20.BÖLÜM

371 21 2
                                    

Selam canlarr iyisinizdir umarım! İyi okumalarr oy vermeyi unutmayın olur mu?

İYİ OKUMALAR...🌼

"Ya oha ama ya daha benimle yatacaktı!"

"Sus gerizekalı, uyandıracaksın şimdi,"

"Ya Barbaros çok tatlı değiller mi!"

"Hainler! Hain kostoklar, bunu bana yapmayacaktınız!" Ne oluyordu?

Birisinin yere düşme sesi ve, "oha yavaş yavaş!" Diye inleme sesi.
"Tamam yeter bu kadar, herkes çıksın," kısık ses ile konuştuklarını sanıyorlardı ama kulağımın dibinde resmen bağırıyorlardı.

"Ne oluyor ya" uykulu bir ses duyduğumda bunun Pusat abim olduğunu anladım,

"Ne olmadı ki! Hain!" Dedi Poyraz abim, artık gözlerimi açmanın vakti geldi diye düşünüp gözlerimi kırpıştırarak açtım. Açtığım ile tepemde tüm familyanın olduğunu görünce şaşkınca baktım.

"Yaa bu niye bu kadar tatlı olmak zorunda ki!" Dedi ve yattığım yerden yanağımı sulu sulu öptü Sarp abim. Yüzümü buruşturarak kafamı yana çevirdim ve yatakta oturur pozisyona geldim. Pusat abim ile göz göze geldiğimizde bana gülümsedi ve göz kırptı.

Uykulu hali ile çok tatlı duruyordu!

"Sen bana az önce yüzmü buruşturdun!?" Dedi Sarp abim sahte bir kızgınlık ile, bende gülerek kafamı salladım ve yataktan kalktım. Hepsini geride bırakarak Pusat abimin odasından çıktım ve kendi odama koştum kaçak gibi.

Koridorda da sesler bir süre devam etmiş ama sonradan aşağıya indiklerini anlamıştım. Tabii annem aşağıya inerken bana seslenmeyi unutmamıştı, "Kızım hadi kahvaltıya gel, yemek hazır!"

Hızlıca banyoya girdim ve çıktıktan sonra saçlarımı kurutup boş bırakarak üzerime rahat bir takım geçirdim ve telefonu alıp aşağıya seke seke indim.

Herkes kahvaltı masasına oturmuştu, "günaydın" dedim ellerimle, herkesten günaydın lafları sonucu babamın 'afiyet olsun' sözüyle kahvaltıya başladık.

Kahvaltı yine her zamanki gibi ağzıma sıkıştırılan yemekler ve ufak çaplı sobetler ile geçmişti.

Bugün perşembeydi. Okula güya pazartesi başlayacaktım ama yine bir şekilde yatmıştı. Sanırım bu sefer net bir şekilde pazartesi günü başlayacaktım.

Dediğim gibi 12. Sınıf derslerine biraz biraz hakimdim, hem Uzay abimde bana yardım ediyordu derslerim konusunda, biraz bana anlatmıştı ve pazartesiye kadar yine biraz da olsun katkısı olurdu.

Odama çıktım ve saçlarımı ilk tepemde topladım ve çalışacağım derslerin kitaplarını alarak masaya oturdum. Bildiğim konularla bir süre ders çalıştım.

Az sonra kapım çalınıp Sedat abim içeri girdiğinde bana gülümsedi, gülümsemesine karşılık verdiğinde yumuşak sesi ile konuştu bana yaklaşırken, "Seansa başlayalım mı artık güzelim?"

Kafamı olur anlamında salladığımda "Hadi gel o zaman, bir yere götüreceğim seni," meraklanmıştım, oturduğum sandalyeden kalkarak peşinden ilerledim.

Dışarı çıkmayacağımızı aşağı kata inmeden koridorda ilerlediğimizden anladım. Kolidorun sonuna geldiğimizde dar bir kapı bizi karşıladı içeri girdiğimizde çok samimi ve sıcacık bir oda karşıladı bizi.

Yerler yerden ısıtmalı parkeler yerine tüm tabanı boydan boya sarmış yumuşacık kremi halı kaplıydı. Tüm güneş ışınları buraya vuruyormuş gibi apaydınlıktı, bir çalışma masası, kitap okuma yeri ve televizyon vardı. Sade ama iç açıcı bir yerdi. Karşımızda duran iki puf koltuklara yöneltti beni, ikisinin arasında orta boy masa vardı.

SUSKUN KALPWhere stories live. Discover now