NOEL GÜLÜ 11

41 4 18
                                    

GÜNÜMÜZ

Kapı tıkırtısı.

Bir kere daha...

Sonra o ses. "Müsait misin?"

Elimdeki günlüğü kapatarak uzandığım koltuktan doğruldum.

"Gel Lydie."

Lydie çalışma odamın kapı kolunu çevirip açtığında elinde tepsiyle odaya girdi. "Aç yatmana gönlüm razı gelmedi." Ayağıyla kapıyı kapatarak yanıma gelip oturdu. "Seninki kadar güzel olmasa da bende kendimce bir şeyler yaptım."

Tepsideki makarna tabaklarından birini bana uzattı. Tabağı elime aldığımda çatalı makarnaya doladım. "Beni şaşırtıyorsun Sevgilim."

Lydie çatalı ağzına sokmadan önce, "Hangi konuda?" Diye sormuştu.

"Yani böyle tartıştıktan sonra bir şeyler hazırlamak, getirmek, ortamı yumuşatmak falan... Sana özgün şeyler değil." Makarnadan bir çatal aldım.

"Karnım açtı. Sende yapmadın zaten bana. Bende kendime yapmışken sana da getireyim dedim sonuçta kocamsın. Aç kalmanı istemedim sen her ne kadar benim açlığımla ilgilenmesen de."

İmalı ses tonuna güldüm. Sanki yapıp götürsem yiyecekti de? Tabii asla bunu sesli dile getiremem yine kavga çıkartıp başımdan aşağı makarnayı dökerdi.

Sessiz bir şekilde makarnamı yemeğe devam ederken, Lydie yan tarafımda duran günlüğü eline aldı. "Hâlâ bunu mu okuyorsun?"

Makarnamı yemeye ara vermeden, "Evet." Dedim.

"Eee? Başka kimleri öldürmüş bu Kral?"

Başımı ona çevirip lütfen dercesine, "Lydie..." dediğimde omuz silkti.

"Aman toz kondurma kralına."

Boş tabağı tepsiye koydum. "O kralın evinde oturuyoruz hatırlatırım."

"Olabilir sonuçta parasıyla oturuyoruz."

"Evet ama." İşaret parmağımı havaya kaldırarak parmağımı bir tur döndürdüm. "Şu etrafta gördüğün her bir eser onun parmaklarından çıkmış."

Başını kaldırarak tavandaki çizimlere baktı. "Evet. Çizimleri güzel gerçekten. O konuda bir şey demedik zaten."

"Eline sağlık." Bakışlarını bana çevirdi. "Makarnan güzel olmuş."

Tepsiyi eline alıp ayağa kalktığında tepsiyi yirmi dört kişilik toplantı masamın üzerine bıraktı. Tekrar bana dönerek birkaç adımda yanıma geldiğinde kucağıma oturarak bacaklarını kendine çekti. Burnunu boyun girintime soktuğunda arkama yaslanarak gözlerimi kapattım.

"Sence hikayenin sonunda onlara ne olmuştur?"

Gözlerim kapalı bir şekilde, "Kime?" Diye sorduğum da, "Kralla ve Noel gülünü." Demişti.

Dudaklarımı büktüğümde kollarımı bedenine sararak kendime çektim. "Bilmem. Okudukça öğreneceğim."

"Ben Noel Gülünün yerinde olsaydım hiç düşünmeden o Kralı öldürürdüm."

Dudağımın kenarı hafif yukarı kalktı. "O kızla empati kurmanı istiyorum." Başını kaldırıp bana baktığında bende gözlerimi açarak gözlerine baktım. "Beni öldürür müydün?"

Lydie bana baktı, baktı, baktı... Sonra derin bir nefes alıp verdiğinde omuzlarını düşürdü. "Bilmiyorum."

"Onlar için zor bir imtihan."

Lydie beni başıyla onayladı. "Hep o kral yüzünden."

Lydie'nin başını tutarak göğsüme yasladım. "Bence artık uyumalıyız."

NOEL GÜLÜWhere stories live. Discover now