'𝗔𝗥𝗔𝗗𝗜Ğ𝗜𝗡𝗜𝗭 𝗧𝗘𝗟𝗘𝗙𝗢𝗡𝗔 Ş𝗨𝗔𝗡 𝗨𝗟𝗔Ş𝗜𝗟𝗠𝗜𝗬𝗢𝗥'

110 78 10
                                    

𝐋ü𝐭𝐟𝐞𝐧 𝐛ö𝐥ü𝐦𝐥𝐞𝐫𝐢 𝐨𝐤𝐮𝐫𝐤𝐞𝐧 𝐨 𝐤üçü𝐤 𝐲ı𝐥𝐝ı𝐳ı 𝐛𝐞𝐧𝐝𝐞𝐧 𝐞𝐬𝐢𝐫𝐠𝐞𝐦𝐞𝐲𝐢𝐧 𝐨𝐧𝐥𝐚𝐫ı 𝐠ö𝐫ü𝐧𝐜𝐞 𝐦𝐮𝐭𝐥𝐮 𝐨𝐥𝐮𝐲𝐨𝐫𝐮𝐦 𝐡𝐞𝐫 𝐬𝐞𝐟𝐞𝐫𝐢𝐧𝐝𝐞 𝐛𝐞𝐧𝐢 𝐦𝐮𝐭𝐥𝐮 𝐞𝐭𝐦𝐞𝐲𝐢 𝐛𝐚ş𝐚𝐫ı𝐲𝐨𝐫𝐬𝐮𝐧𝐮𝐳 ç𝐨𝐤 𝐭𝐞ş𝐞𝐤𝐤ü𝐫 𝐞𝐝𝐞𝐫𝐢𝐦 𝐢𝐲𝐢 𝐨𝐤𝐮𝐦𝐚𝐥𝐚𝐫 ɪ̇ʏiki ᴠᴀʀsıɴıᴢ💗💗
                 

                     ☆18☆
     
Ne yapacağımızı bilmez halde Olduğumuz yerde kalmıştık uzun bir sessizlik oluştu bu sessizlik havanın kararmasıyla birlikte iyice ürkütücü hal almıştı acaba dedim içimden acaba bizi duymuşlar mıydı, sesi duymuşlar mıydı?, ortalığı dinlemeye başladığım esnada "Asi acab-" alina'nin konuşmasını kesip ağzını kapatmıştım ve Elimle ona susması için işaret yaptim  "E-erim duydun mu??"- Siktir  duydunmu cidden- neyse sakin olalım her işte bi hayır vardır, üff ne diyorum ben be
"Neyi??, üfff olum boşver sesi mesi tut şu özgürü kolundan, burdan hemen gitmeliyiz" ardından yerde yatan denize baktım hareketsiz bir sekilde duruyordu ve yerdeki kanlar dehşet vericiydi...
özgüre baktım saçma salak hareketler yapıyor ve şu filmlerdeki gibi biri öldüğü esnada açılan o cenaze töreni şarkısını açıp dans ediyordu
sonra kahkaha atıyordu ve  sonra herşey sarpa sarıyordu özgür yine dudaklarını araladı ve "BEN KAZANDIM SEN KAYBETTİN" dedi ölü şekilde iki büklüm olmuş denize bakıyordu içimden  -Şizofren çocuk-  diye söylendim "aynen abi aynen sen kazandın, erim tut şu manyağın kolundan hiç kimse görmeden burdan gidelim" sarpla erim özgürün kolundan tuttu ve çok geçmeden burdan gittiler
Onlar gider gitmez yavaş ve temkinli adimlarla yerde yatan denizin yanına gittik berbat haldeydi ve çok kan kaybediyordu "Asi ben çok korkuyorum"
"Biliyorum alina biliyorum" dedim ve bakışlarımı tekrar yerde yatan denize yönelttim sonra diz çöktüm ve ardından nabzına baktım hâlâ atıyordu bu bir mucizeydi o mucizeye daha yakından baktım saçları başları dağılmış berbat halde kanlar içinde olan o mucizeye, nedense onu bu halde bırakmaya içim el vermedi oyüzden..
Telefonumu aldım "Ne yapıcaksın?"
"Ambulansı arıyorum onu bu halde bırakamam" Sonra tuşları çevirdim ardından telefonu kulağıma yasladım  
"Alo!"
"Alo buyrun acil çağrı merkezi size nasıl yardımcı olabilirim"
"Hemen buraya gelin"
"Anlamadım hanım efendi nerdesiniz şuan tarif edebilirmisiniz"
"Bir yaralı var ve çok kötü durumda vakit kaybederseniz ölebilir, istanbul sarıyerdeyiz lütfen hızlı olun"
"Anlaşıldı hanım efendi en yakın destek ekibini gönderiyorum"
Sonra telefonu kapattım ardından alina ya döndüm orda duygusal bir şekilde bana bakıyordu ve ikimizin aklını karıştıran esir alan sorular hep aynıydı şimdi napıcaktık öylece onları mi bekliyicektik, ne zaman geleceklerdi, yetişebiliceklerimiydi??
"eve gidicektik ama ben onları özledim" Bende çok özlemiştim en az onun kadar bende çok özledim ama onları beklemek zorundaydık alinayi kollarımın arasına aldım ve göz pınarlarından gözyaşlarına engel olamıyor ve tutamıyordu kolunu sıvazladım "Bende onları çok özledim, sadece onlar gelene kadar burda olalım, onu bu halde bırakmak bize yakışmaz öyle değil mi?"

