4• Bu gece yanalım

4.1K 162 32
                                    




Kapı zilinin çalmasıyla birlikte ayaklarımı sürüyerek aşağı indim. Tüm enerjim çekilmiş gibiydi. Saatlerdir kafamdaki girdaba dönüşen düşünceleri durduramıyordum. O değil kim gelmişti ki bu saatte?

Kim olduğunu sormadan direkt kapıyı açtım. Sakın evde denemeyin. Şu an elinde bira şişesini sallayarak gülümseyen Aslım'la bakışıyorduk. "Beni içeri almayacak mısın?" Şaşkın bir ifade ile yüzüme bakmaya devam etti.

"Ya çok pardon kafam dalgın, gel içeri." Elindekileri alarak mutfağa geçtim. O da peşimden gelmişti. Bir dakika Aslım benim evimin adresini nereden biliyor?
Elimdeki bira ve çerezleri tezgaha koyduğum gibi bir hışımla sandalyede oturan Aslım'a döndüm. Bu fevri hareketime karşılık yerinden sıçramıştı.

"Hass! Noluyor lan?" Muzipçe üzerine doğru yürümeye başladığımda sandalyeye iyice sindi. Sırtını olabildiğince sandalyeye dayadığında herhalde kendini güvende felan hissediyordu. Gülmemek için kendimi zor tuttum.

"Evine gelen arkadaşını öldürdü diye manşetlere çıkmayacağım dimi?" Tüm ciddiyetimin kırılma noktasıyla birlikte ağzımdan tükürükler çıkarak gülmeye başladım. Maymun götü görmüşçesine gözleri büyüdüğünde daha da çok gülmeye başladım.

Anırma, kişneme, yerlere yatma seansım bittikten hemen sonra bana korkuyla bakan Aslım'ın karşısına oturdum. "Ya kızım korkma bir şey yapmayacağım. Şaka yapmak istedim sadece." Yemin ederim alnından terler süzülüyordu. "Ay vallahi ödüm bağırsağıma kaçtı. Biraz daha devam etseydin işemeli sıçmalı bir performans sergileyecektim."

Abi öyle bir tarikata denk geldim ki, içeride işemeli saçmalı ayin vardı. Beyin, beyin değil ki film kasedi mübarek. Aklıma gelen sahneyi hızlıca defettikten sonra dikkatimi Aslım'a verdim. "Bu performansını sergilemediğin için çok teşekkür ederim. Şimdi adresimi nereden bulduğunu öğrenebilir miyim?"

Bir yandan kalkıp tezgaha koyduğum biraları aldım. "Öğrenci işlerinden öğrendim. Çok hasta olduğunu, bugün okula gelemediğin için seni ziyaret etmek istediğimi söyledim. Sağolsun beni kırmadılar."

Akla bak hey maşallah. Çerezleri de bir kaseye koyduktan sonra masaya geçtim. "Aferin kız sana, valla ne yalan söyleyeyim iyi ki geldin." Hiç mütevazi olmayan bir yüz ifadesine büründüğünde gözlerimi devirdim. Masada duran birayı kafama dikerek lıkır lıkır mideme gönderdikten sonra ağzıma birkaç çerez attım.

"Ee hazır mısın?" Kaşlarım istemsizce havalandı. "Neye hazır mıyım?" Bir anda konfetiler patlatıp bana direk dansı yapmayacak ise hazırım. Zira o kadar büyük heyecanla bekliyor ki şu an patlayacak bir volkan gibiydi. "Ya kızım olanları merak etmiyor musun? Savaş alanı dedim, Poyraz dedim. Sen mesajlarımı okumuyor musun?"

Derin bir of çekerek biramdan bir yudum daha aldım. Şu mesele. Bizimkinin karın ağrısı belli olmuştu. Dedikodu yapmaya gelmiş şırfıntı. "Okudum okudum da ben olayları bir tık öğrendim diyebilirim."

Gözlerini büyülterek bana baktı. "Nasıl ya? Bu dedikoduyu vermek için saatlerce bekledim lan ben!"
Onu biz anladık canım ya. Omuz silktim. "Civan'la konuştum." Gözlerini mümkün olabilecek en büyük şekilde açarak çerezleri çekirdek çıtlar gibi yemeye başlamıştı.

"Civan'la mı? Nasıl? Niye? Ne dedi? Nol-" Elini tutarak lafını kestim. "Sakin ol lan. Şu çerezleri de yavaş ye. Şapırtıdan tüylerim kalktı." Hızlıca kafasını salladı. Bir an önce anlatmamı bekliyordu. "Beyefendi benim numaramı bulmuş nereden bulduysa. Bana whatsapp'tan yazdı engelledim. Sonra gitti bir de instagram'dan yazdı. Neyse işte ben onu baya tersledim felan ama poyrazı dövmüş benim için."

Şu an ağıt yakar gibi ellerini dizine vurup kafasını iki yana sallıyordu. Deliye bak. "Kızım hem de ne dövme. Ben böyle bir şey görmedim. Çocuk hastanede pipetle çorba içiyordur o kadar diyorum. Ama haketti yavşak. Sana göz koymuş belli ki. Ortaya bir yem attı belki sen düşersin diye. Ama kendisi yem oldu. Civan bunun ağzına yüzüne sıçtı resmen. Ve onu döverken ne dedi biliyor musun?"

SerçeWhere stories live. Discover now