43
Jisung, eğlencesine okulun her yerine mektuplar ve küçük notlar yerleştirmişti. Bazı insanların çantasına, bazılarının masasına kendi adı üstünde onların özelliklerini yazarak aşk mektubu bırakıyordu. Okulun genelini tanıyan Jisung, sadece rastgele seçtiği Lee Minho'nun mektubunu hazırlarken tıkanmıştı. Ona dair hiçbir bilgisi yoktu. Bu yüzden sadece ondan sebepsiz yere hoşlandığını, hatta ucunu kaçırarak sırılsıklam aşık olduğunu yazmıştı. Jisung, çocuğun ona inanıp arkasından dedikodu çıkaracağını düşünerek eğlenirken karşısındaki insanı ne denli etkileyeceğinden gram haberi yoktu. Ki Minho 'Jisung benden hoşlanıyor.' diye elaleme ağlayacak bir tip değildi. Minho, sırasına döndüğünde gördüğü mektubun üstünde yazan 'Jisung' ismi ile başta duraksamış, sonra mektubu açarak okumaya başlamıştı. Her satırı okuduğunda içi kıpır kıpır olmuştu. Bunca zaman hoşlandığı kişi ona bir 'aşk' mektubu bırakmıştı sonuçta, nasıl yerinde durabilirdi ki? Mektubu tamamen okuduğunda yeniden zarfına koymuş ve çantasına yerleştirmişti. Aklından geçen güzel ihtimallerle boğuluyordu. Evinde en güzel anılarını sakladığı kutusuna koyacaktı onu.

Minho, bundan bir süre sonra Jisungdan hiçbir ses gelmediği için gidip tepki vermemiş, sadece her zamankinden fazla onu seyreder olmuştu. Jisung ise Minho'nun onu sürekli izlediğinin farkında olarak 'bu niye beni takip ediyor?' demekten başka bir şey yapmamıştı. Muhtemelen şakasına yazdığı mektubu unutmuştu bile.

Minho bir süre sonra yayılan mektup dedikoduları sayesinde bunun sahte olduğunu öğrenmişti. Jisung'un yanına gitmiş ve yakasına yapışmıştı fakat yaptığı tek şey ağlamak oldu ve şaşkın bir şekilde ona bakan aptal çocuğu yalnız bırakıp orayı terk etti. Kırılan kalbini düzeltmesi zor olacaktı. Bunu tek başına yapmasının imkanı da yoktu. Sadece anılarının arasına karışan o güzel zarfı oradan çıkarıp çöpe atmakla yetinmişti. Küçücük bir mektup onu fazlaca sarsmıştı.

44
'Hwang Hyunjin, kimseyi görmemesi gereken, yıllarca işkenceler görerek acı çeken masum bir denek. Ters giden işler yüzünden onda oluşan bu özellik iyice hayatını mahvederken gözlerine sonsuza kadar bağlı kalması gereken o bez sarılır. Lee Felix ise, dokunduğu yakan bir yaratık. İnsanlara bunu yapmaktan hoşlanır. Hyunjin ise, bu yaratığa aşıktır. Görmese bile. Ne olursa olsun ona ulaşıp, yanacağını bile bile ona dokunmak ister ve bunu başarır. Ona her yaklaştığında, gözlerindeki bez yüzünden onu göremese de ona dokunur ve vücudunda oluşan yanıklar ne kadar canını yaksa da ondan uzaklaşmaz. Ona sığınır. Zaten uzun zamandır işkence çeken Hyunjin, yine bir acıya maruz kalmıştır. Her zamanki gibi. Yine de birbirlerini tamamlamayı başarmışlardır.'
-
Felix ateşe verme işiyle uğraşırken, Hyunjin ise onları toza çeviriyordu. Böylece birleşen ateş ve toz ile, küller ortaya çıkmıştı. Gelip geçen herhangi bir yangının, ateşin ardında külleri kalacaktı. Bu küller, Hyunjin ve Felix'in arkalarında bıraktıkları bir kader bağıydı, aynı zamanda da aralarında kurulan bir denge. Doğanın ve bu iki aşığın yeni dengesi.

passive police!! -minsung SmutTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon