5.

50.4K 3.1K 1.1K
                                    




5.

Kenan Aker'den...

Kız kardeşim yaşıyordu. Senelerdir özleminden yandığımız, yokluğu ile dağıldığımız kız kardeşim yaşıyordu. O nefes alıyordu. Bana bakıyordu. Konuşuyordu. Utanıyordu. Sevimli olan ama kırılgan ruhunu yansıtan bakışlar atarak ağlamak istememe neden oluyordu.

O vardı. Varlığı yanımızdaydı.

Ölmemişti. Bizi yarım bırakmamıştı. Son derece gerçekti.

Onunla, yapmak istediğim çok şey, gitmek istediğim çok yer vardı. Onu çok mutlu etmek, ona tüm geçmişini unutturmak istiyordum. Çok fazla hayalim vardı onunla ilgili. Çok fazla isteğim. Onun eksik tüm yanlarını tamamlamak isteyen bir yanım vardı. Tüm kalbimi esir almıştı bu istekler.

Onu çok mutlu etmek istiyordum. Bize alışsın, evin içinde dolansın, sesiyle bizi taçlandırsın istiyordum.

Ama benim salak kardeşlerimin bazıları yüzünden, değil sesini duymak, onu tüm günün hiçbir anında evin içinde bile görememiştim. Tüm gün odasında durmuş, bahçedeki birinin onu kolayca görebileceğini hesaba katmadığı için bana odasının penceresinden harika bir tatlılık bahşetmişti.

Kendisi çok tatlıydı ama üzgün olması, kalbimi acıtıyordu. Ve onun üzgünlüğünün sebebinin, büyük ikizler olduğunu bilecek kadar iyi tanıyordum, kardeşlerimi. Emre ve Emir'in ne yaptığını bilmiyordum ama bir şey yapmışlardı. Belliydi hem onların hallerinden hem de Melis'in onların adı geçince verdiği tepkilerden.

Bu yüzden, Melis akşam yemeğine de inmeyip uyuduğu için, kendimde onlara bir ceza verme hakkını bulmuştum. Ne yaptıklarını öğrenecektim ve ardından da, onların Melis'e yaptıkları şeyin aynısını onlara yapacaktım.

Emre tüm gün okuldaydı. Yeni gelmişti ve odasında yattığına emindim. Bu yüzden onun odasından önce Emir'i bulmam ve onu da alıp Emre'nin odasına öyle gitmem gerekti.

Emir'in olabileceği birkaç yere baktıktan sonra hiçbir yerde bulamayınca Emre'nin odasına geçmeye karar verdim. Onu arayıp oraya çağırabilirdim. Ve hatta belki de Emir zaten orada olabilirdi.

Odaya yaklaştığım zaman kapının aralık kaldığını ve içeriden gelen sesleri duydum.

"Kız odasından hiç çıkmadı. Bir şey olmuş olmasın."

"Sabah çıktı. Şu yardımcının kızına odanın kilidini açmasını söylemiştim. O kapıyı açtıktan sonra çıkmış birilerini aramış." Sonra bu cümleleri kuran Emir, iğrenç, kardeşim olduğuna nefret ettirecek bir kahkaha attı. "Salak, onu kahvaltı masasında beklediğimizi düşünmüş. Kimseyi göremeyince üzülüp odasına dönmüş. Tam bir aptal. Ucube!"

"Emir, yaptığımız iğrençti. O bizim kız kardeşimiz-"

"Of, Emre. Kes şu abi ayaklarını. Sen değil miydin, daha o gelmeden bu kız sorunlu, diyen. Melih ve Mete'den uzak tutalım demedin mi?"

Emre bir şey demedi. Genelde suçlu olduğu zamanlarda susardı.

"Oğlum sen, kız belki bitlidir, eve gelmeden bir doktor, hamam bir şeye mi göstersek dedin. Senin böyle cümleler kurmaya hakkın yok."

"Pişman-"

Daha fazla dinlemeye gücüm yoktu.

Erkek kardeşlerimin, kız kardeşimiz hakkında bu kadar iğrenç düşüneceğini hayal edemezdim. Kurdukları cümleler beynimde dolanıyordu. Başım çatlayacak gibi ağrıyordu. Delirmek üzereydim.

KARMAŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin