13.

439 90 111
                                    



Meyil, kendisinin sebep olduğu kavgayı kuliste başını ellerinin arasında tutmuş dudaklarını kemirerek dinliyordu. Böyle olacağı belliydi ve herhalde böyle olmasını istemişti. Şimdi niye kalbi deli gibi çarpıyordu? Kulise girmeye çalışanlar, Arca ve Nedim ikilisi tarafından kapıda engelleniyordu. Bunlara annesi de dahildi.

Arca, Sibel'e, "Siz eve gidin Sibel Hanım, şimdi kızı çıkaramam. Ben Meyil'i eve getiririm merak etmeyin. Şu ortalık yatışsın hele çalışanlarla bir kutlama yapacağız, sözüm vardı." Diyordu.

Sibel ve Muarrem peki madem deyip mekandan ayrıldılar. Uyanık Sibel başka yerde olsa Batuhan'ı paralamak için üstüne atılacakken yanından geçerken tanımıyor numarası yaptı.

Batuhan, kendisini oradan götürmeye çalışan arkadaşlarına, "Siz gidin ben Meyil'i görücem." Diyordu. Üstelik Sibel'in mekandan Meyil olmadan ayrıldığını görmek sinirlerini daha da bozmuştu.

"Göremezsin kardeşim bas git!"

Kulise doğru gitmeye çalışan Batuhan'ın yolu güvenlik görevlileri tarafından kesildi.

"Ben Meyil'in sevgilisiyim, çekilin lan iki dakika tebrik edicem! Bak o çiçeği ben yolladım, odaya koymamışlar! Benim çiçeğim niye kapıda duruyor?"

"Beyefendi giremezsiniz, yasak!"

"Ne yasak ulan? Nolacak girersem? Git söyle, Batuhan geldi de, o kendi gelecek zaten! Git hadi söyle!"

"Kardeşim hadi çık dışarı, kulise girmek yasak..."

Arca koridora doğru yürüdü.
"Noluyor burda?"

Güvenlikçiler, "Arkadaş Meyil Hanımın sevgilisiyim, onu görecem diyor. Yasak dedik anlamıyor."

Arca, güvenliğin arasından geçip genç adamın karşısına dikildi, elleri cebinde rahat tavırlarla sırıttı.
"Öyy-le miii? Biz de seni bekliyorduk dostum! Hoş geldin! Biz de diyorduk liseli psikopat sevgili gelse de olay çıkarsa!"

"Ne diyon sen be? Sen kimsin? O yasak, bu yasak ha siktirin ordan! Çağır hemen Meyil'i görecem."

Arca, Batuhan'ın üstüne yürüdü, çok yakınına girdi fakat ona dokunmadığını herkesin göreceği şekilde ellerini kaldırıp aralarında siper etti. Kendini bildi bileli çete kavgalarıyla karakollarda büyüyen, bir avukat kadar ağır ceza hukuku bilen birisi için kavgada hangi hareketin insanı savcılıkta nereye götüreceğine pekala hakimdi.

"Bana bak! Sevgilisi değil peygamberi olsan anlamam! Benim mekanımda kimse bas bas bağırarak solisti çıkartamaz! Bas git!"

Batuhan adamı göğsünden itti. İlk arbede!
"Ulan seni var ya kıro mafya bozuntusu, sen kim oluyorsun da benimle böyle konuşuyorsun?"

O sırada Meyil odadan çıktı.
"Batu napıyorsun git burdan!"

Arca hiç bir şey olmamış gibi aralarında dikilip durmaya devam etti.

Batuhan bağırdı, "Al işte kız kendi çıktı, çok mu zor yani? Aşşş-kımm!" Deyip abartılı hareketlerle olduğu yerde sallanarak ellerini çırptı ve ıslık çaldı. "Tebrik ederim! Müthişşş şov bee!"

Arca, Meyil'e döndü, dişlerini sıkarak "Hemen! İçeri! Gir!" Diye buyurdu.

Batuhan'a döndü, "Sen de dışarı çık! Buranın kuralları var, alışsan iyi edersin. Yoksa ben sana öğretirim!"

"Sen kime ne öğretiyon ulan zibidi, ben senin ananı avradını sikerim, senin mekanına sokarım! Sen kimsin göt lalesi?"

Arca hesabı kitabı boş verip oğlanın üzerine atılacakken Meyil önüne geçip göğsünden tutarak onu durdurdu.
"Napıyorsun ya? Sakın ona dokunayım deme! Batu! Sen de hemen çık dışarı, geri zekalı gibi davranma!"

HARBİWhere stories live. Discover now