibiydi. Nereye çıksan ucu diğer yanılgıya dokunurdu. Karanlıkta bir çift göz belirmiş ve o parlayan gözlerin peşinden savrulmuştum. Bu bir çift göz bana yardım edebilmiş miydi? Savrulmam gereken yere ne zaman varacaktım? Rüyalar bir kapan, yanılgılar bir çemberdi. Yoksa babamın anlattığı o hikaye gerçek miydi?

Kollarımı tutup yalvaran kız çocuğuna gülümsedim. "Doktoy abla yütfen bana iğne yapma."

"Doktoy abla bak ben hasta değilim."

Minik kıza bakan herkes gülümsüyordu. Boğazını gösteren minik kız bana hasta olmadığını kanıtlamaya çalışırken annesi, "doktor hanım ne gerekiyorsa yapın." Diyerek minik kızın ağlamasına sebep olmuştu. Sarı saçları yüzüne yapışan minik kıza baktım tıpkı küçüklüğüme benziyordu.

"Bak iğne yok, sen iğne olacak kadar hasta olmamışsın!" Minik kız ağlarken kahkahalar atmaya başladığında, bu sefer kollarıma sarıldı. Reçeteyi yazmak için yöneldiğimde hemşirelerin hareketliliği dikkatimi çekti. Mırıldanmalar arasında doktor Serdar'ın adını duyunca ayaklanmanın sebebini de anladım.

Hastanenin en yakışıklısı olması bir marifet değildi fakat onun egosu baş edilmez derecede fazlaydı. Masada durup reçeteyi yazdıktan sonra doktor Serdar'ın olduğu tarafa doğru baktım. "Nihan Hanım.." dedi bana doğru adımlar atarak.

"Serdar Bey,"

"Bugün yine çok güzelsiniz."

Doktor Serdar hemşirelerin kıkırdamasını görünce hemen kollarını dikleştirdi. Kızacak gibi olduğunda hemen bu hareketi yapar ve gün boyu hemşirelere eziyet ederdi. "Sanırım saçınızdaki yaprağa gülüyorlar."

Elimi uzatıp saçındaki yaprağı aldığımda hemen yumuşadı. Doktor Serdar bu hastaneye geldiği günden beri bana ilgili davranır ve ne zaman araya girsem hemşirelere karşı yumuşardı.

"Dışarıda öyle fırtına var ki!"

"Tabi saçınıza bir yaprağı konduracak kadar hem de!" Dedim onun dozunda ona karşılık vererek.

"Nihan Hanım, benimle iki dakika dinlenme odasına gelir misiniz?"

"Tabii." Diye karşılık verdiğimde doktor önlüğümün cebinde çalan telefona uzandım.

"Nihan hemen eve gel!" Diyen babamın bir anda telefonu kapatmasıyla iki saniyelik şokun ardından doktor Serdar'ı beklemeden kapıya koştum. "Serdar Bey çok acil çıkmam gerekiyor."

Her Zaman SendinKde žijí příběhy. Začni objevovat