                      *****
Çok değil 10 dk sonra ambulans geldi çok vakit kaybetmeden denizi aldılar ve gittiler bizim vaktimiz çoktu belki ama denizin hiç vakti yoktu , çünkü nabzını bile bulmakta zorlanmıştım umarım onun için geç kalmamışlardır ve umarım iyileşir diye düşündüm kendi kendime...
Ardından bizde deniz gittikten sonra çok fazla beklemedik alina ile birlikte eve doğru yürüdük
Evimizin kapısının önünde durduğumuzda ise iceri girmeye hazır hissedince kapıyı çaldık bekledik bekledik ve bir kaç dakika sonra kapı açıldı açan ise abimdi muhtemelen annem yorgun düşmüş uyumuştu bu saate sadece zaten o uyanık olabilirdi
Bizi gördüğüne epey şaşırmış olmalı ki gozlerini elleriyle avuşturdu sonra
"Siz gerçek misiniz?" Dedi anlam vermeye çalışarak alina ile ayna anda ona  kocaman sarıldık ve tekrardan ağlamaya başladık ama bu sefer mutluluktan ağladık, onlara duyduğumuz özlemden
"Bilmem gerçekmiyiz" dedik acı içinde gülümserken "nasıl geldiniz neler oldu?" Hemen ardından alina abime baktı
"Ne o bizi içeriye almayı düşünmüyor musun??, yoksa bizi istemiyor musun?" Aslında ayak üstü anlatılacak bi mevzu olmadığından dolayı böyle yapmıştı ve evet bizi almiyicakmi??
"Yok düşündümde siz yokken ev daha çekilir halde"
Sonra bi an ciddi mi acaba diye bi göz ucuyla baktım ama hayır ciddi değildi yorgun gözleri bu aralar ilk defa mutluluktan gülüyor gibiydi bize başıyla içeriyi işaret etti ve iceri geçtik içeriye girdiğimizde ise o korkunç manzara ile karşılaştık ev çok dağınıktı berbat bi çöplük gibiydi bir yığın gibi oluşmuş çöpler vardı ,annem baya dağılmış olmalıydı çünkü dağınıklığı seven bir kadın değildi böylece kolay dağılmasının asıl en büyük sebeplerinden biri bizdik, hem babamı kaybetti hemde bizi kaybetmişti bu onun için hiç kolay değildi elbette, tahmin ettiğim gibi annem uyumuştu bizde oturma odasına gidip bir koltukta oturduk baya yorulmuştuk bacaklarım çok ağrıyordu ve aniden aklima gelen şey ile doğruldum -lan dur benim bacağım nasıl çalışıyor?- inanmadığım için ayağı kalktım ve tekrar oturdum şaka gibi sabahtan yürüyorum ve yeni mi fark ediyorum tam bir salağım dur inanmadım bi yine kalkayım
"Ne oldu?" Abimin sorduğu soruyla birlikte yüzüne baktım ardından tekrar ayaklarıma baktım ve
"Yürüyorum" dedim mutlu bir şekilde sonra alinaya baktım ilk başta dediğim şeyi anlamamıştı bana baktı ve "Evet yürüyorsun??" sonra gözleri kocaman açıldı "Lan yürüyorsun!
"Lan yürüyorum" biz aramızda gülüşürken abim neler olduğunu anlamaya çalışıyordu çünkü yeni yürümeye başlayan bebek gibi sevinmiştim bir kez daha ne kadar salak olduğumuzu anladı sanırım "Neler oluyor burda??" Sonra onun yüz ifadesine baktık ve güldük aynı anda
"Çooook Uzun hikaye"
Kendi aramızda sevinirken birden annemin yarı uykulu sesi geldi "Neler oluyor burda mert??" Abime ses çıkarmamasını söyledik, Oturma odasının hemen yanında mutfak vardı mutfağa bir su içmeye gitti onu göre biliyordum ama o yorgunluktan anca kendini görebiliyordu suyu aldı ardından oturma odasına yani bizim bulduğumuz yere bize baktı sonra tam gideceği esnada gözleri kocaman açıldı ve tekrardan olduğumuz yere bakti
Sonra ilk başta mertin yaptığı gibi gözlerini avuşturdu "hayal görüyor olmalıyım" dedi
"Bir hayalden daha ötesini görüyor olmalısın" dedik gözyaşları içinde -bizde iyice sulu göz olmuştuk- ona doğru hizli adimlarla koştuk ve ona kocaman sarıldık ardından mert "bensiz mi sarılıyorsunuz aşk olsun size"  gözyaşlarını tutamıyor ve ağladığını hiç bir zaman kabul etmiyordu sonra annem bizden ayrıldı
"Şuan bir rüyadaysam beni uyandırma mert"
"Bu rüyadan bende uyanmak istemem anne"
Sonra tekrardan saatlerce sarıldık o an 4'müzün de aklından aynı şey geçiyordu babam..
Keşke  babamda yanımızda olabilseydi ve onada sarılabilseydim, düşünsenize bir sabah kalktınız babanız hayatta yok yada anneniz düşünmesi bile ne kadar kötü değil mi? Oysaki şuan babama sarılmak için nelerimi vermezdim, bir sabah uyandığınızda o sevdiğiniz değer verdiğiniz bir insanı göremeyebilirsiniz o yüzden sevdiklerinize geç kalmayın, bunu söylüyorum  çü𝐧𝐤ü 𝐛𝐞𝐧 𝐛𝐚𝐛𝐚𝐦𝐚 𝐠𝐞ç 𝐤𝐚𝐥𝐝ı𝐦...

