yirmi üç

30.4K 1.7K 464
                                    

Yorum yapmadan lütfen bölümü geçmeyin.🫶🏻

🪖

Tenime nüfuz eden soğuk ile bedenimin havalanmasıyla gözlerimi araladım. Uyku mahmurluğuyla karşımdaki kişiyi gördüğümde birkaç saniye şaşırdım. Ardından neler olduğu zihnime doluşurken gülümsedim.

Alp'in kucağındaydım. Sanırım evine gelmiştik.

"Uyanmışsın," dedi hafif bir tebessümle. Kucağındaki benle yürümeye başladı.

Başımı onaylayan bir biçimde sallayıp "Evet," dedim. "Niye uyandırmadın ki?"

"Denedim ama hiç tepki vermedin. Şimdi uyanmana şaşırdım."

Uykum ağır değildi aslında. "İndir istersen beni," dediğimde "Geldik zaten," dedi. Gözlerini çevirdiği yere kafamı çevirdim. Evi: müstakil, küçük bir bahçesi olan evdi. Bahçede olan köpek kulübesini gördüğümde gülümsedim.

"Kulübeyi görmek garip hissettirdi," diye mırıldandım. "Daha geçen bahsetmişsin gibi. Oysa ki üzerinden bir ay geçti."

"Seni görmek bana tamamiyle garip hissettiriyor. Nasıl buradasın? Varlığın gerçek değilmiş gibi."

"Bak sen," dedim son harfi uzatırken. "Rüya gibi bir kadın olduğumu biliyorum ama son derece gerçeğim."

Soğuktan çatlamış alt dudağını diliyle ıslatırken gülümsedi. "Mütevazıyız bayağı." Evin kapısının önüne geçti.

"İndirsene beni," dedim bavulumu almak için. Kollarını gevşetip yere sağlamca basmamı sağladıktan sonra arabaya doğru yürümeye başladım.

"Bavulum nerede?" diye sordum.

"Arka koltukta," dedi evin anahtarını yuvasına sokarken. "Sen eve geç. Ben eşyaları alırım."

Sözünü dinlemeyip arabanın arka kapısını açtım. Valizimi koltuğun üzerinden alıp kapıyı tekrar kapattım. Çok eşya almamıştım yanıma. Kısa bir süre kalacağımı düşünmüştüm ancak Alp'in gelmesi uzun sürmüştü. Bir süre daha buradaydım anlaşılan.

Elimdeki bavulu sürükleyerek eve doğru yürürken kapıda beni bekleyen Alp'in gözleriyle kesiştim.

"Hızlı gel. Dışarısı çok soğuk."

Hareketlerimi hızlandırıp evinin içerisine girdiğimde buranın dışarıdan farksız olmadığını fark ettim. "Burası da pek farklı sayılmazmış," dedim içimdeki düşünceleri dışarıya vururken.

"Kombiyi açarım şimdi," dedi elimdeki valizi alıp bir odaya taşırken.

Bende fırsattan istifade evinin içini incelemeye başladım. Hôl sadeydi. Sadece kapının yanında vestiyer vardı. Onun dışında boş, ferahtı.

Alp mutfağa girerken bende peşinden gittim. Beyaz mutfak dolapları, gri tezgah ve beyaz duvar rengiyle sade bir mutfaktı. Sanki hiç uğraşılmamış gibiydi.

"Evin içine hiç dokunmadım," dediğinde anlamsız bakışlarımla ona döndüm.

Kombiyi ayarlayıp gözlerini bana kitledi. "Evi nasıl satın aldıysam öyle kaldı. Uğraşma gereği duymadım."

"Zaten seni hiç yansıtmıyor," dedim gözlerim boş tezgahın üzerinde gezinirken.

"Beni yansıtan ev nasıl olurdu?" diye sordu gerçek bir merakla. İlgiyle gözlerini üzerime dikmişti.

Kʼalp Gʼözüm | Texting Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang