Gülüşe Devrilen Rakılar ve Ayrı Düşen Hayatlar

18 3 0
                                    


LOTUS

E.B.G.

𖥸

Sorumluluklar hayatımızın her evresinde yer edinen, kendine özgü örüntüsü olan dinamik olgulardır. Bir günümüzden tutalım tüm ömrümüze kadar her anımız yerine getirmemiz gereken sorumluluklardan ibarettir. Sabah kalkıp işe gitmek bir sorumluluktur mesela ya da bir insanın uzun vadede elde etmek istedikleri için harcadığı çaba kendi hayallerine karşı sorumluluğudur. En basitinden yemek yemek hayatta kalabilmemiz adına yerine getirmek zorunda olduğumuz bir sorumluluktur. Bunlar zaman zaman kişiyi bedensel veya psikolojik yorgunluklara sürükleyebilir.

Sorumluluk; düşünce, davranış ve duygu olarak üç boyutta ele alınır. Davranış boyutu fiziken yerine getirilen şeyler olup insan psikolojisinde büyük bir hasara sebep olmaz. Düşünce boyutu faaliyete dökülmemiş, belki yakın zamanda gerçekleştirilecek belki de hiç gerçekleştirilmeyecek yalnız zihinde var olan sorumluluklardır. Sorumluluk duygusu ise yoğunluğuyla haddini aştığında insanın ruhunu kaldırabileceğinden tonlarca daha ağır bir yüke zincirlemektir.

Sorumluluk duygusunun kişiye verdiği zarar şartlara ve kişiye göre değişiklik gösterir. Mesela ben bir anne olmanın sorumluluklarını yerine getirip bunlardan asla ama asla yorulmuyorken anneliğin sorumluluk duygusunu kaldırmakta zorlanıyordum. Çünkü içinde bulunduğum ahvalde ben sıradan bir anneyle bir değildim. Her anne çocuğunun hayatta kalmasını ister bunun için çaba sarf eder ama bu durumun şartları herkes için bir değildir.

Bu duygunun psikolojide yarattığı tahribatla başa çıkmak benim gibi belli bir yaşa ulaşmış, güçlü karaktere sahip bir insan için bile bu denli zorken henüz beş yaşında hiçbir sorumluluğu olmayan biricik oğlum ona verdiğim karanlık sırrın sorumluluk duygusunu nasıl sırtlanacaktı?

Mahfuz'un odasında onun yatağında sırtım yatak başlığına yaslıyken minik oğlum kafası göğsümde bedeni üzerimde boylu boyunca uzanıyordu. Gür ve yumuşak saçlarını okşarken onun uyumadığını aldığı nefeslerin düzensizliği ve açıp kapadığında tenimi okşayan kirpiklerinin hareketiyle anlayabiliyordum.

Sessizdi çünkü edindiği sır onun yaşında bir insanın algılamakta zorlanacağı bir durumdu. Bu yaşına kadar bildikleri onun için kolaydı. Babası uzaktaydı, ulaşım sağlayamıyordu ama bizi seviyordu ve bir gün gelecekti. Bugün öğrendiği ise babasının bir adım mesafesi kadar yakınında olduğu ama kendisinden bir haber oluşu ve bunun da böyle sürmesi gerektiğiydi.

"Anne." Mahfuz'un fısıltılı seslenişiyle gözlerimi karşımdaki duvardan çekerek onun saçlarına çevirdim.

"Bebeğim." ona karşı kendimi oldukça mahçup hissediyordum. Ondan gizlemek zorunda kaldıklarım ve bu zorundalıkların doğurduğu yalanlarla tanışmıştı bugün. Onun gözünde eskisi gibi mükemmel biri olmamaktan ölesiye korkuyordum.

LOTUSWhere stories live. Discover now