3. bölüm:Savaş

23 7 0
                                    

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın.Seviliyorsunuz.

NOT:BU HİKAYE TAMAMEN KURGUDAN İBARETTİR.HİÇ BİR OLAY GERÇEK DEĞİLDİR.

____________________________________

Hayat bazen o kadar acımasızdır ki,ölmek istersin.Bu hayattan göçmek istersin.Kendinden ve hayattan nefret edersin.Fakat içinde hep durduramadığın bir duygu vardır:Umut.

Bazen bu duygudan bile nefret edersin.Hatta hiç birşeyden nefret etmediğin kadar.Umutlu olmak istemezsin.Umudunun tükenmesini istersin ki bu hayattan göçebilesin.Ama umut öyle bir duygudur ki,asla peşini bırakmaz.Ve sen zamanla o duyguya alışırsın.O duyguyu sevmeye başlarsın.Hayatın güzel olabileceğine inanırsın.Kendini seversin,hayatı seversin.Umut bir ilaç gibidir aslında.Sen en kötü durumdayken seni bulur ve iyileştirir.Çünkü umut herşeyin en doğru yoludur.

Fotoğrafa baktığımda annemi,babamı ve anladığım kadarıyla diğerlerinin ailelerini gördüm.Hepsi bir sandalyeye bağlanmıştı.Ayakları,elleri,ağızları hatta gözleri bile bağlıydı.Onları bu halde görünce o kadar canım yandı ki.Sonumuz ne olacaktı bilmiyordum ama savaşacaktım.Ailemi kurtarmak zorundaydım.Zorundaydık.

Adam hepimize fotoğrafı gösterirken "Aileleriniz elimizde.Eğer istediklerimizi yapmazsanız aileleriniz ve siz ölürsünüz." dedi.Ardından Bulut'a bakarak "Tabi senin ailen yok zavallı.Ama eğer sende yapmazsan hem burdaki herkesin ailesi ölür hemde burdaki herkes.Ve buna sende dahilsin." dedi.

Güneş ağlayarak acılı bir sesle bağırmaya başladı,"Bunu nasıl yaparsın pislik herif.Eğer aileme bir zarar gelirse sizi ben kendi ellerimle öldürürüm haberiniz olsun."

Güneş'i bu halde görmek beni canımı daha fazla yaktı ve daha hırslı olmama neden oldu.Sinirli bir şekilde "Ne yapacağız söyle hemen de bitsin şu lanet olay." dedim.

Adam "Hemen anlatayım küçük hanım.Bahsettiğim adam yani Yılmaz Gökoğlan zengin bir iş adamı.Ve kendisi geçmişte patronumuzdan bir şey çaldı." dedi.O adamı patron diye düşünmüştüm ama patron başkası olduğuna göre bu adam patronun yardımcısı falandı herhalde.Adam devam etti "Bir kaç dosya çaldı.Ve bu dosyalar sizden bile değerli.Okulunuzdakileri uzun bir süre inceledim.Ve en uygun siz vardınız.Yani tamda istediğim özellikler sizde var.Bu yüzden sizi seçtim.Yılmazdan o dosyaları çalacaksınız.Bunu nasıl yaparsınız bilemiyorum ama eğer başaramazsanız aileleriniz ve siz ölürsünüz.Tabi görevleriniz bununla sınırlı değil.Başka görevlerde var.Fakat ilk vunu tamamlamanızı istiyorum.Sizi bir günlüğüne bir yerde misafir edeceğiz.Orada planlarınızı yapın.Yarın planı uygulayacaksınız."

Gözlerimizi bağladılar ve ayaklarımızı çözdüler.2 dakika kadar bir süre yürüdük.Ardından tahmin ettiğim kadarıyla arabaya bindik.

10 dakika bir süre sonra gözlerimizi açtıklarında 2 tane yatak olan bir oda ile karşılaştım.Odanın ortasında ahşap bir masa ve 7 tane sandalye vardı.Adamlar gözümüzü açtıktan sonra birisi "Masanın üzerinde harita var ve o harita dosyaların olduğu yer.Dosyaların falan nerde olduğu yazıyor üzerinde.Ona bakarak planınızı oluşturun." dedi ve adamlar bizi sert bir şekilde yere ittiler.Arkamızdan kapıyı kilitlediler.Ayağa kalkıp üzerimi silkelediğim sırada bir tane kız "Lanet olsun böyle işe." diyerek söylenmeye başladı.

Bir süre kimse konuşmadı hatta öylece durup bekledik.Ardından sessliği bozup "Her neyse,birbirimizi tanımalıyız.Ne kadar böyle birşey yapmak istemesem bile hepimizin canı ve ailelerimizin canı söz konusu şuan." diyerek sandalyenin birisini çekip oturdum.

UMUT BEKÇİLERİTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang