dokuz

406 36 30
                                    



yanından kalkıp balkona geçmiş olan,orada öylece dikilen adama bakıyordu oturduğu yerden.Cenan,söylediği şeye bizzat kendiside şok olmuştu.sanki hiç düşünmeden,ağzına ilk geleni söylemişti.resmen Arif'i ona aşık olmakla "suçlamıştı".Arif ise duyduğu şeye hissettiği şoku kaldıramamış,hiçbir şey söylemeden yanından kalkıp gitmişti.Cenan buz kesilmiş,ne yapacağını, nasıl durumu toparlayacağını düşünüyordu.aniden kalkıp yanına gitti.Arif balkon demirlerine yaslanmış,dışarı bakıyordu.

C:özür dilerim,saçmaladım.

Cenan'ın ilk söylediği bu oldu Arif'in yanına yaklaşırken.Arif derin bir iç çekti,Cenan'a bakmadan konuşmaya başladı.

A:saçmalamadın.

Arif,Cenan'a döndüğünde yanyanalardı.Cenan meraklı gözlerle baktı ona,sonra tüm suratında gözlerini gezdirdi.

A:belki de kaçmamız gerekiyordur.

önce Arif'in gözlerindeydi hüzün dolu gözleri,sonra gökyüzüne baktı.kendini iyice sıkıyordu,sanki ağlamak üzereydi.sessizce "neden?" diye sorabildi sadece.
dirseklerini balkon demirine yaslayıp elleriyle yüzünü kapattı Arif.derin bir iç çekti.sonra gözlerini tekrar Cenan'a dikti.

A:bu bizi mahveder.olması gereken bu değil.

C:ben,bunu bilmiyorum mu sanıyorsun?

bir anda sesini yükseltti Cenan.içinde biriken duygulara hakim olamıyordu.

C:durumun yanlışlığının senden daha uzun zamandır farkındayım.ama her şeye rağmen senin için her şeyi göze alırım,herkesi karşıma alırım.

evden çıkıp gitmeden önce söylediği son şeylerdi bunlar.içindeki duyguların tüm suratından okunduğu bu cümleleri kurarken,biraz daha konuşsa ağlayacaktı.tam da bu yüzden dayanamayıp,montunu giymesiyle kendini dışarıya attı.Arif arkasından bakakaldı.konuşmak üzere ağzını açtı,fakat hiçbir şey demeden sustu.

soğuk rüzgar yüzüne vururken hızlı hızlı yürüyor,az önce olanları düşünüyordu.söylediklerinden dolayı oluşan pişmanlık eşlik etti,öfkeye ve mutsuzluğuna.fazla mı çıkıştım diye düşünüyor,bir yandan da içindekileri döktüğünü düşünerek kendini rahatlatmaya çalışıyordu.yaşananlar gerçek değilmiş gibi hissettiriyor,evine doğru yürürken içi daralıyordu.


05.23

saate baktığında gördüğü buydu. ne ara sabah olduğunu anlamamıştı bile. ne aydınlanmamış hava,ne de onu gerçeklikten koparan düşünceler izin vermemişti anlamasına.gözüne bir gram uyku girmemişti.zaten giremezdide.içilen sigaraların eşliğinde boşluk hissi onu mahvediyordu."senin için her şeyi göze alırım." bu cümle yankılanıyordu kafasında.peki o alır mıydı? artık en yakın arkadaşının gerçek hislerini öğrenmişti,hiçte karşılıksız olmayan hislerini.peki gerçekten,o,tüm riskleri göze alır mıydı?

şimdi yatağına atmıştı kendini,tavanı izliyordu.içindeki acı hiç yabancılık çektirmiyordu.aşk buydu çünkü.
aşk,biraz da acı demekti.
Cenan'ı kırmıştı ve bunun farkındaydı.kendince mantıklı olanı yapmaya çalışırken sanki her şeyi mahvetmişti.şimdi ise Cenan içini döküp gitmiş,onu soğuk sabahın karanlığında yalnız bırakmıştı.düşünceler onu yattığı yerden yoruyordu.artık uyku gözlerine çökmeye başlamışken,yarın yapacağı ilk şeyin Cenan'la konuşmak olduğuna karar verdi.artık birbirlerinden kaçmayı,kafalarında kurduklarıyla kendilerini yiyip bitirmeyi bırakmalılardı.

gerilmeden,birbirlerini kırmadan iki yetişkin gibi konuşmak en sağlıklısıydı.
sabahladığı bu gecenin ardından emin olduğu başka bir şey daha vardı.o,ilk defa böyle hissediyordu,öyleyse bunu harcamayacaktı.her şeyi göze alacaktı.belki kötü şeyler olacaktı,ama Cenan'la olacaktı.her şey ona değerdi.Arif bunu geç anlamış,ama en sonunda kabul etmişti.en sonunda düşünceleriyle olan savaşını kısmen bitirdi ve kendini uykuya teslim etti.


