entrancing / hyunin

xii

textingden duz yaziya gecmek cok zor biliyorum ama sadece textingle fic ilerlemez be arkaslaeim

hadi kolay gelsin

******************************

jeongin

Kulağımdaki kulaklığı çıkararak önümde duran kocaman, fakat benim üstüme üstüme gelen, binaya baktım. Derin bir nefes alarak adımladım içeri.

Yaklaşık 4 gündür görmüyordum Hyunjin'i. Takip falan da etmemiştim. Evet onu 6 senedir takip ettiğimi söylerken ciddiydim fakat öyle evini gözetlemek gibi değil, mesela o arkadaşlarıyla konuşurken alışverişe çıkacağını duyduğumda ben de hazırlanıp onunla denk gelmeye çalışıyordum. Ya da okul çıkışı arkadaşlarıyla kafeye gidiyordu, ben de Jisung'u peşimden sürükleyerek onlarla aynı mekana gidiyordum. Instagram hikayesine attığı fotoğraftan bulunduğu yeri bulup gidiyordum vesaire. Alışkanlıklarım, yapmayı sevdiğim aktiviteler, okul sonrası programım böyle böyle değişti. Hatta spora bile onun sayesinde başlamıştım. Hyunjin'i spor yaparken izlemek için gittiğim yerde yanlışlıkla vücut yapmıştım...

Çok fazla aynı ortamda bulunmamıza rağmen bir kere bile dikkatini çekememişim anlaşılan. Arada günaydınlaşmaktan başka muhabbetimiz yoktu. Evet suç bende, gidip adam akıllı konuşamıyordum ki onunla. Bir kere konuşmayı denedim, onda da içinde bulunduğum şu rezil durum ortaya çıktı.

Oturup gülüşerek konuşan arkadaş grubu benim içeri girmemle sessizleşti. Buna Hyunjin de dahil.

Beomgyu gülümseyerek yanıma geldi. "Vaay kardeşim be nerelerdesin sen?"

Gülümsemeye çalıştım. "Hastaydım ya, ondan gelemedim."

Bu sözlerimle Hyunjin'le aramda kısa süreli bir göz teması oluştu. Daha sonra o, gözlerini çevirerek arkadaşlarına döndü. Arkadaşları çoktan benim hakkımda konuşmaya başlamıştı bile. Gözleriyle beni işaret ediyor, gülerek bir şeyler fısıldaşıyorlardı. Hyunjin onları susturmadı fakat hiçbir şey söylemedi de. Gülerek kafasını sallamakla yetindi.

Sözünü tutmamıştı. Hem de iki defa. İlk benim ondan hoşlandığımı kimseye söylemeyeceğine dair olan sözünü, daha sonra onları susturacağına dair sözünü.

Anlaşılan Minho ile olan konuşmalarımızdan haberi yoktu çünkü bana ters ters bakıyordu. Hiç etiketlemeseydim onları keşke. Yine durduramadım kendimi.

"Kanka senin çalıştığın bara gelen bir grup var ya hani, anlatıp duruyordun."

"Ee?"

"Adamlar ünlü olmuş amına koyayım!"

Haberin bu kadar hızlı yayıldığına şaşırmıştım. Onları değil kendimi paylaşsam şu an influencer olmuştum belki de.

"Biliyorum mal Beomgyu. Keşke videoyu paylaşan hesaba bir girip baksaydın."

Kaşlarını çatarak telefonunu açtı ve videoyu aradı. Bulduğu gibi kenardaki profil fotoğrafına tıkladı ve ağzı bir karış açıldı.

"LAN BU SENSİN!"

Sesi gereğinden fazla çıktığı için zaten üzerimizde olan gözler şaşkınlıkla baktı bize. Beomgyu yorumlara girerek sabitlediğim hesaplara baktı.

"OHA BU BATERİST HYUNJIN MİYDİ?!"

Gözlerini pörtleterek şaşkınlıkla bana baktı Beomgyu.

"Bağırma salak, bize bakıyor millet."

Yeonjun bize seslendi. "Kim Hyunjin'miş?"

Beomgyu hararetli hararetli anlatmaya başladı. "Şu video var ya, bir grup barda konser veriyor."