11. Avcı Ağı Attı, Yıldız Takıldı

16 5 0
                                    

Yorum yapmayı ve yıldızı parlatmayı unutmayın 🌟🌙.

Yorum yapmayı ve yıldızı parlatmayı unutmayın 🌟🌙

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


31 Ekim 1768, Pazartesi

"Hayaletler nasıl oluşuyor?" dedi Jenny balkabağı suyundan bir yudum alırken.

"İnan bana, hiçbir fikrim yok." Charlotte içeceğine uzandı. "Ama merak uyandırıcı, araştıracağım." Cadılar bayramı festivali en sonunda başlamıştı. Okulun büyük çoğunluğu bu festivali bekliyor olmalıydı ki curcuna oluşmuştu. Fakat bu kalabalıkta hâlâ korunan bir kural vardı: Herkes kendi binasına ait masada oturuyordu. Ve yine bu biricik kurala bütün cesaretiyle karşı çıkan biri vardı: Charlotte Asha Redruth.

Arkadaşının kolundan tuttuğunda asil yeşillerin arasında sapsarı bir güneş gibi parıldamasına sebep olmuştu. Elbette ki itiraz edenler olmuştu, Jenny o masada olmamalıydı ama kimse Charlotte Redruth ile arasının kötü olmasını göze alamamıştı. Büyük sınıflardan birkaç kişi buna cesaret etse de karşı çıkmaya değer bulmamışlardı o yüzden -şimdilik- bir sorun yoktu.

"Burada bulunmamın makul olduğunu düşünmüyorum." dedi Jenny gergince fısıldayarak. Charlotte ağzındaki yemekle ona döndü. Bir çırpıda yuttunup konuşabilecek duruma geldikten sonra Jenny gibi fısıldadı. "Gidebilirsin."

"He?"

"Ne?"

Charlotte yeniden gözlerini devirdi ve karşı sıradan gelen sese dönmeden konuştu. "Bizi mi dinliyorsun, Avcı?"

"Belki."

Charlotte dişlerini sıkarak ona baktı. "Önüne dön." dedi sert mizacıyla. Rotanev ise kendisine tezat oluştururcasına parlak bir gülümseme bahşetti. "Önümde siz varsınız."

"Arkana dön o zaman, aptal."

"Bana aptal deme." Rotanev'in dudakları incelmiş, suratına ciddi bir hava katmıştı.

Charlotte cevap vermedi. Yalnızca, korkutucu olduğunu düşündüğü bakışlarıyla ona bakmakla yetindi. Eh, korkutucuydu. "Aptal olmayı bırakırsan, belki." dedi. Rotanev içinin ürperdiğini hissetti. Yine de, tartışmaktan geri durmuyordu. "Aptal olmadığımı kaç kez söylemem gerekiyor? Yoksa geri kafalı falan mıs-"

"Yardım edin!" Altın işlemelerle kaplı devasa kapı savrularak iki yana açıldığında konuşmaları bölünmüştü. "Yardım edin! Lütfen!" Telaşla giren adam nefessizlikten -buraya kosarak gelmiş gibiydi- öksürmeye başlarken öğretmenlerim oturduğu masada bir hareketlenme oluştu. Charlotte önüne döndü, ilgi çekici olduğunu düşünmüyordu, adam yeniden konuşmaya başlayana badar.

"Adren, öldü! Onu öldürdüler!"

İşte şimdi, oldukça ilgi çekiciydi.

"Ne diyorsun oğlum? Gel, otur şöyle, soluklan biraz."

Baş müdür telaşla ayaklanıp nefessiz kalan çocuk için bir tabure çektiğinde Charlotte gözlerini kısmış pür dikkat olanları izliyordu. Yine birileri tarafından rahatsız edildiğinde gözlerinde parlayan öfkeyle omzuna dokunan kişiye döndü. Avcı yerine Jenny'yi görmeyi beklemiyordu. Şaşırdı. "Sorun ne?" dedi içten bir şekilde.

Once Upon A TimeWhere stories live. Discover now