LOTUS
E.B.G.
(Bu bölümün tamamı yazar anlatımıdır ve geçmiş zaman ele alınmaktadır.)
5 Yıl Önce...
Trafikte arabasını santim santim ilerletebilirken arabadan inip birilerini dövmemek için zor tutuyordu kendini Polat. İstanbul güzel bir şehirdi hele sevdiği kadın içinde nefes aldığı için çok daha güzeldi ama trafiği çekilecek dert değildi. Sonra Türk insanı sinirli diyorlardı, bu trafiğe peygamber takılsa ana avrat söverek çıkardı.
Parmaklarıyla direksiyonda ritim tutarken gözleri göstergedeki tarihe kaydı.
9 Ocak 2018
Birkaç gündür çok yoğun çalışmıştı, bunun tek sebebi ise işleri erken bitirip haftasonunu sevgilisiyle birlikte geçirmeyi istemesiydi. Hatta bugün işten çıktığı gibi onun yanına gidecekti ama yolda dedesinden aldığı telefonla rotayı değiştirmek zorunda kalmıştı.
Öfkeliydi Polat. Dedesine, ailesine, soylarına ve en çok da hayata. Ta ki sevdiği kadın onun bataklığının ortasında çiçek açana kadar.
Kader Nilüfer'i öyle bir zamanda çıkarmıştı ki Polat'ın karşısına. Tam her şeyden vazgeçtiği, geleceğe dair tüm ümitlerini kaybettiği bir anda hayatının orta yerinde belirmişti narin çiçeği. Beş yıl önceydi, onu bir podyumda gördüğü ilk anda aşık olmuştu. Aşka inanmazdı halbuki, hele ilk görüşte aşk kavramı dünyaya pembe bir pencereden bakanların uydurduğu yalan gibi gelirdi ona. Ama yaşadığı anda bunun bir yalan olmadığını aksine hayatının en doğru gerçeği olduğunu anlamıştı.
Çok güzeldi Nilüfer'i. Bir su kadar duru, bir melek kadar saf ve bir bebek kadar masumdu. Az koşturmamıştı peşinden. O günleri hatırlayınca yüzünde bir tebessüm oluştu Polat'ın. Podyumda onu gördükten sonra onu araştırmış ve her yerde karşısına çıkmaya başlamıştı. Başlarda onu rahatsız etmekten ölesiye korkuyordu ama genç kızın kendisini gördüğü anda parlayan gözleri ve silik tebessümü Polat'ı cesaretlendirmeye yetiyordu. Onun da kendisini beğendiğinin farkındaydı ama Nilüfer kolay bir kumaş değildi, Polat'a asla pas vermemişti. Ne yapacağını da pek bilmezdi Polat, 25 yaşındaydı o zamanlar ama hayatına hiçbir kadını almadığı için bir kadına özellikle sevdiği bir kadına nasıl yaklaşacağını bilmiyordu.
Bir gün yine Nilüfer'in yanına giderken geçtiği sokaktaki takı dükkanının standında bir şey çarpmıştı gözüne. Pırlantalardan yapılmış bir nilüfer çiçeği kolyesiydi bu. Kolyeyi gördüğü an Nilüfer'in zarif boynuna çok yakışacağından emindi bu yüzden o kolyeyi hemen almıştı. O günden sonra ne zaman Nilüfer'in yanına gitse ona hep nilüfer çiçeği bulunan takılar almıştı. Beğenmemesinden korkuyordu ama ne zaman ona gitse genç kız adamın ona aldığı takıları üzerinde taşıyor oluyordu bu da Polat'ı oldukça mutlu ediyordu.
