Ara Sokak

2 0 0
                                    


Daha batmamış güneşin altında yürüyordum.Ece'nin yanından ayrılalı bir saat oluyordu.Okul nihayet bitmişti fakat benim mesai bitmemişti.Ders çalışmam gerekiyordu.Bilgeli bir insan olmayı her zaman benimsemiştim.Bu yüzden kitaplar okur,şiirler yazardım.Belki de en iyi şairler acıyı en derinden yaşayanlardı.Onu bilmem fakat ben kendi çapımda yazmaya bayılan bir insandım.

Sırtımda kırmızı çantam,kolumda Ece'nin yapıştırdığı geçici yara bandı vardı.Adımlarım dershanenin yolunu tutmuşken bakışlarım adımlarıma kaydı.Eğer şu kaldırımdaki çizgilere basmadan kaldırımı bitirirsem dershanede boş masa bulacağım.Bu tür inançlarım vardı.Genelde mantıklı geliyor ve uyguluyordum.Önümdeki çizgili kaldırımlara gitti bakışlarım.İçimden tekrarladım cümlemi.Küçüklükten beri şansı kovalamak için böyle şeyler yapardım.

Derin bir nefes alıp parmak ucumda dikkatli bir şekilde ilerlemeye koyuldum.Kulaklığım halen yoktu ve kafamı dağıtmama ihtiyacım vardı.Beyaz sporlarımın ucundan çizgilere basmadan zıplayarak ilerliyordum.Dışarıdan belki deli gibi görünüyordum ama bu önemli değildi.Önemli olan şimdi önümdeki çizgilerdi.Karşıma çıkan insanları takmayarak tüm dikkatimi çizgilere verdim.Şuan dünya yansa bile ben o çizgilere basmamalıydım.

Gözlerimi kaldırıp önüme baktığımda kaldırımın uzunluğunu gördüm.Bu yol böyle bitmezdi.Ne diye girdiysem bu toplara sinirli bir şekilde oflayarak tekrar dikkatimi ayaklarıma yönelttim.Adeta bir ceylan gibi sekerek ilerliyordum batan güneşin altında.Adımlarım hafif sendelediği sırada omzumda bir el hissetmem ile irkildim.Adımlarımı yarıda bırakıp olduğum yerde durdum.Arkamı döndüğümde bana bakan toprağa benzeyen gözlerle karşılaştım...

Bu o çocuktu yani insancıktı.Hani bana çikolata veren.Ah neyse gene saçmalıyordum.Selam derse ne diyecektim?Ya da konuşmak isterse!Haah yoksa kafeye falan gitmek isterse ne diyebilirdim?Direk hayır desem çok kırıcı olurdu.Yok yok en iyisi bir bahane üretmekti.Ama bahaneye ihtiyacım yoktu ki benim zaten dershanem vardı.Ya benimle dershaneye gelmek isterse?İşte o zaman boku yerdim.Birşey düşün Elvin birşey düşün!

İfadesiz yüzüm ile aklımı okumaması için savaş verirken o yine suratındaki sırıtış ile bana bakıyordu.Ne söyleyecektim şimdi?Ya da o mu söyleyecekti?Ya ikimizde aynı anda söylersek?Off bu çocuk beni niye bu kadar çok geriyordu.Bende onun gibi gülümsemeye çalıştım.Suratımda yayılan ifadede ne gördüyse gülümsemesi daha çok yayılmıştı.Acaba gülümseme yolu ile konuşan biri miydi?

"Selam"dedi elini hafif havaya kaldırıp.Yüzüm soldu.Ergenler gibi eline çakmalı mıydım?Bana neden elini uzatmıştı ki?Tamam Elvin seni uzaylı sanacaklar sende selam ver.Tam selam vermek için elimi kaldıracağım sırada ağzının açılması ile geri düştü."Şey giderken seni gördüm de bir selam vereyim dedim nasılsın?"diye sordu kafeteryada yaptığı elini ensesine koyup kaşıma hareketini yaparken.

"Haaa"dedim anlamış gibi yaparak.Sanırım şimdi ona selam vermem gerekiyordu.Uzaylı gibi davranmayı kes Elvin!"İyilik senden?"dedim göz kırparak.Sanırım bu hakaret bana kafeteryadan beri alışkanlık olmuştu.Panikten ellerim terlerken bir yandan da sohbetin nereye gideceğini düşünüyordum.

"İyi bende nereye böyle okul bitmedi mi?"diye sordu hafif göz kırpıp göz ucu ile çantamı ve elimdeki kitapları işaret ederek.Bakışlarım elimdeki kitaplara kayınca yüzümde anlamsız sahte bir gülümseme oldu.

"Şey ya dershaneye gidiyordum"dedim.Tam ardından çıkış konuşmamı yapacağım sırada o araya girdi.

"Aaa öyle mi bende oraya gidiyordum ne tesadüf"dediğinde dona kaldım.İşte şimdi boku yemiştim.Benimle dershaneye gelmek isteyeceki!Günüm mahvolacaktı!Ve zaten yorgunken gerici sohbetine maruz kalacaktım!Acilen yalan bulmam lazımdı.Bir bahane üretip bu işin içinden çıkmam lazımdı.Filmlerdeki gibi kızın bir tanıdığı gelip onu bu durumdan kurtarmasını istedim hatta üstüne üstlük bekledim fakat hiçbir şey olmadı.Birşey anlamasın dire yüzümdeki gülümsememi sabit tutarken nihayet konuştum.

Ara SokakΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα