xvi

451 47 67
                                    

slm yine duzyazı hadi kolay gelsin oy verin yorum yapın optum bay❤

******************************

hyunjin

şirketle olan görüşmemiz oldukça iyi geçmişti. yani, onlar açısından. sonuçta onlar bizi kazanacaktı. anlaşmaya varmıştık ve şu an o şirketin altında çalışacaktık.

bulunduğumuz binadan koşar adımlarla çıktım ve duvarın önündeki arabamı açarak changbin'e seslendim.

"changbin seni minho bırakır, gitmem lazım benim."

"nereye?"

minho'nun sorusuna cevap vermeden arabayı çalıştırdım ve yeonjun'la kararlaştırdığımız restorana doğru sürdüm. vakit geç olduğu için çay kahve içmekten vazgeçip birlikte akşam yemeği yemeye karar vermiştik. 10 dakikalık yolun ardından vardığımda dikiz aynasını kendime doğru çevirdim ve saçımı başımı düzeltip çekidüzen verdim kendime. heyecanlıydım, hoşlanıyordum yeonjun'dan.

"hadi oğlum, bak bekliyor orada çocuk. hadi!!"

kendimi cesaretlendirip indim arabadan. lüks bir mekandı, herkes süslenip püslenmişti ve çok kalabalık değildi içerisi. oldukça büyüktü.

biraz ilerledikten sonra rezerve ettirdiğim masada oturup telefonuyla uğraşan yeonjun'u gördüm. sinirli gibi bir ifade vardı yüzünde, çok mu bekletmiştim acaba?

"selam."

ilk başını kaldırıp bana baktı ve hemen ayağa kalkarak gülümsedi. az önceki ifadeden eser yoktu yüzünde. tatlı tatlı tebessüm etti ve kollarını açtı.

"hoşgeldin!!"

sarılışına karşılık verdim. sımsıkı sarılıp sırtımı sıvazladı. sonra geri çekilip ellerini önünde birleştirdi.

"çok bekletmedim umarım?"

"hayır, hayır tabii ki! ben geleli çok olmamıştı zaten. görmedim geldiğini kusura bakma."

kafasını eğip baştan aşağı süzdü beni. farklı giyinmemiştim, beyaz gömlek siyah pantolon vardı üstümde. saçlarımı biraz geri yatırmıştım uzadıkları için ve yüzüme birkaç şey sürmüştüm fazladan, o kadar.

"vay, amma da yakışıklısınız bugün?"

gülümsedim. "sen de öyle."

gerçekten de güzel olmuştu. altında siyah kumaş pantolon, üstünde siyah sweather içine de beyaz boyunlu bir kazak giymişti. kulağında küpesi ve piercing vardı. ne giyse yakışıyordu bu çocuğa.

gülümseyerek teşekkür etti. gülümseyince gözleri kısılıyordu ve o kadar tatlı oluyordu ki...

ikimiz de oturduk ve siparişlerimizi verdik. garson gittiğinde bana döndü.

"eee, nasıl geçti bakalım görüşmeniz?"

çok ilgiliydi, çok tatlıydı, düşünceliydi, güzeldi... onunla 2 dakika vakit geçirmek bile ona aşık olmak için yeterli bir süreydi resmen. bu çocuk mu aldatacak? şeker bir şey, düşünemiyorum bile.

entrancing / hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin