61

390 82 13
                                    


Babam Uğur'u gördüğünde yüzünde kısa bir an şaşkınlık ve öfke izleri oluşsa da Uğur tokalaşmak için elini uzattığında kendini toparlıyor. Çok samimi olmasa da geniş bir tebessümle çocuğa bakıyor:

-Hoş geldin Uğur.

-Hoş bulduk, teşekkür ederim.

Uğur'un gergin olduğunu ben anlayabiliyorum ama ailem farkında mı, emin olmak güç. Özellikle de babam takım elbisesini ciddiyetle baştan aşağı süzüp dururken.

Annem daha cana yakın bir tebessümle araya giriyor.

-Görüşmeyeli nasılsın Uğur?

-İyiyim, çok sağ olun. Siz nasılsınız?

-Gayet iyiyiz canım, oturmaz mısın?

Böylece onlar yan yana, biz yan yana olacak şekilde koltuklara yerleşiyoruz.

-Çiçek getirmişsin?

Babam imalı bir sesle konuşurken ona gözlerimle imalı konuşmaması için yalvarıyorum ama bana bakmıyor.

-Evet, size getirmiştim. Elim boş gelmek istemedim.

-Hım... İlginç...

-Hayatım...

Annem iş yeri tebessümü diye adlandırdığım bir gülümseme ve ciddi ses tonuyla babama hiç bakmadan seslendiğinde adam toparlanıyor. Ardından babam sessizleşirken annem konuşmayı devralıyor.

-Çiçekler için teşekkürler Uğur. Baban nasıl, tatiliniz nasıl geçti?

Böylece bir süre Uğur'un köy anılarından konuşuyoruz ve babam onu dinlerken biraz yumuşamaya başlamış olmalı ki ona fındık toplama ve hayvan beslemeyle ilgili sorular sorarken kendini konuşmaya epeyce kaptırıyor. Onlar ilgiyle sorular sordukça Uğur da rahatlayıp her zamanki öz güvenli hâliyle anlatmayı sürdürüyor. Ben ona bakmadan duramasam da o gözlerini bana hiç çevirmiyor, belli ki babamdan çekiniyor. Yine de burada olmasından ve ailemle sohbet etmesinden o kadar mutluyum ki bunu dert etmiyorum.

Şunu çok iyi biliyorum ki ailem de Uğur'u tanıdığı zaman çok sevecek. Bu kadar çalışkan, iyi niyetli ve ılımlı bir insanı neden sevmesinler ki?



***

Peri Masalları Gerçek DeğildirWhere stories live. Discover now