63

377 85 9
                                    

Ben sakinleştikten sonra çaylarımızı da koyup ailemin yanına dönüyoruz. Babam ikimizi de bir süre süzse de herhangi bir şey söylemiyor. Annem ise bir süre Uğur'un ne kadar da becerikli olduğunu söyleyip çocuğu ne kadar utandırdığını bile fark etmeden övgüye boğuyor.

İlk bardaklarımızı bitirip tatlıları yerken esas konuya bir türlü gelemiyoruz. Uğur yine bana bakmıyor, bu kez ben de ona pek bakamıyorum. Gözlerimi sürekli odanın içinde gezdirmeden edemiyorum.

Aslında ailemin bu duruma çok da büyük bir tepki vereceğini düşünmüyorum. Bugüne kadar onlarla her şeyimi paylaştım ve yanlış yaptığımı düşündükleri zaman bile çok ciddi problemler yaşamadık ailemle. Hatta düşününce bunun da elimde çok fazla örneği olmadığını fark ediyorum. Ben her zaman uysal, söz dinleyen bir çocuk olmuşumdur. Gürültülü, isyankar ya da geçimsiz olduğum zamanlar varsa bile hafızamdan silinmiş olmalı. Tek çocuk olduğum için mi bilmiyorum ama annem ve babam benim ebeveynim olmalarının yanında her zaman en yakın arkadaşlarımdı. Onları çok sevdiğim için üzmeyi hiç istemedim ve şimdi de bu kadar endişeli olma sebebim aslında bu.

Bir şeye karar verdiğimde ailemin buna gönülden rıza göstermediğini hissetmekten, onları hayal kırıklığına uğratmaktan ya da incitmekten gerçekten çekiniyorum.

Uğur boğazını temizleyerek beni daldığım düşüncelerden uyandırırken ona dönüyorum.

-Size Bora amca diye seslenmemde bir sakınca var mı acaba?

Ben dudaklarımı birbirine bastırırken babam gülümsüyor.

-Elbette yok Uğur, rahat olabilirsin.

Sanırım ilk kez ona karşı babacan davranıyor. Sonunda Uğur onun da gönlünü çalmış olmalı!

-Teşekkür ederim Bora amca. Aslında bugün sizinle konuşmak istediğim bir şey vardı.

Annem gülümseyerek başını sallıyor.

-Dinliyoruz Uğurcuğum.

Uğur tekrar boğazını temizliyor ve oturuşunu düzeltirken bir an bana bakıp cesaret alıyor. Bu kadar gergin olmasına rağmen benim yerime ailemle konuşmayı teklif etmesi ne kadar da cesurca... Şu an gözüme gerçek bir kahraman gibi görünüyor.

-Biliyorum ki Rüya'yı benden daha iyi tanıyorsunuz. Bu yüzden bunları söylemem size tuhaf gelebilir ama benim de farkında olduğumu bilmenizi istedim.

Babam hafifçe öne doğru eğilirken ciddiyetle başını sallıyor.

-Rüya herkese karşı dürüst olmaya çalışan ve onu geren ortamlarda sessizliğe gömülen hassas ve düşünceli bir insan...

Ben ani iltifatlarının etkisiyle kızarırken annem,

-Öyle, diyor.

-Bu yüzden eminim ki size karşı da her zaman dürüst olmuştur.

-Evet.

-Bu sene Rüya ile karşılaştığımızda dürüstlüğü beni çok şaşırtmıştı ve beni hatırlamasına gerçekten hayret etmiştim. Tepkileri ve sözleri hiç alışkın olmadığım kadar dürüsttü. Öyle ki başlarda sürekli benimle dalga mı geçiyor diye düşünmeden edemiyordum. Gözlerine ciddiyetle baktığımdaysa gayet açık bir şekilde aklından geçenleri dile getirdiğini anlıyor, bu özelliğine gittikçe daha fazla hayran oluyordum.

Ben inanamayarak ona bakarken ailem sessizliğini koruyor. Uğur yutkunup derin bir nefes aldıktan sonra devam ediyor.

-Rüya'yı tanıdıkça dünyanın sandığım kadar kötü bir yer olmadığını fark ettim. Çevremi, en çok da kendimi değiştirirsem dışarıdaki kötülüğün hayatımı sandığım kadar etkileyemeyeceğini anlamaya başladım. Bu beni hâlâ çok şaşırtıyor. Ben... Dünyaya karşı çok peşin hükümlü davranmışım. Her şeyi anladığımı iddia etmiyordum ama anlamak için çaba göstermeye gerek olmadığına, öylece yaşayıp gitmem gerektiğine inanıyordum. Hatta işin kötüsü bunu kalbimde hissediyordum.

Peri Masalları Gerçek DeğildirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin