19.BÖLÜM

437 20 2
                                    

Merhabaa! Ben geldimm! Bölümü umarım seversinizz,
Oy vermeyi unutmayınn!

Bölüm şarkısı:D
Ludovico Einaudi - experience

Bu bölümde olan tüm olay ve kurgular en ince ayrıntısına kadar hayal ürünüdür ve sadece bir kurgudan ibarettir

İYİ OKUMALAR...🌼

Benliğimi kaybetmiş bir şekildeydim sanki, her şey çok değişmişti.

Bugün, bu sabah rahat yatakların arasında uyanmam bile bir şeylerin artık eskisi gibi olmadığını gösteriyordu.

Artık her şeyden önce mutlu olabileceğim bir hayatım ve ailem vardı. Bir şeyler yoluna girme aşamasındaydı ve belki de bu gerçekleşiyordu.

Hep hayal ettiğim o hayatın arasında bulmuştum kendimi.
Aydınlık yüzüme ışık tutmuştu ve bende gözümü kamaşarak bakıyordum.

Buraya, bu aileye alışmıştım ve ben çok korkuyordum.

Kaybetmekten ölesiye korkuyordum. En büyük korkularım kaybetmekti.

Artık anne, baba, abi diyebildiğim kişiler vardı. Elimle gösterebileceğim kişiler ve değer verdiğim kişiler.

Dün geceden kurumuş göz yaşlarımın izin verdiği kadar gözlerimi açmaya çalıştım. Bu hareketi bir kaç kez yaptığımda başardım ve yataktan kalktım.

Banyoya girdim ve kısa ama rahatlatıcı bir banyo yaptım.
Geri çıktığımda lila renkli bir eşofman takımı giydim. Uzun saçlarımı da yaradığımda kapın çalındı ve bir ses vermeme gerek kalmadan sadece kafasını uzattı Uzay,

"Şey, kahvaltıya çağırmak için gelmiştim de müsait misin diye şey ettim," kafamı salladım ve elimle iki işareti göstererek iki dakikaya geliyorum anlami yaptım. İnşallah anlardı.

"Seni kimse anlayamaz Eflâl" irkildiğimde bunun gölge olduğunu anlamıştım, yutkundum. En son olanlardan sonra gölgenin varlığı bile beni korkutuyordu.

"Hadi ama, ne zamandan beri benden korkmaya başladın. En son yaralarımızı sarıyorduk beraber" dedi alayla gölge.

Uzay da bende ki ani değişikliği fark edince odaya girmiş ve yanımda bitmişti, "Eflâl, neyin var?" Dedi ve elinin tersiyle alnıma koydu,

"Onun hiçbir şeyi yok abisi, bakmayın ona arada geliyorlar böyle" dedi ve bir kahkaha daha attı.

Uzay abim anlamış gibi kaşlarını çattı, "Bak Eflâl, bana bak. Sakin ol tamam mı? Şimdi, aklında her kim varsa kimi görüyor isen duymamaya çalış tamam mı abicim. Bak yanında ben varım," dedi ve derinlere dalan gözlerimi çenemdem tutarak ona çevrilmelerini sağladı.

Gölge geldiği için başıma oluşan ağrı geçmeye başladığında gittiğini anladım. Uzay abimi daha fazla yormamak için az önce dediklerinden bir şey anlamasamda tamam anlamında kafamı salladım.

Titreyen göz kapaklarını sakin olmak istermiş gibi kapattı ve geri açtığında saçımın bir tutamını kulağımın arkasına koydu.

Kafasını iki yana salladı ve elimi tutup, "Hadi kahvaltıya inelim" dediğinde kendimi tuhaf hissetmiştim. Kafamı salladım ve beraber aşağıya indik.
Masada biz hariç herkes vardı, başta babam otururken sol tarafında annem sağ tarafında Emir abim oturuyordu, annemin yanında Sarp ve Sarpın yanında da Sedat.
Ben Emir abimin yanına otururken Uzay da yanıma oturdu. Ayaz abim Uzay abimin yanına otururken Poyraz abimde Sedat abimin yanındaydı. Emir abim bana döndü ve karizmatik bir gülüş ile göz kırptığında gülümsedim.

SUSKUN KALPDove le storie prendono vita. Scoprilo ora