3️⃣3️⃣

112 19 38
                                    

Hâlâ kitabı okuyan varsa
teşekkür ederim.
Hepinizi seviyorum
ve öpüyorum.
İyi okumalar,
oy ve yorumları bekliyorum ❤


Ne demiştik? Sevmek hiçbir zaman yetmezdi. Çok daha önemli şeyler vardı: dürüst olmak ve saygı... Ne kadar çok seversen sev yanlışlar doğruyu götürür tek bir hata güzel şeyleri de mahvederdi. Ve önemli olan bir nokta da çabalamaktı ve bence kötü şeyleri unutmanı sağlayabilirdi.

Yemeklerimizi bitirdikten sonra Jisoo bizi başka bir yere götüreceğini söyleyip yine peşine takmıştı. Taksi tutmak isteyen Taehyung'u dinlemeyip bizi tekrar metroya sürükledi. Neyse ki bu sefer metro sandığımızın aksine daha sessizdi.

En azından oturacak yerimiz vardı. Bu sefer ikimiz yan yana oturmuştuk ve 5 dakika boyunca ben etrafıma Taehyung'da bana bakıyordu. Çok sıcak olmuştu ve kızardığımı hissediyordum. Karşımızdaki tanımadığımız kızlarında gülüşmelerini görünce daha da utanmıştım.

"Hâlâ acıyor mu?"

"Hayır, artık sorma iyiyim."

"Peki" diyerek bana bakmayı kesip telefonu ile ilgilenmeye başladı.

Umarım kırılmamıştır çünkü kötü niyetle söylememiştim. Bende telefonumu çıkarıp kitap uygulamasını açtım ve okumaya başladım.

"Jungkook?" dedi sakin bir ses tonuyla. Gözümü telefondan çekip ona baktım, çok masum bakıyordu.

"Efendim, Taehyung"

"Hangi kitabı okuyorsun?"

"Hamlet. "

"Oh, okumuştum." diyerek gülümsedi.

"Ben de ama bir daha okumak istedim." diyerek kitaba döndüm.

Onunla konuşmayı özlemiştim ama yine de gergin ve heyecanlıydım. Her şey çok garip geliyordu.

"Jungkook" dediği zaman tekrar başımı ona çevirdim. Hafif tebessüm ederek gözlerimin içine baktı.

"İnanma istersen yıldızların yandığına,
Güneşin döndüğüne bile inanma,
Doğrunun ta kendisini yalan bil,
Ama seni sevdiğime inan."

Gözlerimi bir saniye bile ondan ayırmamıştım. Kalbim duracak gibiydi ve o an anladım ki ona karşı yenilmiştim. Kitaptaki bir şiirdi fakat o kadar içten söylemişti ki ikimizde amacının sadece şiiri okumak olmadığını biliyorduk.

"Bu kısmı çok seviyorum" diyerek gülümsedi. Utançtan yanakları kızarmıştı ve gözlerini kaçırarak etrafına bakındı.

"Canım Ophelia... "diye cümleye başladığımda tekrar bana baktı.

"...beceriksizim şiir yazmakta,
İçimdekini kalıba dökme sanatım yok,
Ama çok, her şeyden çok seviyorum seni"

Jisoo'nun bize seslenmesi bütün büyüyü bozmuştu. İneceğimiz durağa gelmiştik ve yine Jisoo'nun peşine takılmıştık. Bizi bir kafeye getirmişti. Bu kafenin içinde canlı müzik, karaoke ve oyun alanları vardı. Çok eğlenceli gözüküyordu. Çalışan bizi en güzel alana getirdi ve hepimiz oturup siparişlerimizi verdik.

"Jungkook?"

"Efendim, Jisoo?"

"Siz ne konuşuyordunuz Tae ile?"

"Bu kadar meraklı olma" dedim gülümseyerek.

"Of" diyerek surat astı.
İçeceklerimiz gelmişti ve şarkıcı sahneye çıkıp romantik bir şarkı söylemeye başlamıştı.
Cho hee birasını içtikten sonra heyecanla gülümseyerek hepimize baktı.

my sister's psychiatrist: vkookWhere stories live. Discover now