Bölüm 6

104 23 94
                                    

+18 Sahneler vardır !!! Herkese iyi okumalar

Jungkook korkuluğa tırmanıp askerlerin gelmesini beklemeye başladı. Yaklaştıkça, grubun başında bulunan adamın Taehyung'un kendisine daha önce tarif ettiği donanma zırhını giydiğini fark etmiş ve midesi düşmüştü. 

Bunlar Ejder Savaşçısı'nın adamları mıydı ve Seokjin'den ne istiyorlardı? Garip bir şekilde, komutan harici adamlar basit siyah cüppeler giyiyordu.

"Kapıları açın!" diye emir verdi öndeki asker, büyük olasılıkla kaskından çıkan tüylere bakılırsa bir generaldi.

Jungkook, "Adınızı ve amacınızı belirtin," diye yanıtladığında asker atından atladı, güzel siyah bir aygırı dizginleriyle durdurdu.

"Jung Hoseok," dedi general "Lord Seokjin'e hediye olarak elli adam ve at getirdim."

"Hediye mi?" 

Jungkook gözleri fal taşı gibi açılmış bir şekilde generalin sözlerini tekrarlarken arkadaşına bakmak için geri döndü. Seokjin ihtiyatlı görünüyordu. Elli adam onları şu anki hallerinde yok edebilirdi.

Seokjin "Onlarla tanışmama izin ver," dediğinde yan kapı açılmış ve lord kapıdan geçmişti, Jungkook da yanındaydı.

"Lord Seokjin," Jung Hoseok adındaki adam başını eğdi. "Ejder Savaşçısı tarafından bu adamların size güvenli bir şekilde ulaşmasını sağlamam talimatı verildi."

"Bu hediyeden haberim yoktu" diye kaşlarını çattı Seokjin. "Sizi şehrimize kabul etmekte tereddüt edersek anlayabilirsiniz değil mi Jung Hoseok-ssi."

"Elbette," asker küçük bir gülümsemeyle başını salladı. "Bu zamanlarda bu kadar temkinli olmak güzel. İzninizle ..."

Jung Hoseok eldivenini çıkarıp Seokjin'in boynuna dokunmak için uzandığında lordun gözleri büyürken askerin işarete dokunmasına izin vererek eğildi. Üzerinden hoş, sıcak bir his geçerken güvende hissediyordu.

Jung Hoseok geri adım attığında Seokjin, "Şehirdeki insanların çoğu Ejder Savaşçısının adamları yüzünden ailesini ve arkadaşlarını kaybetti" dedi. "Onları burada iyi karşılayacaklarını sanmıyorum."

"Anlıyorum," dedi asker. "Bu yüzden sade giyindiler. Biri sorarsa, savaşı duyan ve halkının refahı için endişelenen Veliaht Prens tarafından gönderildiklerini açıklayabilirsiniz."

"Uzun bir yol kat ettiniz. Dönmeden önce dinlenmek ister misiniz?"

"Teşekkür ederim," dedi Jung Hoseok başını eğerek. Altın ejderha mührünü üniformasından çıkarıp cebine koydu.

Jungkook kapılar açılırken "Onları kabul ediyor muyuz?" diye sorduğunda,

"Alabileceğimiz tüm yardıma ihtiyacımız var, Kook-ah," dedi Seokjin gülümseyerek saçlarını karıştırırken.

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

Seokjin, Taehyung onlara çay ve hafif atıştırmalıklar ikram ederken Hoseok'u sessizce izliyordu. Adamın geniş omuzları vardı ama vücudu hafif ve fitti. Bağdaş kurarken rahatça oturmuş, küçük tabakta ki yiyecekleri kokluyordu. 

Jung Hoseok güçlüydü ama çok güzeldi de ve lord başkentteki bütün erkeklerin böyle görünüp görünmediklerini merak etmekten kendini alamamıştı. Namjoon'u çevreleyen tüm erkeklerin...

"Sizi neden gönderdi?" diye sordu Lord Seokjin, birkaç dakikalık sessizlik geçtikten sonra. "Bana göz kulak olmanız için mi?"

"Hiç de değil," dedi asker. "Son savaşta çok adam kaybettiniz bu yüzden topraklarınızın savunmasız kalmasını istemiyor."

DRAGON EYES {NAMJİN}Where stories live. Discover now