Beşinci Gün

16 3 0
                                    

Beşinci Gün

Fiametta bir çok sıkıntılardan sonra, sevenlerin ulaştığı saadetler hakkında hikâyeler söylenmesini emreder.

Beşinci Gün

Birinci Hikaye

Simon aşk sayesinde kurnazlaştı, sevdiği İfijenya'yı deniz üzerinde ele geçirir. Rodos'ta hapse atılız, Lisimahus tarafından kurtarılır. İkisi İfijenya'yı ve düğün gününde bulunan Kasandra'yı kaçırırlar, Girit'e sığınırlar; kadınlarla evlenirler ve yurtlarına dönme müsaadesi alırlar.

Kıbrıs adasında, eski tarihlerde okunduğu veçhile, Aristib isminde gözde bir adam vardı. Serveti ve şöhreti herkesten üstündü. Eğer bir noktada talihin darbesine uğramasaydı, en mesut insan olacaktı. Oğullarından birisi, çok güzel ve yakışıklıydı. Fakat hemen hemen ümitsiz şekilde deli idi. Asıl adı Gale idi. Fakat, ne öğretmenlerin emeği ne babanın nasihati ve dayağı bir şey öğrenmesine imkân vermemişti. Yalnız sesi değil, davranışları da insandan ziyade hayvana benzerdi. Onun için kendisine sığır manasına gelen Simon derlerdi. Babası bütün ümidini kaybedince, (göz görmez, gönül katlanır) diyerek onu çiftliğine gönderdi. Köylülerin kaba-saba hallerini şehirlilere tercih eden Simon bundan memnundu. Köydeki ikameti esnasında bir öğleden sonra omuzunda bir baston, bir tarladan öbür tarlaya, gezerken bir ormana dalar, aylardan Mayıstır. Her taraf yeşildir. Simon etrafı ağaçlarla çevrili ve ortasında bir fıskiye bulunan bir çimene varır. Çayırların üstünde genç ve güzel bir kızın uyuduğunu görür. Hafif giyinmiş kızın pek az kısmı örtülüydü. Ayak ucunda iki kadın ve bir erkek köleleri uyumaktadır. Simon hiçbir kadın görmemiş gibi şaşırıp kalır. Bastonuna dayanarak, kızı hayranlıkla seyre dalar. Hiçbir öğüdün tesir etmediği haşin kalbinde, arzular ve emeller uyanır. Çünkü bu kadın yeryüzünün en güzel mahlukudur. Saçları altın sarısı olan kadının, alnını, burnunu, ağzını, kollarını temaşaya dalar. Ve birdenbire güzellik mütehassısı kesilir. Tek arzusu kızın gözlerini görebilmektir. Onu uyandırmağı düşünürse de güzelliğine bakıp, onun bir ilahe olması ihtimalini düşünerek, bundan vazgeçer. Çünkü, İlâhi şeylere» dünyevî şeylerden fazla saygı lâzımdır.

Bir müddet sonra güzel kız İfijenya uyanır. Karşısında bastonuna dayanmış olan Simon'u görür: «Bu ormanda ne arıyorsun?» der ona, Simon kızın sualine cevap vermeksizin gözlerini seyre dalar. Kız bu bakıştan korkar, hizmetçilerini uyandırır ve Simon'a: «Allahaısmarladık» der. Simon: «Sana refakat edeyim» diye karşılık verir. Ve onu evine kadar götürür.

Oradan kendi evine giderek, artık bir daha, köye gitmeyeceğini söyler. Bu haberden babası hoşlanmazsa da, fikrini niçin değiştirdiğini öğrenmek için onu evde tutar.

İfijenya'nın aşk okları, Simon'un hiçbir nasihatin giremediği kalbini delmişti. İlk olarak, babasından kendisinin de kardeşleri gibi giydirilmesini ister ve bu yapılır.

Sonra iyi gençlerle dostluk kurar. Nihayet, asaletin icaplarını yerine getirir, hatta büyük filozofların eserlerini kavramağa başlar, ifijenya'nın aşkı, onun pürüzlü ve çirkin sesini öyle güzelleştirmişti ki, zamanla şarkı söylemede usta olmuştu. Ata binmeği, karada ve denizde savaşmayı öğrenir ve böylece Kıbrıs adasındaki delikanlıların en üstünü olur. Kaderin, kalbinin bir köşesinde uyuttuğu meziyetler, birer, birer uyanır.

Gerçi Simon âşık delikanlılar usulünce İfijenya'ya olan ışkını mübalâğa ederse de, İfijenya, Gales isminden hoşlanmadığı için delikanlıya Simon denir. Kızın babası Gibses' den kız resmen istenir. Ama reddedilir. Çünkü kız, asil bir Rodoslu olan Pasimunda'ya vaad edilmiştir. Nihayet düğün zamanı gelir. Simon, kendi kendine, «İfijenya» der. «Şimdi aşkımın kuvvetini gösterme zamanı geldi. Sen beni insan et tin, sana sahip olsam şerefim, ilâhları geçecektir. Ya sana sa hip olmalıyım, ya da ölmeliyim.»

DekameronHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin