bölüm 36

2.6K 146 9
                                    

Akşam olmuşdu
İtler çadırlara dağılmış uyuyordular
Şerefsizler o kadar emindiler ki türk Askerinin onları bulmayacağından
Rahat rahat uyuyordular
Amma bilmedikleri bişey vardı Türkler asla pes etmez,korku nedir bilmezdiler

....

Tim ile her kesin uyumasını bekledim
Birkaç it ayakda guya nöbet tutuyordular
Plan hazırdı
Tan ve Yusuf uyanık olan itlerle ilgileniyordular
Abdullah abi ve zemheri abi Sado iti ile ilgilenirken
Çağrı ve Han gerkeli dosyaları flasbellekleri alıyordular

Alparslan ve ben timleri ile ilgilenicekdik
Alparslan önde ben arkada mağaraya timin tutulduğu yere irellemeye başladık

Alparslan arada bir bana dönüp çapkınca gülümsüyordu
Ne desem az öpüşmemizin ardından bir az söhbet edip timin yanına gitmişdik
tim Alparslan ve benim kızarık ve şişmiş dudaklarımızı  görüb
Köfteyi çakımışdı

Tabi o esnada ben yerin dibine girmekle meşgüldüm

...
Alparslanın sesi beni düşüncelerimden uyandırdı

" Hadi bu işi bitirelim de çabucak geri dönelim" dedi

Tabi niye bu kadar aceleci davrandığını biliyordum

Benimle vakit geçirmek istiyordu

İç ses

Tabi demiyorda yatakda bizi sikmek istiyor damarlı aletini duvarlarımıza vurmak sabaha kadar bizi becermek istiyor
Demiyorsun Asicin
 

Sus kezban sus bir zahmet

Aman be sanki sende onunla sevişmek istemiyorsun canım

Tamam kezban tamam
Allah kahretsin ki Alparslanı arzuluyorum onu içimde his etmek istiyorum

Ahada azdı kızımız kaçın ağalar

Kezban

Efendim Asicim

SİKTİR GİT

Öf iyi be kaçdım ben

İç sesim ile olan diyalogumuzu bir kenara bırakıb Abimlerin tutukduğu odaya girdik
Hepsi iyi gözüküyordu tabi ufak tefek
Çizikler dışında

Mirza abim " noldu      konuşmayacağımızı anladınız pes etmeyemi karal verdiniz"

Susdum Kafamı Alparslana çevirip kaş göz işareti yapdım

Anladım derecesinde kafasını salladı
Askerlere yaklaşıb zincirleri çözmeye başladı
Aynı zamanda onlara kim olduğumuzu açıklıyordu

" Yüzbaşı Alparslan kaya Kurtuluş timinin komutanı. Sizi kurtarmaya geldik komutanım" dedi
Beni gösterib
" Buda dünyaya nam salmış GÖLGE " dedi
Askerlerden bir kaç şaşırma nidası döküldü

" Oha"

" SİKTİR"

" Yok artık amına koyayım "

" Hass...."

Abimlerin ve timlerinin elerini ve ayaklarını çözme işini bitirdikden sonra
Temkinle mağaradan dışarı çıkdık
Kurtuluş timi bizi dışarda bekliyordu yanlarında baygın yatab Sado iti ile

Han " komutanım her şey tamam gide biliriz" dedi

Alparslan " tamam karargaha haber verdinizmi"

Abdullah abi " evet komutanım sadece burası dağlık arazi olduğu için iniş zor olucak o yüzden 5 km yürümemiz gerek" dedi

Alparslan " tamam her kes toplansın- bana dönüp- sizde GÖLGE hanım" dedi

Maskenin altından güldüm

Ayaklanıp tam gitmeye hazırlanıyorduk ki peş peşə 3 kurşun sesi duyuldu
Ve benim sırtımda keskin bir acı

Dizlerimin üzerine çökdüm
Sırt üstü yere düşmeden Alparslan beni tutudu

" Hayır hayır yapma bunu bana yapma güzelim " dedi.
Etrafa bakdım

Tim beni vuran şerefsizle ilgileniyordu

Sırtım çok acıyordu gözlerim kapanmak üzereydi

Artık gözlerimi açık tutamıyordum
Çok uykum gelmişdi
Gözlerim kapanmadan önce son duyduğum cümle
" Yapma bunu bize sevgilim" oldu
Sonrası karanlık

Sonnnn

ASİ / ÖZ ailem asker Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin