3.Bölüm

8.2K 171 12
                                    

Ecrin Erdem

Annemin babama ablamın kaçtığının söylemesinin ardın dan babam bütün adamlarını devreye sokmasının ,aramalarının üzerinden  yirmi dört  saat  henüz geçmemişken ablam ve Mert abi sabahın yedisin'sinde konağa ablamla el ele gelip imam nikahı kıydıklarını ve birlikte olduklarını söyleyince annem düşüp bayılmış babam ise neye uğradığına adeta  şaşırmıştı.

Bir anda ortalık karışmış ve Mert abi herşeyi göze aldığını söyleyince babam bir hışımla ona bir yumruk atmıştı adeta babam çıldırmıştı ablama ise hayal kırıklığı ile bakmıştı Mert abi ne gerekiyorsa yapacağını bunun sorumluluğunu bilerek kaçtıklarını tüm suçun babam da olduğunu söylemişti.

Babam adamlarına  Mert abi ve ablamı bir odaya kapatmalarını söylemişti babam şuan konağın ortasın da deli gibi bağırıp çağırıyordu adeta patlayacak bir bomba gibiydi ablam nasıl böyle bir hata yapabilmişti hala aklım almıyordu.

Tamam Mert abiyi seviyordu ondan başkasını gözü görmüyordu Mert abinin de ona karşı hisleri boş değildi tamam başka çareleri kalmamıştı keşke bu yolu seçmeseydiler.

Babam biran da adamlarına dönmüş Bozkurt aşiretine hemen  gideceklerini söylemişti herkese dönüp,

Ben gelene kadar ne Dila'nın nede Mert'in olduğu odaya girmemelerini tembihleyip odalarının önüne iki adamını dikmişti babam bir hışımla konaktan çıkmış adamlarıyla Bozkurt aşiretine gitmişti .

Annem odasın da uyandığın da babamın Bozkurt konağına gittiğini öğrenince ortalığın çok fena karışacağını söylemişti kısa bir süre sonra babam adamlarıyla gelip Didar ağayla görüştüğünü bir iki gün içersin de Karan Bozkurt'un İstanbul'dan geleceğini benim onunla evleneceğimi söyleyince  adeta o anda neye uğradığıma şaşırmıştım.

Kısa bir an şok geçirdikten sonra ancak kendime gelebilmiştim hemen babama dönerek,

"Hayır bunu hayatta kabul etmem bu asla olmayacak."

"Ne demek lan olmayacak sen benimi yok sayıyorsun sana fikrini soran mı oldu ben ne desem o hazırlan bir iki gün içersin de Karan İstanbul'dan gelecek onunla evleneceksin buna alışsan iyi edersin. "

"Hayır o vicdansızla, kalpsiz, acımasızla  Karan Bozkurt'la asla evlenmem bunu unut baba ne istersen yaparım ama lütfen beni Karan denen o  acımasızla evlendirme."

"Kes lan sesini evlendirmeyim de ne yapayım ha  namusumuz iki paralık mı olsun zaten ablan denilen o hadsiz başımızı öne eğdi birde sen deli deli konuşma karşım da  yoksa seni döve döve yola getirmesini iyi bilirim ben şimdi hazırlan Karan gelir gelmez Mardin'e seni Bozkurt aşiretine götüreceğim."

Annem babama ne kadar yalvarsa da ne yazıkki fayda etmemişti babamın her zaman ki gibi kararı kesin ve netti Karan Bozkurt 'u tanıyordum çok acımasız biriydi buralar da herkes ondan korkardı, kimse ona karşı gelemezdi .

Herkes tarafından zalimliğyle bilinirdi ablam yüzünden başım yanmıştı ve kurtuluşum bile dahi yoktu babam kararlıydı artık  bu işin geri dönüşü yoktu bir iki gün sonra azralimin eline teslim edilecektim onun insafına artık kalmıştım.

On sekiz yaşımda onun yanında diri diri toprağa gireceķtim kefenimi ise geldiğinde giyecektim odam da hıçkırarak ağlarken annem odama gelmiş beni teselli etmeye çalışmıştı. ağlamamı belki Karan'ın benim suçsuz olduğumu öğrendiğin de bana insaflı davranacağını söylemişti .

Ben  ise ağlamaktan annemi duymaz olmuştum adeta  artık bu bir iki  gününde geçmemesini yada Karan'ın Mardin'e gelmemesini dilemekten başka birşey yapmamıştım iki  gündür odam dan çıkmamış ,doğru dürüst yemek yememiş ,yatağım dan bile kalkmamıştım .

İki  gün sonra annem odama gelip babamın hazırlanmam gerektiğini beni Bozkurt konağına götüreceğini söylemişti odamda ki aynanın karşısına geçip siyah bir elbisemi elime alıp askısın dan çıkarıp üzerime geçirmiştim.

