00. Küçük Büyük Akıl

120 14 16
                                    

19 Mart 1763, Cumartesi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

19 Mart 1763, Cumartesi

Bunaltıcı yaz aylarının biriydi. Pileli eteği her adım atışında ayak bileklerine değiyor, tenini gıdıklandırıyordu. Minicik elleriyle çektiği küçük el arabasının çamura saplanmasıyla yeniden iç geçirdi. Kendi kendisine söylenecek fırsat bulamadan tepesinde biten gölgeye başını kaldırarak baktı. Küçük boyuyla karşısındaki adamın ancak beline geliyordu.

"Yine kitap mı kaçırıyorsun?" dedi adam neşeyle gülümseyerek. Melon şapkası mavi gözlerini güneşten koruyordu. Üzerinde özel tasarım üniformasıyla gerçek olmayan dünyalardan gelmiş gibiydi. Sapsarı saçları güneş ışığıyla altın misali parıldıyor, küçük kızın gözlerini kısmasına yol açıyordu.

"Kaçırmıyorum, okuyup geri götüreceğim kütüphaneye." dedi küçük kız. Sesi olması gerekenden daha boğuk çıkmıştı. Mavi gözlü adam da bunu fark etmiş olacak ki alaylı ifadesiyle konuştu. "Neden peltek konuşuyorsun, Charlotte?"

"Dişimi kırdım, amca Philip." dedi ve bir kez daha küçük el arabasına asılarak çekiştirdi. "Ah, ma petite, üzerini çamur edeceksin." Mavi gözlü adam elinde taşıdığı kalın kitabı ayaklarının dibine özenle bırakıp küçük kızın hâlâ el arabasına asılı ellerini tutarak konuştu. İncitmemeye özen göstererek küçük kızı çamurdan uzaklaştırırken kırmızı arabayı saplandığı yerden çıkarmakta zorluk çekmemişti. "Dikkat et, küçüğüm, bir gün okuyacağım derken boynunu bükeceksin diye endişeleniyorum."

"Okurken boynumu zaten büküyorum, amca Philip." diye yanıtladı küçük kız. Tombul yanakları sıcaktan kızarmış, büyük yeşil gözleri karşısındaki adamın sözlerini anlamlandırmaya çalışarak kısılmıştı.

"Benim güzel Charlotte'm, büyüyünce anlayacaksın."

"Ama amca Philip, ben zaten büyüğüm! Haftalar önce altı yaşıma bastım!" diye yakındı küçük Charlotte. Gerçekten de birkaç hafta önce altı yaşına girmişti ama anlaşılan o ki yetişkinler onun büyüdüğünü kabul etmek istemiyordu.

"Evet, Charlotte, elbette büyüdün. Ama henüz okula gitmiyorsun, öyle değil mi?" dedi adam anlayışlı bir gülümsemeyle.

Küçük Charlotte'nin yüzü asılırken minik elleriyle pileli eteğinin ucunu kavradı. "Okula gitmiyorum ama okumayı çoktan söktüm ben!" dedi kendisini savunmak istercesine. Mavi gözlü adamın yüzündeki gülümseme kulaklarına varana dek genişledi. "Sen akıllı bir kızsın Charlotte. Eminim burada olduğu gibi Hogwarts'ta da kendine yer edinebileceksin." dedi ve yeni bitmiş çimlerin üzerine bıraktığı kalın kitabı eline alarak ayaklandı.

"Hogwarts da neresi?" Küçük kız merakla sordu.

"Bütün bildiklerimi bana öğreten yer neresi sanıyordun?" dedi adam. Mavi gözleri heyecanın titrek çizgileriyle parıldıyordu.

Once Upon A TimeWhere stories live. Discover now