5. Bölüm:Yaşam Ve Ölüm

11 5 2
                                    

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın.Seviliyorsunuz.

NOT:BU HİKAYE TAMAMEN KURGUDAN İBARETTİR.HİÇ BİR OLAY GERÇEK DEĞİLDİR.

____________________________________

Elimi sımsıkı tutan Burak ile sadece birbirimize bakıyorduk.Sanki orda sadece biz ve duygularımız vardı.Bütün herkes şaşkınlık içinde Burak'a bakarken Emir geldi ve elimizi incelemeye başladı.İkimizin elini tuttu ve şaşkınlıkla "Ben halüsinasyon görmüyorum dimi?Ayy inşallah halüsilasyon değildir.2 gündür bu anı bekliyorum ben." diyerek heyecanla yerinde zıplamaya başladı.Sonra rolünü aklına getirdi ve bir anda ciddileşerek boğazını temizledi.Onun bu hâline kıkıradığım sırada Burak hala bana bakmaya devam ediyordu.Güneş "An itibarı ile benim best çiftim sizsiniz." dedi gülerek.

Ortamı bozan ses o adamın sesi oldu. "Kusura bakmayın.Karınız olduğunu bilmiyordum beyefendi de keşke nazik bir şekilde uyarsaydınız."

Burak en sonunda gözlerini benden ayırıp adama döndü ve "Bu benim en nazik halim zaten." dedi.Ardından yanımıza baya sosyeteye benzeyen,süslü,görünüşe göre baya ünlü bir iş adamına benzeyen bir adam geldi.

"Neler oluyor burda?" dedi adam.Bu sefer hepimizin bakışı ona döndü.

"Şurdakı şerefsi... neyse ağzımı bozmayacağım.Şu yerdeki beyefendi karıma yürüdü.Ha pardon,yürümedi kendisi uçtu resmen." dedi Burak.

Adam önce Burak'ı baştan aşağı bir süzdü.Ardından Burak'a "Ben Yılmaz Gökoğlan.Davetin ve projenin sahibi.Bu tatsız olay için beyefendi adına sizden ve karınızdan çok özür diliyorum.Bu sorunu telafi edeceğim." diyerek elini uzattı.

Demek Yılmaz denen adam buydu.Saçları hafif beyazlanmıştı.Tahminen 45 yaşında falandı.Yemyeşil gözleri ve hafif kumral saçları vardı.Hepimiz 'Yılmaz Gökoğlan' adını duyunca birbirimize baktık.

Burak elini uzatarak "Bende Can Kaygı.Ünlü iş adamı Can Kaygı." dedi ve Yılmaz'ın elini sıktı.

Ardından Yılmaz Burak'ın elini bıraktı ve korumalardan birine eliyle işaret verdi.Bir tane koruma geldi ve bana yürüyen,pardon Burak'ın düşüncesiyle bana uçan adamı kaldırdı.

Adam şaşkın bir şekilde korumaya bakarak "Neler oluyor?Benim ne suçum var?Bıraksana yahu beni." dedi ve çırpınmaya başladı.

Fakat bu çırpınışlar boşunaydı çünkü koruma baya iri yarı bir adamdı.Kerem denen adam onun yanında hücre gibi kalıyordu.

Yılmaz, "Tekrardan bu rezil olay için sizden özür diliyorum Can bey.Bunu telafi edeceğimden emin olabilirsiniz." dediğinde rolüm aklıma geldi ve Yılmaz'a elimi uzattım.

"Bende Belgin bu arada.Memnun oldum Yılmaz Bey." diyerek istemeyerek gülümsedim.

Adam beni öyle baştan aşağı süzdü ki,fazlasıyla rahatsız olup yerimde kıpırdanmaya başladım.Ardından elimi tuttu ve nazik bir şekilde üzerini öptü.Bu hareketi o yaptığı için yüzümde tiksiniyomuş gibi bir ifade oluştu.

Burak sadece bizim duyabileceğimiz bir şekilde "Sikeceğim artık.Burdaki herkes niye bu kadar yavşak?" dedi.Kimsenin görmeyeceği bir şekilde dirseğimle,koluna vurdum.

"Sadece rolünüze odaklanın." dedi Şevval.Tabiki onlarda burada olan herşeyi duyuyordu.

Yılmaz Güneş'e de elini uzattı ve el sıkıştılar.

UMUT BEKÇİLERİDonde viven las historias. Descúbrelo ahora