Altıncı Gün

20 3 0
                                    

Altıncı Gün

Eliza'nın idaresi altında nükte veya bir şaka ile bir tehlikeden kurtulma konusunda hikâyeler anlatılır.

Her zamanki toplanma saatinde kraliçe bütün üyeleri çağırdı. Üyeler, çağlayanın civarında oturmuşlardı. Kraliçe hikâyelere başlanmasını emretmişti. Bu esnada beklenmedik bir hal vaki oldu. Mutfakta bir gürültü işitilmişti, kraliçe kâhyayı çağırarak gürültünün sebebini sordu.

Kâhya, «Leziska ile Tindaro kavga ediyorlar, dedi, ama, sebebini bilmiyorum.» Kraliçe ikisini de çağırttı.

Leziska, Tindaro'ya «Çapkın, dedi, benim huzurumda söz söylemeye nasıl cesaret ediyorsun?»

Kadın kraliçeye: «Sayın bayan, dedi, bu herif beni

Sikofante'nin karısı ile tanıştırmak istiyor.. Sanki ben onu hiç tanımazmışım gibi. Bana, Sikofante ilk gece kaleyi zorla ve kan dökerek zapt etmiş, diyor. Ben bunu kabul etmem, o işin sükûnetle ve zevk içinde cereyan ettiğini biliyorum. Bu enayi, babaların veya erkek kardeşlerin, kızların evlenmesini bir iki yıl geciktirirlerse, onların koyun gibi uslu oturacaklarına inanıyor. Allah göstermesin!.. Bütün komşularım arasında kocasına bakire olarak varmış kimseyi tanımıyorum. Ve evlenen bazı kadınların kocalarına oynadıkları oyunların çeşidini bilirim. Bu aptal da tereciye tere satar gibi, bunları bana öğretmeye kalkıyor.»

Bayanlar, Leziska'nın bu dedikodusuna kahkaha ile güldüler ve bu gülme Leziska'nın bütün içini dökmesine kadar devam etti.

Kraliçe: «Bu, sana ait bir iştir.» Dedi ve Dioneo'ya dönerek «Hikâyenin sonunda hükmünü sen ver.»

Dioneo: «Kraliçem,» dedi «Ben Leziska'ya şimdiden hak veriyorum. Tindaro sersemin biri.»

Eğer kraliçe, Leziska'nın ağzını kapayıp, odadan kovmasaydı bütün gün söylenecekti. O, uzaklaştırıldıktan sonradır ki hikâyelere başlandı.

Altıncı Gün

Birinci Hikaye

Bir şövalye Horetta'ya hikâyeler söyleyerek yolu kısaltır.

Birkaç yıl önce aramızda ismi saklanamayacak kadar meziyetlere sahip bir kadın vardı. Adı Horetta idi. Gerispina' nın karısıydı. Bir gün, köyde otururken yemeğe birçok bayan ve şövalye davet etmiş, sonra, onlarla başka bir çiftliğe doğru yürüyüşe çıkmıştı. Yol epeyce uzun olduğu için, gençlerden biri, bayan Horetta'ya «Yolu kısaltmak için en güzel hikâyelerden birisini anlatmak isterdim.» dedi,

Horetta: «Çok iyi olur, lütfen.» diye cevap verdi.

Bunun üzerine kılıç kullanmakta, hikâye söylemekten fazla becerikli olan genç anlatmaya başladı. Fakat bir söylediğini, beş, altı defa tekrarlıyor, her an söyledikleri çelişiyordu. İsimleri birbirine karıştırıyor ve hikâyeyi öyle berbat ediyordu ki, Horetta kan ter içinde kalıyordu. Tahammülü bitince: «Atınızın yürüyüşü öyle sert ki, dedi, beni indirmenizi rica ederim.»

Delikanlı, bu istihzayı anladı. Ve hikâyeyi burada bırakarak başka bir hikâyeye geçti.

Altıncı Gün

İkinci Hikaye

Cisti isminde bir ekmekçi, Gerispina'ya verdiği bit cevapla, isteğinin münasebetsizliğini yüzüne vurur.

Gerispina'ya çok itibar eden papa Bonifaçius mühim bir iş için Floransa'ya bir elçi göndermişti. Elçiler, Geri'nin evine inmişlerdi. Elçiler her sabah, Cisti'nin fırınının bulunduğu Marya kilisesinin önünden geçerlerdi. Gerçi, Cisti'ye kader, aşağılık bir sanat vermişse de, servet toplama bakımından yaver olmuştu. Onun için hayat tarzını değiştirmeden, pek güzel bir evde oturuyordu, en nefis beyaz ve kırmızı şaraplara sahip bulunuyordu.

DekameronWhere stories live. Discover now