13. Bölüm

1.2K 61 21
                                    

Arkadaşlar geç kaldım biliyorum ama aklıma yazacak bişey gelmiyor kafamın içi çok dolu lütfen kusura bakmayın. Oy vermeyi unutmayın lütfenn

İyi okumalar
.
.
.
.
.
.
.

Bazen her şey rayında gider. O kadar mükemmel bi masalın içindesindir ki gerçek hayatla tamamen ilişiğini kesmiş acıdan sızıdan uzak o masalın içinde bir ömür geçirmek istersin. Ama her şeyin olduğu gibi o masalında bir sonu vardır.

Her güzel şeyin bir sonu vardır...
Ve ben henüz bunun farkında bile değildim

Aradan bir hafta geçmişti. Ateş bana karşı her yönden fazla iyiydi. Gözlerimi onun kollarında açmıştım yeniden. Bi süre onu izleyip uyandırmamaya dikkat ederek yataktan kalkıp aşşağıya indim. Kahvaltıyı hazırlamak için mutfağa gittiğimde telefonuma gelen mesajla durdum.

Mesajda bi bebek fotoğrafı vardı. Algılayamayarak ekrana baktım. Çok değil bir kaç saniye sonra telefonum özel numara tarafından çalmaya başladı. Korkuyla kulağıma götürdüm.

"Alo"

Bi süre ses gelmedi daha sonra aslında hiç de yabançı olmadığım birisi konuştu.

"Küçük kardeşim beni özledin mi?" Evet bunu abimin sesiydi.

Yutkundum. "ne istiyorsun yine!"
"Fotoğraftaki çocuk kim biliyor musun kardelen?" Dedi ürkütücü sesiyle. Cevap vermedim konuşmasını bekledim ve öyle de oldu "Sencede bebek birine fazla benzemiyor mu?" Dedi tekrardan.

Korkarak fotoğrafı bir kez daha açtığımda daha dikkatli baktım ve ağzım açık kaldı. "Annem!" Diyebildim sadece kısık ama sitemli sesimle. "Eveet annem. O bizim kardeşimiz kardelen ve sen bu yakışıklıya zarar gelmesine izin vermezsiz" dedi keyifli sesiyle.

Göz yaşlarımı tutamıyordum. "Yapamazsın! O daha küçücük hiçbir suçu yok yapamazsın!" Dedim. Nerden bulduğu hakkında bir fikrim yoktu ama beni onunla tehdit edeceğini anlamıştım. "Hayır kardeşim yaparım biliyorsun! Sana nasıl yaptıysam onada yapabileceğimi çok iyi biliyorsun!" Dedi acımasızca.

"Ne istiyordun Allahın cezası ne!" Dedim sinirle.
"Aslında ilk başta benimle gelmeni isteyecektim ama bu bir işime yaramaz. Acı çekmeniz ve bunu kendi ellerinle yapman benim için daha keyifli ve zahmetsiz olur öyle değilmi" dediğinde sinirle nefesimi verdim. "Geveleme lafı sadede gel!" Dedim

"Ateşten ayrılmiyicaksın ama daha beter yapıcaksın onu kendinden soğutacaksın, altatıldığını düşünecek ve aksi bir hareketinde benim haberim olacak çünkü aslı yada emre etrafınızda olacak yanlış bir şey duyarsam küçük kardeşine bay bay de"

Cümlesini bitirip telefonu yüzüme kapattı. Şok içinde telefona baktım. Bu adam benim abimdi nasıl bu kadar acımasız olabiliyordu.

Kendimi toparlamaya çalışıp kahvaltıyı hazırladım. Bunu yapmak zorundaydım çünkü onun hiç bir suçu yoktu. Hikayenin en masumuydu o. Daha tanımadığım varlığını bile yarım saat önce öğrendiğim küçük kardeşim.

Ateşin mutfağa girmesiyle suratım ciddileşti. Beni görünce gülümseyip yanıma geldi ve bana sarılmak istedi ama ona izin vermeden sandalyeye oturdum. O şaşkın gözlerle bana bakarken ben ona dönmemeye çalıştım. "Bi sorun mu var?" Diye sordu karşıma otururken

"Hayır" dedim düz bi sesle "sarılacaktım?" Dedi tekrardan. "Fark etmedim" dedim. Bişeyler sezmişti ama tekrar konuşmadı.

Akşama kadar her şey aynı ilerledi. ben ateşi sürekli tersliyor ve yüzüne bakmıyordum. "Hayatım çay vereyim mi?" Diye sordu ateş o sırada ben ayağa kalktım "ben alırım" dedim yüzüne bakmadan.

Mutfağa gittiğimde bir kaç saniye sonra kolumda hissettiğim elle arkama döndüm "neyin var senin? Niye birden bire saçma sapan davranmaya başladın? Hayır bi şey mi yaptım onu da anlamıyorum ki" dedi gergin bi şekilde.

Ona bunu yapmak o kadar canımı yakıyordu ki ama hemen bitsin istiyordum gözlerim yavaştan dolmaya başladığında kolumu elinden kurtardım "Ateş ben far ettim ki.." dedim ve yutkundum "ben fark ettim ki.." "eee kardelen neyi fark ettin söyle artık" dedi kasılarak "Ben far ettim ki aslında sana aşık değilmişim" dediğimde yüzüme öyle bi baktı ki bütün kalbimi bıraktım o an.

"Yani sevmeye çalıştım seni aşık olmadım hiç ama olmuyomuş yapamadım... üzgünüm.." dedim gözümden akan yaşı tutamayarak. "Kardelen.." konuşmak istiyor ama konuşamıyordu. Gözleri doluştu " Ne anlatıyosun sen? Dalga mı geçiyorsun benimle! Komik değil"dedi yutkunarak.

"Özür dilerim emreyi unutamıyorum ve ona hala çok aşığım"dedim. Durdu sadece gözlerime baktı ve gözünden bi damla düştü "Neden yaptın bunu? He neden oynadın benimle? Neden izin verdin sana inanmam, güvenmeme, aşık olmama neden izin verdin!" Hiç bişey diyemedim.

Söyleyecek hiçbir şeyim yoktu. Bana yaklaşıp elini yüzüne koydu ve alnını anlnıma yasladı "Yapma..." yutkundum "Asıl sen yapma!" Bu sefer fısıldadı ve "bize bunu yapma kardelen" dedi.

Ondan ayrılım güzümü sildim. "İstemiyorum Ateş hala neyi zorluyorsun. Bitti. Zaten hiç yaşanmamıştı beni için şimdi tamamen bitti" dedim. O hiç bişey söylemedi yüzüme baktı sonra ise mutfaktan çıktı bir kaç saniye sonra dış kapının kapanma sesini duydum.

Yere çöküp hüngür hüngür ağlamaya başladım. Ve kendimden nefret ettim.

Son...
.
.
.
.
.
.
.
Umarım beklediğinize deymiştir tekrardan kusura bakmayın. Umarım beğenmişsinizdir🙂

Oy vermeyi unutmayın ⭐️

Ateş parçasıWhere stories live. Discover now