"Cenan, Arif nerde?", "Arif neden gelmedi haberin var mı?" , "Arif'i arıyorum açmıyor,bir şey olmadı değil mi?"

Cenan'ın tüm gün duyduğu şeylerdi bunlar.Arif hiç yapmadığı bir şey yapmış,provaya gelmemişti.ilk başta herkes geç kaldığını sandı ama günün sonlarına doğru hâlâ ortada yokken telefonları da açmayınca,herkes endişelenmeye başlamıştı. ve şüphesiz ki konu Arif olunca,soru sorulacak ilk kişi Cenan'dı.ona sorulan her soruya "bilmiyorum." cevabını verdi sadece.zaten kafasında Arif'ten başka bir şey de dönmüyordu.dün geceki olay hala beynini yoruyordu,işine odaklanmak için düşünmemeye çalışsa da o da endişelenmişti ve Arif'i aramak istemiyor değildi.ama buna yüzü yoktu.uyuyakaldığını ya da telefonunda bir arıza olduğunu düşünerek yetinmeye çalıştı.

tüm gün,aklında Arif'in nerde,ne yapıyor olabileceği düşüncesiyle geçti.bir yandan dün gece ki olayı düşünüp,acaba o yüzden mi gelmedi demiyor da değildi kendi kendine.ama bu Arif'in yapacağı bir şey değildi çünkü işine değer veriyordu.hiçbir ihtimal Cenan'ın aklında ki soru işaretlerini gideremedi ve gün böyle geçmeye devam etti.
son prova da bittiğinde saat dördü geçmişti.
Ömer Cenan'ın yanında çayını içiyor,yine Arif'in nerde olabileceği hakkında konuşuyorlardı.o sırada sigara molasından dönen Emre geldi,

E:yine aradım şimdi açtı,anca uyanmış.uyumamış gece.

bir "oh" çekti Cenan.gece neden uyumadığı içinde bambaşka bir merak uyandırırken,en azından iyi olduğu için mutlu olmuştu.

Ö:oğlum insan bi haber verir ya,korktuk burda.

E:nasıl haber versin adam uyuyormuş işte,telefonun sesi de kısıkmış.o değilde Cenan,akşam biz çıkarken sen ordaydın kanka.haberin yok muydu uyuyup uyumadığından?

C:hayır.zaten bende çok oturmadım.

Ö:bana bak sizin hâlâ bozuk mu aranız? ben dün gece hallettiniz sanmıştım.

Cenan ne cevap vereceğini bilemedi.çünkü o da bilmiyordu.Arif onla bundan sonra konuşmak ister miydi,arkadaşlıkları devam edecek miydi cidden bilmiyordu.

C:iyiyiz iyiyiz.

kısmen yalan olan bu cümleyi kurdu Ömer'i susturmak için.muhabbetten uzaklaşmak için telefonu eline aldığında gelen mesajı gördü.

(1 yeni bildirim)
Arif:yarım saate sahilde buluşalım mı? gelmek istemezsen anlarım.


rüzgar yüzüne vuruyor,elleri,yüzü her yeri üşüyordu yürürken. ne kadar sıkı giyinirse giyinsin soğuk dondurucuydu.hatta sahile doğru yürüdükçe daha da artar gibiydi.hava şartları ne olursa olsun Arif'le buluşmayı kabul etmişti.çünkü o da çok iyi biliyordu ki,konuşulanlar hava da kalmamalıydı.özellikle de Cenan konuşmanın ortasında çekip gitmişken,birbirlerine birer açıklama borçlulardı.Arif'in ne söylemek istediğinin merakıyla yürüdü yolları.bulundukları durumun net bir konuşmayı hakettiği kesindi.fakat yine de Cenan,tam olarak ne duyacağını kestiremiyordu.Arif'ten duyacağı belki olumlu,belki olumsuz her şeye hazırladı kendini.

vardığında Arif tam da beklediği yerdeydi,yaz akşamları oturup denizi izledikleri bankta.sessizce arkasından yaklaştı,bankta oturan Arif'in karşısında dikildi.elleri paltosunun cebindeydi,gözleri Arif'in üstünde.
Arif onu gördüğü an ayağa kalktı,karşısına geçti.kafasındaki kapüşonu çıkardı ve bir süre sadece birbirlerine baktılar.

Cenan bir şey söylemek için ağzını açtığında,onu durduran Arif'in aniden ona sarılması oldu.bu sefer boynundan değil,belinden sarılmıştı ona.başını boynuna gömdü ve kollarını sıkıca sardı.Cenan ellerini cebinden çıkarmadan öylece durdu önce,beklemiyordu bunu.sonra yavaşça ellerini Arif'in sırtına koydu,sırtını sıvazlarken o da başını Arif'in boynuna gömdü.denizin önünde,sokak lambasının ışığında,öylece kaldılar.













You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 20 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

make me feel alive | arcenWhere stories live. Discover now