Nede olsa bugün benim ölüm günümdü ablam ile Mert abi şuan bizim konakta olmalarına rağmen yüzlerini görmek namına bile olsa odam dan dışarı çıkmamıştım ablam annemle birlikte haber göndermesine rağmen ona hala kırgındım.

Annemin demesine göre ablam bana hakkımı helal etmem için haber göndermişti ama ben onunla bir daha konuşmak istemiyordum. Anneme,

Bir daha onu görmek istemediği mi bana yaptığı bu kötülüğü hiç  unutamayacağımı  söylemiştim. Annemin söylediğine göre bile isteye bunu yapmadığıydı ne fark ederdi ki bu saatten sonra hayatımı  zaten bitirmişmiydi,.

Bana en büyük kötü kötülüğü zaten  yapmışmıydı yapmıştı bilmiyormuydu Karan Bozkurt'un ne kadar acımasız, zalim,kötü, vicdansız biri olduğunu öz kardeşine bunu nasıl yapabilmişti   bunu düşmanım  yapmış olsaydı anlardım .

Belki  öz kardeşim ,aynı kanı paylaştığım bana bu kötülüğü yapmıştı artık bunun geri dönüşü yoktu evet o sevdiğine Mert abiye kavuşmuştu fakat kardeşini ateşe atmıştı odam dan çıktığım da babam beni görünce şaşırmıştı gördüklerine inanamamıştı açıkçası umrumda dahi değildi .

"Bu ne hal lan sen beni Bozkurt aşiretine rezilmi edeceksin çabuk git üstünü değiştir seni bu halde bir yere götürmem zaten namusumuz yerlerde bari itibarımızı bize bırak yoksa seni şuracıkta gebertirim."

"Umrum:da dahi değil zaten benim fikirlerim sizin için önemli değil."

"Lan şimdi seni ayağımın altına alırım kes sesini ve hemen adam akıllı giyinip gel."

Annemin araya girmesi ile odama girmiş sade ve pudra rengi bir kıyafet giyip odamdan çıkmıştım babam beni arabaya bindirip adamları ile birlikte Bozkurt konağına doğru yola çıkmıştı artık ben bir ölüydüm kurtuluşum yoktu herkes  günahının bedelini benim sırtıma yüklemiş ve beni ortaya atmışlardı.

Bozkurt konağının önün de indiğimiz de kapısının  önünde ki adamlar kapıları sonuna kadar açmış ve bizi içeriye buyur etmişlerdi  Didar ağa bizi karşılanmıştı bizi konakta ki salona buyur etmiş oğlunun hazırladığını söylemişti adamlarına hitaben dönüp ,

Hocayı çağırmalarını söylemişti kısa süre sonra ise beni bir odaya alıp hazırlamışlardı başıma beyaz bir yazma takıp hocanın ve Karan'ın olduğu odaya sokmuşlardı odada Karan, tanımadığım bir adam ,hoca ,benim babam ,Karan'ın babası vardı .

İstemeyerekte olsa Karan'ın yanına oturmuş, hocanın dediklerini dinlemeye başlamıştım  bu durumu her ne kadar  kabullenmek istemesem de  üç  kez kabul ettim diyerek Karan'ı eşim olarak kabil etmiştim.

Hoca Karan'a döndüğün de üç  kez oda beni sert bir dille karısı olarak kabul ettiğini söylemişti sesinden bile korkmuştum çok sert biriydi hoca mihir olarak ne istediğimi sorduğun da istemediğimi belirttiğim de Karan sinirli bir şekilde,

"İstanbul'da iki  villa ,Mardin'de iki dönüm tarla ,ağırlığımca altın şirketin den ise hisse ,yüklü bir miktar da para verdiğini söylemişti şahitlerin de huzurun da artık onun eşiydim.

Odadan çıktığımız da Karan yüzüme dahi bakmamıştı ne bekliyordum ki sanki benim masum olduğumumu bilmesini istemem mi ne kadar da aptaldım onun gibi acımasız, vicdansız bir insanın bana mehamet göstereceğini mi çok saf ve salaktım ne geldiyse başıma bu saflığım dan zaten  gelmemişmiydi.

Kaynanam yanıma gelmiş gelini olduğum için çok mutlu olduğunu , artık onun bir kızı olduğumu bana söylemişti.

Daha sonra ise sonumu bitişimi getirecek o sözü söylemişti. Karan'ın beni yatak odasın da beklediğini bu işin bugün olması gerektiğini söylemişti ne kadar yalvarsam da kaynanam yapabileceği birşey olmadığını Karan'ın suyuna gitmemi ,belki kararın dan  vazgeçireceğimi, ona suçsuz olduğumu anlatırsam bana anlayış belki gösterebileceğini söylemişti.

Annesi bile ona karşı umutsuzsa benim çok yapabileceğim bir şey yoktu ben bitmiştim bugün tamamen ölecektim.

ÇIKMAZIMDAKİ BOZKURT Where stories live. Discover now