𝗕ö𝗹ü𝗺ü 𝗯𝗶𝗿𝗮𝘇 𝗴𝗲ç 𝗮𝘁𝘁ı𝗺 𝗮𝗻𝗰𝗮 𝗳ı𝗿𝘀𝗮𝘁ı𝗻ı 𝗯𝘂𝗹𝗮𝗯𝗶𝗹𝗱𝗶𝗺 𝗮çı𝗸ç𝗮𝘀ı 𝗨𝗺𝗮𝗿𝗶𝗺 𝗯𝗲𝗻𝗱𝗲 𝘀𝗶𝘇𝗲 𝗴𝗲ç 𝗸𝗮𝗹𝗺𝗮𝗺ışı𝗺𝗱ı𝗿😉

𝐁𝐮 𝐛ö𝐥ü𝐦𝐝𝐞 𝐝𝐞𝐝𝐢ğ𝐢𝐦 𝐠𝐢𝐛𝐢 𝐲𝐚𝐩ı𝐧 𝐯𝐞 𝐝𝐞ğ𝐞𝐫 𝐯𝐞𝐫𝐝𝐢ğ𝐢𝐧𝐢𝐳 𝐢𝐧𝐬𝐚𝐧 𝐡â𝐥â 𝐲𝐚𝐧ı𝐧ı𝐳𝐝𝐚 𝐢𝐬𝐞 𝐨𝐧𝐚 𝐬𝐚𝐫ı𝐥ı𝐧 𝐯𝐞 𝐬𝐞𝐯𝐠𝐢𝐧𝐢𝐳𝐢 𝐠ö𝐬𝐭𝐞𝐫𝐢𝐧 üç 𝐠ü𝐧𝐥ü𝐤 𝐝ü𝐧𝐲𝐚 𝐬𝐨𝐧𝐮ç𝐭𝐚 İ𝒏𝒔𝒂𝒏𝒍𝒂𝒓𝒂 𝒈𝒆ç 𝒌𝒂𝒍𝒎𝒂𝒚ı𝒏 𝒐𝒏𝒍𝒂𝒓ı𝒏 𝒔𝒊𝒛𝒆 𝒔𝒊𝒛𝒊𝒏 𝒐𝒏𝒍𝒂𝒓𝒂 𝒊𝒉𝒕𝒊𝒚𝒂𝒄ı𝒏ı𝒛 𝒗𝒂𝒓

Ş𝘪𝘮𝘥𝘪𝘭𝘪𝘬  𝙂ö𝙧üşü𝙧ü𝙯  𝘶𝘮𝘢𝘳ı𝘮 𝘣𝘶 𝘣ö𝘭ü𝘮ü 𝘣𝘦ğ𝘦𝘯𝘮𝘪ş𝘴𝘪𝘯𝘪𝘻𝘥𝘪𝘳 𝘰𝘺𝘭𝘢𝘮𝘢𝘺ı 𝘺𝘰𝘳𝘶𝘮 𝘺𝘢𝘱𝘮𝘢𝘺ı 𝘶𝘯𝘶𝘵𝘮𝘢𝘺ı𝘯 𝘪𝘺𝘪 𝘢𝘬ş𝘢𝘮𝘭𝘢𝘳𝘳🤍💌





'𝘼𝙍𝘼𝘿𝙄Ğ𝙄𝙉𝙄𝙕 𝙏𝙀𝙇𝙀𝙁𝙊𝙉𝘼 𝙎𝙐𝘼𝙉 𝙐𝙇𝘼𝙎𝙄𝙇𝙈𝙄𝙔𝙊𝙍 'Where stories live. Discover now